Farklı Olmak Kötü Mü?



Farklı Olmak Kötü mü?

 

Her şey bir nefes ile başlıyor. İnsanoğlu, nefesle selam verdiği hayata, istekleri ile devam ediyor. Açlığını doyurmak istiyor; yemeye, içmeye, saygıya, sevgiye… Her insan, isteklerini karşılamak için,  insana muhtaç… Dolayısı ile insan istese de istemese de iletişim kurmak zorunda. Bazen kendine benzer insanlarla, bazen farklı… Nihayetinde bir ilişki gerçekleşecek…

Peki insanlar ilişkilerini neye göre kuruyor?

1.İnsanlar, kendilerine benzeyen insanlarla ilişki kurmak ister.

Bize benziyorsa, normalimize uygunsa çok hızlı uyumlanıp “aa aynı benim gibi” diyoruz. Çoğu zaman ortak yönlerimiz, o kişiyi iyi olarak görmemize ve ilişkiyi başlatmamıza yetebiliyor:

“Nasıl biri?”

“Çok iyi biri, muhabbeti çok sarıyor, sıcakkanlı, kafa adam. Kendimi yanında anlaşılmış hissediyorum. Onun yaşamından deneyimler alabilirim…”

Ya da...

Nasıl biri?

“Bence iyi biri, dışarıdan hiç yüz vermiyor, soğuk duruyor, bir mesafesi var. Herkesle öyle hemen içli dışlı olmuyor. Tam da güvenebileceğim türden. Acı deneyimim çok; bu kişiye derdimi anlatabilirim” 

2.Öte yandan, normalimizin dışındaki insanları bir türlü anlayamıyor, çoğu zaman da farklı isteklerinden ya da tercihlerinden dolayı eleştiriyoruz.

“Hiç anlamıyorum insan bir parfüme nasıl o kadar para verir? Havaya sıktığın bir şey sonuçta. Ertesi güne de kalmıyor.”

“Siyah ve sarı… Bir elbisede nasıl güzel durabilir? Dikkat elektrik! der gibi. Sorsan kaç para vermiştir.”

“Ödevinizi yaptınız mı?

“Kim hocam? Üçümüz mü?”

“Hayır, siz.”

“Kimi diyor ya?”

“Siz, diyorum, ödev yapıldı mı?”

“Ha, ben mi? Yok hocam”

“Bu hoca da bir değişik ya! Deneyimlersen anlarsın… Geçen yanında hapşırdım istemsizce olmayan peçetemi arama gereği duydum. Normalde sil üstüne gitsin. Valla kasılıyorum yanında.” 

3. İnsan kendisine benzemeyen ile samimi olmak veya ilişkiyi başlatmak istemiyor.

“Yavaş hareket edene tahammülüm yok, gelecek şimdi iki saat onu bekleyeceğiz ki karar versin de satın alsın. Valla hiç uğraşamam.”

 

“Onu çağırırsak yanında tanımadığımız kişileri de getirir. Bu eğlence biz bize olsun. Başka zaman çağıralım.” “Her şeye bir kulp buluyor insanda heves de bırakmıyor, hiç fikrini sorasım yok.”

 

“İyi hoş birine benziyor ama gözü sanki dört dönüyor. Zaten ağzım yandı, bu tiplerden uzak duruyorum. Yeni bir deneyim tasarımına gerek yok”

 

4. Hatta, bazen karşıdaki kişi bizden farklıysa niyetinin kötü olduğunu düşünüyoruz.

Sanki bilinçli olarak gıcıklığına yapıyor zannedip, olan ilişkiyi de bozabiliyoruz:

“Bak yine gecikti, halbuki daha dün konuştuk. Beni ciddiye alsa gecikir miydi? Bir daha bir şey ayarlamayacağım onunla. Bu bana deneyim olsun…”

“Sana bunca lafı saydırdı, unuttun mu bize yaptıklarını? Nasıl bu kadar kolay unutuyorsun? Hiç mi kıymetim hatırım yok; bana yaşattıkları onca acıyı görmezden mi geleceksin?

 

5. Ve sanki değişemeyeceğini gördüğümüz her şeye süregelen bir kötülükmüş gibi tepki veriyoruz. Halbuki, kötülük değil, farklılık.

“İlla moralimi bozacaksın. Neymiş, ‘it kopuk dolu ne işin var orada, otur oturduğun yerde. Evdeki çay çay değil mi, zift mi? Otur evinde iç.’ Başkalarının babası öyle mi? Evine çağırıyor, espri bile yapıyor. Sense gülersek ders çalışmayız diye espriyi bile yasaklayacaksın nerdeyse. Neymiş, hesabını kitabını iyi yap çok üzülürsün çalışmazsan. Sayende evdeki herkes serbest meslek muhasebeci. Nefesimi sayarak alıyorum yanında; hesapsız iş olmasın diye. Bana bu kadar kötü olmak zorunda mısın?”

 


Peki, aslında nasıl olmalı?

 

1. Yanlışında ısrar eden insanla ilişkimizin bozulması lazımdı.

Kumar oynamak, uyuşturucu kullanmak, hırsızlık yapmak gibi... Bunları yapan insanla ilişkimizin bozulması çok sağlıklı bir şey olurdu. “Yanlıştan doğru çıkmaz” der Deneyimsel Tasarım Öğretisi…

Ama biz bize benzemeyen insanlarla ilişkiyi bozuyoruz. Bazen haddimizi de aşarak hayatımızdaki insanların da buna göre ilişkilerini bozmalarını isteyebiliyoruz. Damat adayı varlıklı değilse “mahallede başka bir adam vardı aklımda ille de onunla evlendireyim” diyebiliyoruz.

Ya da...

İleri gelen soylu bir aile değilse “Bunca sene seni boşuna mı okuttuk? Tabii ki bizi dinleyeceksin. Eczacı olup burada aç dükkanını. Ortaklık da neymiş, o aileden adam çıkmış mı ki gidip bir de ortak olacaksın onlara? Defalarca deneyimlenmiş; yeniden denemeye ne gerek var” diyebiliyoruz.

 

2. Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, insanlar iyi olmak zorunda, bizim gibi olmak zorunda değil.

 

İyi birer ebeveyn olmak zorunda...

Kendisi için en faydalı kararları alabilen çocuklar yetiştirebilmeli insan. Sulanıp, beslenen çocuklar değil.

 

İyi birer çalışan olmak zorunda...

Yaptığı işin sebebinden aldığı keyif verilen maaşı geçen...

 

İyibirer evlat olmak zorunda...

Kendi kazanımlarıyla bir şeyleri başarmaya niyetli, sahip olduklarıyla bir yerlere gelmeye çalışan… Ailesine, çevresine yük olan değil... Başarılardan, faydadan deneyim transferi yapabilen…

Öte yandan, insanlar iyi olmaları gerektiği için ya da karar verdiklerinden dolayı iyi olmazlar. Bunun gereği olan baskılara dayanabildikleri için iyi olurlar.

Sen tam da babanla iyi geçinmeye niyet etmişsindir ve dersin ki:

“Baba yaşlanınca sana ben bakacağım.”

Zihninden geçen, babanın sana “ne hayırlı evlat” demesi, mümkünse abilerine karşı seni biraz övmesi, hatta “keşke siz de kız olsaydınız, bakın kardeşinize” deyip seninle gurur duyduğunu alttan alta sezdirmesiyken, cevap:

“Tabii tabii; sen anca göz ucuyla bakarsın. Sana mı kaldı adam bakması. Sen kendine bak; biz hiçbir şey istemiyoruz senden.”

Ve böylece aklından geçenler 180 derece değişip: “Yani, hem iyi olacağım hem de laf işiteceğim. Bunca zaman boşuna böyle davranmıyormuşum. Yok iyilik falan.” Olacakken biraz daha sabır ve itelemeyle ağzından çıkan:

“Ben sana bebek gibi bakacağım, sen beni hiç tanımamışsın babacığım. Söyle bakalım en sevdiğin yemek ne?”

Tabii, zihnin o ara durmuyor, “ne zor huyuna gitmek, iyi geçinmek babamla.. Her şeye muhalefet, neyse başaracağım” derken gelen cevap:

“Ne yemeği olacak, önüne gelen hazır yemek. Annen yapsın sen ye.”

İçten içe dua ederken aklına, bedel öder ödemez hemen karşılık alamayacağın, bir de zaman baskısına saygı duyman gerektiği gelecek.

Nihayetinde, sen iyi olduğunda insanlar da iyi olmayacak. Ama sen mutlaka iyilik göreceksin. İyilik ettiklerinden iyilik görmeyebilirsin.

Evet… İnsanlar iyi olmak zorunda. Ama bizim gibi olmak zorunda değil…. 

İnsan bazen neyi istediğini, eğer istekleri olsaydı neyle karşılaşacağını bilmiyor. İstiyor ki kendimizin seçtiği seçilsin, isteklerimiz aynı olsun. Aynı filme gitmekten hoşlanalım, araba alınacaksa benim istediğim olsun ya da o da zaten benim istediğimi istiyor olsun. Ben çok seviyorum o da fotoğraf çektirmeyi sevsin... Eğer insanlarla aynı isteklerimiz olsaydı aynı şeye açlık duyar, aynı şey için sebep oluştururduk, der DTÖ… Aynı sonuçları yaşar, aynı etkileri yaşar, aynı tepkileri verirdik.  Bu da tekdüze bir dünya demek olurdu. Neyse ki, insanların farklı konularda farklı yaradılışta olması, çeşitliliğiyle sağlamıştır.

Bizler ne zaman ki her şeyi kendimize benzetme çabamızdan vazgeçip, yaratıcının seçimlerine saygı duymayı öğreniriz, o zaman insanları tanımaya giriş yaparız.

Öyleyse,

Ben olmayanlar kim?

Seni sen yapan aramızdaki fark ne?

Hangi fark seni benden daha iyi yapıyor?

Ve o farkı kendime nasıl alırım? Bu soruya cevap elbette ki bir ön kabulü gerekli kılıyor: Farklılık kötü değildir...

===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdir”İlişkide Ustalık“Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu



Yorumlar

Adsız dedi ki…
Farklılıkların zenginlik olduğunu farkettiren Deneyimsel Öğreti'ye, ömür boyu minnettar olacağız...
Bircan Ç. dedi ki…
Farklılığa uyumlanabilen güçlü oluyor bu hayatta. Hayatı renklendiriyor, kolaylaştırıyor keyifli hale getiriyor 🌸
Belgin dedi ki…
İnsanoğlu farklı pencerelerden bakınca hayattan lezzet alır. Farklılıklarımız zenginliklerimizdir aslında.
Safiye dedi ki…
Kimi için eğlenmek yemek, içmek, gezmek, gülmek demekken kimi için herhangi bir acı yoksa yeterince iyidir ona hayat… biri azıcık vıcıkken diğeri de pek bir gıcıktır… asla istemez insan bu tarz farklılıklarını… aslında sebebini bilsek anlayabilirdik ve anlayabilirsek sabredebilirdik ve sabredersek mutlu ve başarılı olabilirdik…
Adsız dedi ki…
İnsanın çevresini kendisine benzetme çabasından kurtulması... böylece farklılığın getirdiği zenginliği görebilmesi... başarabilenlerden olmak duasıyla...
Anıl dedi ki…
Oysa ki farklılıklar bizim zenginliğimiz, ihtiyacımız olan şey. Çok samimi bir yazı olmuş, emeğinize sağlık...
Adsız dedi ki…
Neden acaba hayatımızda farklı yapıda insanlar var ? Bu hayat sınavının bir parçası olabilir mi ?
Öznur dedi ki…
İyi olmak, iyiliği sürdürebilir olmak ve bunun karşılığını iyilik yaptıklarımızdan beklememek...
hayata dair ne güzel bir tavsiye 👍
Teşekkürler
Cml dedi ki…
İnsanların neden farklı olduğunu bildiğinde o kişiye karşı daha merhametli oluyorsun bu çok güzel bir konfor...
Teşekkürler deneyimsel öğreti 🌿
Merve dedi ki…
Okurken o kadar tanıdık geldiki bu cümleler. Bunlardan bir kaçını duymayanımız yoktur😊 halbuki temsillerimiz, loblarımız... bukadar yakınımızda farkliliklarimiz benzerliklerimiz. Çok keyifliydi emeğinize sağlik ..
Handan Türköner dedi ki…

Aklıma ilk işe başladığım yıllar geldi.
İlim olmayınca anlaması zor oluyor insanın...
Yüzü neden asık, bana mı kızdı?
Neden böyle söyledi?
Durduk yere niye laf soktu şimdi?
Beni sevmiyor galiba çalışırken çok sessiz....
Gereksiz alinganliklar,
Kalp kırıklıkları...
İşlnle ilgili motivasyonunun azalması da cabası...
Oysa farklılıklarımız zenginliğimiz di....
Bizden farklı olan şifamizdi...
Bize iyi gelendi...
Keşke o zamanlar bilseydik demekten kendimizi alamıyoruz ...
Çok samimi bir yazı olmuş....
Elinize sağlık:)

Adsız dedi ki…
İnsan benzerleriyle iyi geçinir...
Oysa insanın gelişebilmesi ise kendisinden farklı olanlarla kurabildiği iletişim ve ilişkide gizlidir.
Farklılıkların önemini fark etmemize sebep olan bu güzel yazı için ellerinize sağlık..
Adsız dedi ki…
Farklı olanla iyi olanı ayrıştırmak bu işin en kilit meselesi olsa gerek. Deneyimsel öğretinin aracı olduğu gerçekler de bu kilidi açmak olmak için birebir🔐
Esra Ergüven dedi ki…
Hep bizi buluyorsa uyuz insanlar hala öğrenememişiz demektir farklı tatların hayata lezzet verdiğini...
Elif U. dedi ki…
İnsanın çevresindeki farklı insanları kendine problem olarak görüp uzaklaşması yerine onlardan öğrenebilmesi ne kadar da kıymetli… Umarım başarabiliriz. Teşekkürler ☺️
Büşra Karataş dedi ki…
Elinize sağlık, farklılıkları farkedebilmek umuduyla...
SKuzeyi dedi ki…
Farklı insanlarla iletişim/ ilişki kurmak bizi geliştiren şey..Onlardan ögreneceğimiz çok şey var🌸
Adsız dedi ki…
Farklılıklar insanı geliştirecek olan. O yüzden farklılıklara direnç göstermek yerine kabul etmek gerek.
Adsız dedi ki…
"İnsanlar iyi olmak zorunda. Ama bizim gibi olmak zorunda değil..." Ne doğru, ne güzel bir söz. Bunun farkına varıp kabullendiğimizde hayatımıza büyük de bir konfor katmış oluyoruz. Farklılıklarımızı farkedip kabullenebilmeyi başarabilenlerden olmak dileğiyle.
Kaleminize sağlık 💐
Sümeyrak dedi ki…
Bir kahvaltı masasındaki onlarca peynir çeşidi gibiydi benzerliklerimiz. Ne kadar keyifli olabilirdi ki? Farklı lezzetler için açlığımız yokmuydu? Her farklılık aslında değişik bir lezzet. Farklı farklı lezzetlerdir masayı zenginleştiren, kahvaltıyı keyifli hale getiren. Bizi de farklılıklardır karizmatik yapan, ilişkilerimizi güçlendiren. Her farklılığa uyum sağlayabilmek...
Aydın Filiz dedi ki…
Karşımızdaki insanları tanımamızı kolaylaştırdığınız için teşekkür ederiz 👏
Adsız dedi ki…
Bizi bugünümüzden daha ileriye ancak faydali olanı güzellikle harmanlamış tüm farklılıkları kendimize katmaya çalışmak taşır. Kişinin mevcut halini tam ve eksiksiz görmesi gelişime kapalı olmasi demektir…
Övünç Ö. dedi ki…
ne büyük bir zenginlik farklılıkları yönetebilmek. benden farklı algılayan birinin gözü ile bakabilmek hayata ve onun gördüğü güzellikleri görebilmek..
Pınar Yenilmez dedi ki…
Herşey kabul edince başlıyormuş ve insan kabul etmeyince tartışma ve kavgaya meyilli oluyormuş. Oysa farklılıkları kabul etmekten geçermiş hoşgörülü olmak... Ancak o vakit adaletli algılayıp aktarabiliyor insan, emeğinize ellerinize sağlık harika bir yazı...
Adsız dedi ki…
insanlar benim istediğim gibi olmak zorunda değil. daha yaşanılır bir hayat için onları anlamalıyım. böylece kendi yaşam kalitem artıyor. bilen üstündür. etrafımdakileri kolay tanıyabilen olursam bunun bana faydası var. kimsenin bana kastı yok aslında. ilişkilerimiz düzeliyor farklılıkları kavrayınca.
Adsiz dedi ki…
DTÖ den önce hayatta bazı insanların sorunlu olduğunu zannederdim,bu eğitimle ögrendimki onlar beynin farklı lobunu ağırlı olarak kullanan insanlarmış.insan tanıma sanatını ögrenmek sart:)farkliyiz.
Beril dedi ki…
Kaleminize sağlık... 🌸
Adsız dedi ki…
Daha güzel bir dünya için hayatın tüm farklılıklarını olduğu gibi kabul etmek, farklı olanla inatlaşmamak öylece olduğu gibi kabul edebilmek ne büyük bir konfor🧡
Adsız dedi ki…
Öte yandan, insanlar iyi olmaları gerektiği için ya da karar verdiklerinden dolayı iyi olmazlar. Bunun gereği olan baskılara dayanabildikleri için iyi olurlar.

 
Bu sözleri iyi anlamak lazım
Adsız dedi ki…
Hayatın baskıları bazen bizden farklı insanlarla bize gönderilir. Öyleyse farklı kim? Bunu çözünce işte büyük konfor
Fatıma Hüseyinoğlu dedi ki…
"Bizler ne zaman ki herşeyi kendimize benzetme çabamızdan vazgeçip, Yaratıcı'nın seçimlerine saygı duymayı öğreniriz, o zaman insanları tanımaya giriş yaparız."
Ne güzel bir bilgi.. Fıtratı farklı olanı kabul etmediğimizde aslında Yaratıcı'nın seçimine saygısızlık etmiş oluyoruz..Uyumsuz oluyoruz..
Çok güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık..
Adsız dedi ki…
Çicekler gibi insanlar da birbirinden farklı varlıklar bunu kabul etmek bile büyük bi adım halbuki biz kendimizden farklı olanı hep kötü bize gıcık diye düşündük bugüne kadar
Adsız dedi ki…
İnsan hayattaki farklılıklara uyumlandığı sürece bu hayatta başarıya ve mutluluğa ulaşabilir..
Adsız dedi ki…
İnsanoğlunun farklılıkları birbirini geliştirmek için..
Deneyimsel Tasarım öğretisi bizlere bu farkındalığı sağladı
Çok şükür..
Adsız dedi ki…
İnsan farklı olana saygı gösterip, hoşgörülü olmalı ki ilişkisini yönetebilsin. Farklı olan kötü değil. Karşımıza gelen kişi bize benzemiyorsa, gelişmemiz için geliyor.
Adsız dedi ki…
Farklı olanla iletişim, ilişki kurabilmek... Farklı olanla uyum içerisinde olmak. Karşıdaki bireyin farkını kabul etmek... Herkes benzerleriyle olmak ister ve olur da. Mesele senden farklı olan çocuğu yönetebiliyor musun? Senden farklı olan bir eşle anlaşabiliyor musun? Senden farklı olan bir patron tarafından yönetilebiliyor musun? Farklılıklar aslında bizim şifamız.
Bu güzel yazı için teşekkürler. Emeğinize sağlık...
Rukiye Öztekin dedi ki…
Hayat, pek çok parçalı bir yap-boz sanki. Hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar farklı çeşidi olan insanların oluşturduğu kocaman bir resim. Ama iyi ki bu kadar farklıyız birbirimizden. Hepimiz aynı renk olsaydık, kocaman bir çarşaf gibi olurduk. İyi ki bu kadar farklıyız ve renkliyiz. Bizi böyle yaratan Rabbimize hamd olsun...
Adsız dedi ki…
İyi ne demek, kötü ne demek? İnsan nasıl iyilerden olur? Yapıp ettiğimizi karşılığını nasıl buluruz? İnsanlara takılırsak ne olur? Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş. ❤️
Ş.Ç dedi ki…
Farklılıklar çok güzel anlatılmış, aynı şeyleri sevmek zorunda değiliz ama iyi olmak zorundayız. Toplamda daha iyiye ulaşmamız için ihtiyacımız olan şeyler çok güzel anlatılmış kaleminize sağlık 🌺
Hilal dedi ki…
Sınavına bak bekarlığa evliliğe değil




Adsız dedi ki…
Farkı yönetebilmek meğer insanı olgunlaştırıyormuş. Çok faydalandım. Teşekkürler