Modası Geçmiş Teflon Tava

 



İnsanlar iletişim kurarken farklı stiller kullanırlar. Kimisi çok dobra olabilirken, kimisi çok mesafeli, kimisi ise çok naif olabiliyor. Her gittiğimiz yerde de alışkanlık edindiğimiz bu tek tip stili kullanmayı tercih etmek konforlu geliyor. Sırtına giydiği “Ben böyleyim ve hayatı böyle yaşıyorum.” cümlesi ise insana destekmiş gibi gözükürken, zannettiğinden daha çok köstek olabiliyor.

 

“İnsanlara çok saygı gösteririm ve ben de aynı saygıyı beklerim, dolayısıyla iletişimim çok mesafelidir. Çünkü benim için saygı demek mesafe ve ciddi bir yüz demek. Kelimelerim özenli, cümlelerim hep sizli, ifadelerim hep İstanbul Türkçesidir. Gittiğim yerlerde karşılaştığım insanlardan da aynı muameleyi görmeyi beklerim, mekan fark etmeksizin… Karadeniz turunda uğradığımız bir köyde de, plazamda girdiğim toplantıda da aynı stili kullanırım...”

 

“Ben pek o arkadaş gibi değilim, sizler bizler iyi güzel hoş ama benim stilim dobralık. Aklımdakini içimde tutamam kimse kusura bakmasın, düşündüğüm ağzımdadır. İnsanlar da çok abuk subuklar canım. E birinin de bunu onlara söylemesi lazım. İşte ben de dünyaya bu ‘ulvi’ işi yapmaya geldim. Kiminin yengesi, kiminin ablası, kiminin amcası, kiminin kuzeniyim...”

 

“Benden etrafınızda mutlaka vardır eminim. Sayımız fena değil ve birbirimizden bazen çok hoşlanırız bazen de hiç hoşlanmayız. Ay ne güzel bu da benim gibi açık sözlü diye iki lafın belini birlikte kırarız aslında dedikodu yaptığımızı kabul etmeden… ama bu iş benimle ilgili dobra konuşmaya başlayana kadar sürer, orada bir durması lazım o zaman pek anlaşamayız. İçim dışım bir olduğundan her yerde böyle olmak bana haktır. Ailemde de, işimde de, arkadaş arasında da böyleyimdir. İnsanların zayıf oldukları veya acılarının olduğu yerlerdeki bu hassas halleri de beni durdurmayabilir. Sonra da insanlar benden uzaklaştığından ‘E doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ whatsapp durumumda yeni güncellemem olur...”


Deneyimsel Tasarım Öğretisi ise der ki; bu hayatta doğruları söylemek gerekir, ama her doğru her yerde söylenmez.

 

“Ben az öncekiler gibi hayatta olamam. Ben çok naifim, kimseleri üzemem. Birilerine hayır dediğimde üzülecek bozulacaklarsa e demeyiveririm ne olacak? İşlerimi hep ‘güzellikle’ hallederim. Birinden borcumu isterken de aynı stil, annemden su isterken de.

Güzellik ne mi? E hep alttan almak işte, aman ağzımızın tadı kaçmasın. Hayatı hep ‘pardon bir şey rica edebilir miyim?’ kıvamında yaşamak. Hep hallederiz diyen olmak…”

 

İnsanın iletişiminde tek bir tarzı benimsemesi hayatın her anında aynı stilde nefes almaya çalışmasına benzer. Allah’tan nefes alıp verme becerisi bize doğuştan verilmiş. Heyecanlandığımda nefesim kendiliğinden hızlanıyor ve kalbime yeterli kanı gönderiyor. Uyuduğumda nefesimi yavaşlatan ben değilim. Günlük hayatta ortalamada tutan ben değilim.

 

Eğer bunları biz ayarlıyor olsaydık, aynı iletişimde yaptığımızı yapardık belki de. Bir tane stili öğrenir ve onda inat ederdik. “Ben hep yavaş nefes alırım” diyenlerdensem, heyecanlandığımda da yavaş nefes alır ve kalbimi oksijensiz bırakıp, “hık” der giderdim. “Ben hep hızlı nefes alırım” diyenlerdensem, uykudayken de hızlı aldığım için bir türlü dinlenemezdim.

 

İnsan nasıl nefes alıp vermeyi tek tipleştirdiğinde vücudu her o nefes rutininin dışına çıktığında alarm verip itiraz ediyorsa, “Bak bu nefes bana olmadı, burada bu çalışmadı diyorsa” insan da aslında iletişimde tek tipleştiğinde, kendini tek stile indirdiğinde ilişkilerimizde her yerden bize bir alarm ve itiraz geliyor… ama biz vücudun o itirazının nefesten kaynaklandığını bilmediğimiz gibi, aslında ilişkilerimizde yaşadığımız problemlerin de tek tavayla bütün yemekleri pişirmeye çalışmamızdan kaynaklandığını anlayamıyoruz.

 

Nefes işi kolay, onu bize bırakmamışlar çok şükür ki… ama tava mı, tencere mi, döküm mü, emaye mi? Bunlar bizimle ilgili. Her birinin çalıştığı yer farklı ve her birinin çıkardığı ürün farklı, malzeme aynı olsa bile… ve biz insanoğlu hep aynı tavada bütün yemekleri pişirmeye çalıştığımız için elimizdeki çizik çürük içinde kalmış, çoktan altındaki kanserojeni yemeye başlamışız.

 

Bize modası geçmiş bir tane teflon yerine sağlam bir çeyiz seti lazım… Ama şimdilerdeki gibi işe yaramayan bir sürü ürünle dolu olanlardan değil. Her bir parçasının işe yaradığı ve nerede ne zaman kullanmamız gerektiğini adımız soyadımız gibi bildiğimiz bir çeyiz seti…

 

===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

“Kim Kimdir”“İlişkide Ustalık”“Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu 




Yorumlar

Adsız dedi ki…
Kalite arayanlara güzel bir yöntem sunulmuş, kaleminize sağlık...
Hülya dedi ki…
Herşeyin ustalığı olur da İletişim gibi önemli bir sürecin ustalığı olmaz mı 😊
Cml dedi ki…
Çok güzel bi yazı olmuş yüreğinize sağlık
Adsız dedi ki…
👍🏻😊
Adsız dedi ki…
Herkesle aynı şekilde iletişim kurabilecegini düşünmek insanın en büyük illüzyonu...
Emeğinize sağlık ...

Adsız dedi ki…
Kişileri doğru kalibre etmek çok önemli. Karşımızdaki kişileri tanımak ve iletişim dilimizi buna göre seçiyor olmak çok kıymetli🌺
Elif dedi ki…
Kaleminize sağlık, insan bazen farkında olmadan o eski tavayı eline alıveriyor. Konuşmaya başlarken de düşünmüyoruz çoğu zaman maalesef 🌿
Safiye dedi ki…
İnsan problemler yaşar ve hep aynı stille problemlerimi çözmeye çalışır. Ne güzel anlatılmış yazıda… denizde yüzerken de hep nefesini ayarlaman gerekir. Kontrolümüzde olanları fark edip geliştirmek için Deneyimsel Öğreti eğitimine davetlisiniz.
Adsız dedi ki…
Kimse birbirine benzemiyorsa bu ne demek iletişimde de insanlarla hep aynı şekilde iletişime gecemeyiz demek, herkesin algılaması aktarımı farklı iyi deşifre edilerek iletişim kurulsa kavga tartışma olmaz ki, nasıl güzel Bir yazı gönlünüze sağlık 🤍
Ayşe dedi ki…
Farklılıklar zenginlik iken bazen insan farklılıkları yönetemediği için sıkıntı yaşıyor gerçekten de...
yasemin dedi ki…
eline sağlık iletişimle ilgili çok güzel bi paylaşım olmuş..
Adsız dedi ki…
İletişimdeki kalibrasyon çok güzel anlatılmış elinize sağlık 🌷
Şebnem dedi ki…
İletişimde hep aynı stili kullanmak yani bendeki marifetleri ve becerileri fark etmeyip geliştirmemek demektir.
Adsız dedi ki…
İşin keyfi de, çözümü de, dengesi de kıvam kıvam yani… Çok keyfle okudum… Kaleminize sağlık
Nebahat A. dedi ki…
Kaleminize sağlık🌿
Sümeyrak dedi ki…
Farklılıklar ürkütücü gelebiliyor insana başta. En çokta şunu düşünüyor insan: Şimdi o kadar farklı bir sürü insana nasıl farklı farklı bir sürü strateji uygulayacağım. Bu çok zor...
Oysa gerçekte böyle değil. Herkese hemde hiç işe yaramadığını bile bile aynı şekilde davranmak daha zor olan aslında. Ama bunu uzun zamandan beri yaptığı için insan düşünmeden kolaylıkla yapıyor. Bu ne demek? İnsan eğer zıttındaki davranışı bir süre zorlanarak da olsa yaptığında ustalaştırmaya başlayacak ve düşünmeden artık hayatı boyunca uygulayacaktır. Bunu bilince rahatlıyor insan. Ömür boyu hiç düşünmeden yaptığı yanlışlarla diplerde iletişimler yaşamak mı, ustalaştırdığı yanlışı düzeltmek için biraz emek verip sonra ömür boyu rahat etmek mi? Peki insanları nasıl taşıyacağım kısmını nasıl çözdüm?. Deneyimsel Öğreti Kim Kimdir eğitimiyle. Eğlenceli ve eğitici bir eğitimdir.
Emel dedi ki…
Hayatımızda farklılıkları doğru yönetmekle ilgili güzel bir yazı olmuş
Ellerinize sağlık
Adsız dedi ki…
Çok güzel bir anlatım olmuş. Elinize sağlık 🌿
Adsız dedi ki…
Hangi sahada hangi topla oynayacağını bilmek gibi :)
Adsız dedi ki…
Her insan farklıdır ve işe yaradığı yerde doğal olarak aynı olmaz, daha çok yerde işe yaramak ve kendimize katma değer ilave etmek istiyorsak gerektiğinde ihtiyacımız olana dönüşebilmeliyiz...
Figen Ekame dedi ki…
Ya hayır söylemeli, ya da susmalıyız.
Duygu dedi ki…
Her yemek her tencerede pişmiyor, herkesle aynı dili konuşamadığımız gibi 🌸🌸
Havva Ağırdil dedi ki…
Kalemine sağlık. Çok aydınlatıcı örnekler
Ayşe Budak dedi ki…
Her doğru her yerde söylenmez👌🏼İnsan sadece bu bilgiyi hayatına geçirebilse...İletişim kazaları dediğimiz şey de azalır 😀
Firuze dedi ki…
Kaleminize sağlık....