"Seni seviyorum" derken endişeliyim. O kadar gerçeksin ki ne söylesem Sana kıyasla sahte kalır. "Seni seviyorum" gibi sıradan bir cümle, Senin güzelliğin yanında anlamsız kalır. Biliyorum…. Bilmek, Senin bana olan sevgine karşılık verebilmem için yeterli değil. Onu da biliyorum…
"Seni çok sevmek istiyorum" Belki en doğru ifade bu… Hiç
kimse için istemeyeceğim bir şey söylüyorum. Çünkü her kime, neye “seni çok
sevmek istiyorum” desem, bir süre sonra sevimsiz hale geliyor. Bir tek Seni geçemiyorum bu yarışta. Senin sevgin karşısında çok mahcubum.
Ben senin ellerini tutamadım. Ama Sen bana hep sarıldın.
Gözlerine bakmak hiç aklıma gelmedi. Sen gözlerini benden hiç ayırmadın. Benden
önce de sonra da Sen hep beni düşündün. Hep iyiliğimi istedin. Ben ise bunu çok
geç anladım. Senin tavsiyelerini, keyfime engel gördüm. Her hatada karşıma
çıktın ve “lütfen yapma!” dedin. Ama benim perdelerim çok kalındı. Kulaklarım
sağır…
Keyif zannettiklerim, kundaktayken masummuş meğer; büyüdükçe, acılarım oldu. İnsan gülüp eğlenirken,
dostunu düşmanını bilemiyormuş meğer. Dostum zannettiklerim almış bendeki tüm
emanetleri… "Çalmış" diyemiyorum. Çünkü ben kendi ellerimle vermişim. Zaten,
hangi zulmün altında taviz yok ki… Hangi zorbanın bir körü yok?
Onca yol gittim. Neredeyse hepsinin sonunda koca bir duvara
çarptım. Oysaki o yolların başında kırmızı halılar vardı. Taçlarla süslenmişti
ve herkes gülerek el sallıyordu. Duvarlar ise çok soğuktu. Ne bir ses vardı
etrafta ne de bir gölge… Ama iradeli olduğumu unutup, seçeneksiz gibi
davrandım. Duvarları yıkmaya, kırmaya çalıştım ellerimle. Geri dön, dedin.
Duyar gibi oldum ama gitmeyi çok istiyordum.
Çok canım yandı! Kimse yoktu yanımda. Anneme söyleyemedim
üzülmesin diye.. E, geriye kim kalmıştı ki zaten… Ağrımı dindirsin diye sarıldıklarım,
beni yürütmediler; arabayla bıraktılar duvarın önüne… Ya, insan nasıl görmez; Sen hep oradaymışsın halbuki. Ne gördüm, ne duydum… Bayıldığımda da hastaneye
getiren Sen olmuşsun. Ayıltan da Senmişsin ama ben doktorlar zannettim uzun
zaman.
Duvarların arkası uçurummuş oysaki. Sen örmüşsün düşmeyeyim diye. Yolun başında el sallayanlar biliyormuş; yolun sonu duvar… Ne acayip bir yoldu… Her girdiğim ara sokakta ayrı bir lezzet vardı. Başlarda "Gitme!" dedi içimden bir ses ama aldığım her tat beni ileri taşıdı. Bir ara hatırlar gibi oldum; ağlayanlar da vardı orada "Gitme!" diye… En çok da onlara uyuz oluyordum. "Her şeye ağlar bunlar zaten" dedim. Oysaki onlar her şeye değil, yalnız zavallılara ağlıyorlarmış. Hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş meğer…
Şimdi Sana geldim. "Beni affeder misin?" diye sormayacağım. Bu
zaman kaybı… Sen, haksızlığı sevmezsin. Sen, hiçbir çabayı boşa çıkarmazsın. Ne
kadar büyük ise azmim, ondan fazla verirsin. İşte bu yüzden, Seni çok sevmek
istiyorum. Bana bunu nasıl yapabileceğimi söyler misin? Çünkü çok korkuyorum;
gülerek el sallayanlarla dolu etrafım. Ben kaçıyorum ama onlar tüm dünyayı
sarmış. Kaçarken bir yönüm olmalı. O yön Sana doğru olsun istiyorum hep… Hep,
bir tek sana yakışır.
Ne kadar çok
seversem, o kadar koşarım o yöne doğru. O zaman hak ederim daha büyük sevgini. O
zaman Sen de affedersin beni… İnanıyorum!
Söz veriyorum; çöpümü bıraktığım tüm yolları temizlemeye
çalışacağım… İsteklerimin kirlettiği tüm sokakları süpürürüm. Yükseklere
kurduğum tahtları yıktım; kralcılık oyunu çoktan bitti… Sahtenin leydisi
olmaktansa, gerçeğin hizmetçisi olmak
daha akıllı ticaretmiş anladım.
Şimdi, "Seni Seviyorum" demeye dilim varmıyor. Olmuş bitmiş bir şey gibi geliyor sanki. Hiç bitmesin bu sevgi… Ve ben Seni daha çok seveyim istiyorum.
Güneş az önce doğdu. Bugün, dünden daha çok sevmek için dua ettim... Seninle konuşmayı çok seviyorum. Bana olan sevgini sessizce anlatmana hayranım. Binlerce cümle kursam da Senin sessizliğinin gücüne asla yaklaşamayacağım biliyorum. Ama güneşi gördüğüm her gün, Sana ait her şeyden, umut etmeye devam edeceğim.
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Elleriniz dert görmesin 🤍
Ellerinize sağlık:)
İsteklerimiz yüzünden ,hak edene vermeyip,doğru yere konumlandıramadığımız sevgiler..
Buluna kadar canımızı yakan olaylar..
Hiç biri tesadüf değilmiş hepsi asıl sevgiyi bulabilmek içinmiş..
Bulunca kaleme dökülen samimi duygular..
Kaleminize ve kalbinize sağlık..🤍
Ellerinize sağlık. Çok samimi bir yazı olmuş...
Enfes bir yazı…
Bu bloğa ba-yı-lı-yo-rum.
Gerçek, ancak bu kadar merhametli verilebilirdi🤍
Ellerinize emeğinize sağlık ne iyi bir yazı 🌸
Bizi bizden çok düşünen, değer veren, bizim için hayırlı olanı bilen ve ona uyumlu yaratan RABBİMİZ...
İyi varsın 💖
Çok anlamlı bir yazı...
ALLAH bedellerinizi kabul etsin inşaALLAH 🌿
Teşekkür ederiz
Ne hoş bir farkındalık..
O güzel gönlünüze sağlık
Yüreğinize sağlık yüreğimizi doğru yere çağırdığınız için...
Hamd olsun doğru yerden sevgi görmeyi amaç edindirene…
Çok derin, çok etkileyici bir yazı olmuş ❤️ Emeğinize sağlık 🌿
Çok güzel..
İnsan hiç yanlız olmadı ….Hamdolsun
İnsan hiç yanlız olmadı ….Hamdolsun
"Seni seviyorum" cümlesi hiç bu kadar manidar gelmemişti 🦋
, hakkıyla teslim edeceğimiz tek yer..
içimize akan gözyaşlarımıza rağmen teşekkürler teşekkürler 🤲🏻 💚
Ancak böle anlatılırdı!!
Ben SENİ sevdiğimi zannediyormusum...
Asıl SEN beni daha çok seviyormussun...
İyi ki varsın,
Varlığına HAMD olsun...
Emeği geçen herkesten ALLAH razı olsun...