Anlamak…









Kirpiklerini kırpıştırdı. Yüzüne düşen su damlacıkları onu gülümsetmeye yetmişti. “Sen ne güzel bir şeysin yağmur!” diye mırıldandı.  

Bir taraftan koşturmaya devam ediyordu arkadaşı. Diğer taraftan lafını yetiştirdi hemen “Birazdan sırılsıklam olduğumuzda da aynı şeyi söyleyebilecek misin bakalım?”

“Neden söylemeyeyim. Yağmur beni ıslattığı için neden onu sevmeyeyim? Beni ıslatan yağmur beni serinletiyor da aynı zamanda… Hem bir düşünsene yağmurun olmadığını…” Önce dehşetle baktı, sonra minnetle… “Yok, yok. Sen ona aldırma yağmur, beni ıslatsan da seni çok seviyorum!”

Böyle enteresan şeylerden mutlu olmasıyla bilinirdi. Kimsenin aklına gelmeyecek bir yerinden tutar ve kendini mutlu edecek bir tarafını bulurdu mutlaka.

Bu özelliğinden dolayı adı bazen “deli” olurdu, bazen de “Pollyanna…”

İkisi de değilim, diye düşünürdü. Ben sadece mutlu bir insanım.

“Havanın sıcaklığı beni neden üzsün ki? İyi ya işte yine bir yazın keyfini süreceğiz birlikte…”

“Otobüste neden sıkılayım? Her sabah başka başka insanlar görüyorum. Bazen bir gülücükle günümü güzelleştiriyorum.”

“Patron çok titizmiş… İyi ya işte, adam işinin hakkını veriyor.”

Önemli olan olaylar ya da kişiler değildir aslında; bizim onları nasıl gördüğümüz, nasıl anlamlandırdığımızdır. Yeter ki biz iyi bakalım. Her şeyde mutlaka bir iyiliğe denk geliriz.



Hep böyle bir insan değildi.  Burası onun yıllar içinde vardığı yerdi... Pek kolay olduğu da söylenemezdi doğrusu. Zorluklar, acılar, bazen pes etmeler, bazen çok ağlamalar... Sahi herkeste olurdu bunlar zaman zaman değil mi? Bazen herkes ve her şey sanki olumsuzmuş gibi gelebilirdi...

Peki o nasıl öğrenmişti bunu?

Göğe bakarak, yere bakarak, güneşe, aya bakarak, toprağa bakarak... İyi de herkes aynı göğe, aynı yere, aynı güneşe bakmıyor muydu? Onun bakışına bu olgunluğu katan neydi?

- Anlamak...

- Sadece bakmakla kalmamak…

- İçine aldıklarını başıboş bırakmamak, savruk düşüncelere dalmamak...

- Bir onu bir bunu düşünmek değil de gördüklerinden bir anlam çıkarmak…

- Artısıyla eksisiyle, eksiğiyle fazlasıyla değerlendirmek…

O sadece görmemişti, sadece duymamıştı ya da sadece hissetmemişti. Gördüklerini, duyduklarını ve hissettiklerini anlamaya çalışmıştı. Bir sürü soru düşmüştü zihnine? Yeter ki soru sorsun insan, yeter ki düşünsün... Mutlaka cevabı geliyordu. “Ne yapmalıyım, nasıl yapmalıyım?” diye baksın yeter ki...

- Nasıl mutlu olurum?

- Nasıl dimdik kalkarım ayağa?

- Nasıl bunca güzellikten faydalanırım?

- Yaşadığım anı nasıl keyifli hale getirebilirim?


Mutlu halinin kilidi düşünmekti yani. Aradaki fark buydu. Düşündüğünü zannetmiyor gerçekten düşünüyordu. Eksisi ve artısıyla birlikte tartıyordu ve sonrasında her şeyin içindeki güzeli arıyordu. Olaylardan şikayet etmek yerine, iyiliklerine, iyi taraflarına odaklanıyordu. Ekmeğinin düşmesine üzülmek yerine onun kuşlara yem olmasına seviniyordu…


 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu


Yorumlar

Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık…
Hilal dedi ki…
Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
C.M dedi ki…
Her olaydan lehine bir şey çıkarabilir insan gerçekten de. Bize bu bakışı öğrettiğiniz için teşekkürler hocalarım...
Adsız dedi ki…
Bir olaydan şikayet etmek yerine, iyi yanlarına odaklanmak, o olaydan ne öğrenebilirim diye bakmak.. çok değerli bir bakış açısı. Kaleminize sağlık.
Işıl Sezer dedi ki…
Yeter ki soru sorsun insan, yeter ki düşünsün... Mutlaka cevabı geliyordu🙋🏻‍♀️
Adsız dedi ki…
Düşündüğünü zannetmiyor gerçekten düşünüyordu… Buna nasıl ulaşılır, gerçekten nasıl anlar insan? Desteğiniz için teşekkürler
Adsız dedi ki…
Ben gibi 😊
Tuğba dedi ki…
Anlamak, sadece bakmakla kalmamak.
o kadar doğru, o kadar cevap oldu ki çoğu şeye emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Adsız dedi ki…
Anlamak çok güzel aktarılmış😊
Havva Ağırdil dedi ki…
Kalemine sağlık. Mutlu olmak gördüğünü anlamadan geçer .verilmeyeninde verilen kadar büyük nimet olduğunu anlaysnlar dan olmak dileği ile...
Adsız dedi ki…
Siz onlara aldırmayın. Her şeyde mutlaka iyi bir şeyler var.:)
Adsız dedi ki…
Emeğine sağlık. Yeterki insan doğru soruyu sorsun doğru cevap gelecektir.
Unknow dedi ki…
Kaleminize sağlık 💙
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık
Ayşe dedi ki…
Ne güzel bir yazı :)
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık