Bihter Yok, Yaşasın Aysel!



‘Şöyle bir hatun bulamadık ya…’ dedi bir ses oturma odasından yarım yamalak.

Mutfaktaki sesten anlaşılmadı tabii… ‘Aykut, bir şey mi dedin?’

‘Yok yok hayatım, çay diyorum güzel olmuş…’

O sırada saçı başı dağılmış, üzerinde tam sofraya oturacakken domates sosu diye tutturan ev halkını memnun etmek için atılan son dakika golünden kalma salça lekesi, malum dönemde en rahat ettiği gri pijamasıyla sonunda telefonunu alıp koltuğa kurulabilmişti Aysel. Aykut çaktıramasa da bir evde her an bir davet varmış gibi dolaşan Bihter’e, bir de göz ucuyla panduflu Aysel’e bakıyordu. Derin bir iç çekti ama bu sefer kelimeleri ağzında tutabilmeyi başarmıştı.

‘Ne oldu Aykut, çok mu yoğundu bugün, pek bi derin iç çektin?’

‘Ha.. gün, evet evet yoğundu baya…’

‘Anladım zaten ben, baksana akşam taa saat kaçta geldin eve, sen gelene kadar yemeği 3 kere ısıttım geri soğudu…’

‘Aysel boş mu geziyorum ben dışarda ne yapayım, anca bitti işim!’

‘Yok canım ne diyeceğim ben’ dedi sitemi içine kaçarak Aysel… ama gündüz kuşağı programlarındaki dış ses gibi bir ses içinden konuşmaya devam ediyordu.

‘Bu dememiş halim dua et sen, akşamın köründe eve gel ondan sonra derin derin iç çekersin tabi, yüzümüze bakan yok. Baksana Adnan Bey’e, adam sabah sporuna gitmiş, sonra işine gitmiş, akşam gelmiş bir de çoluğu çocuğuyla ilgilenip karısına sürpriz yemek hazırlıyor… Bihter nankör anacım, bulmuş böyle adamı… Bizimki de anca çay oldu mu Aysel, ay yoruldum masaj yapan yok Aysel… Yok kızım yook sen yaranamazsın, mümkün değil yok…’

‘Bir şey mi dedin Aysel?’

Daldığı yerden irkilerek ‘Hı, ha yok diyordum… yani çekirdek yokmuş evde kalmamış da getirmedim’

O sırada ‘Annnneeeeee!’ diye haykırarak odaya dalan evin küçük üyesi ‘Şuna bak yaaa, İsmail’ler sömestırda nereye gitmişler! Öff, biz anca oturalım evde! Niye biz de tatile gitmedik ya? Ohaaa şu ayakkabısına bak, ya baba ya kaç kere dedim sana şunu al diye üfff…’

‘Oğlum bi dur, noluyo ya akşam akşam… Ne celallendin durduk yere? On dakika önce bir şey yoktu ya!’

‘Ee şimdi gördüm!’

‘Oğlum elalemin gittiği yerlere bakıp bakıp biz niye gitmiyoruz diye tutturma’ dedi Aykut sanki kendisi az önce Bihter’e bakıp Aysel’e içinden söylenmemiş gibi…

‘Hem o kadar vaktimiz yok oğlum bizim, ben çalışıyorum’

‘E onun babası çalışmıyor mu sanki? Onunki de çalışıyor!’

‘Getir bakayım nereye gitmişler, ooo şu son açılan otele gitmişler ha Aysel, arabasını mı değiştirmiş bu adam yine ya?’

‘Bakıyım, yok yok vardı bu, geçen ay aldılar ama konuyu niye açtığını anlamadım zannetme unut o arabayı. Aa, bana bak bu kadının geçende saçları kumral değil miydi ya, haa şey yaptırmış bu, yeni çıkan sarıdan yaptırmış… Aykuut’

‘Aha, ben bu cümlenin devamını biliyorum Aysel, hiç girmeyelim şu saatte bu meseleye gözünü seveyim’

‘Üff aman sende, ne fesatsın, hafta sonu sahile yürüyüşe gidelim mi diyecektim bir kere!’





Aysel bahanesini yedirmeye çalışadursun, tüm aile boş bakışlar ve düşük omuzlarla güzel bir semtteki sıcak evlerinde sağ salim otururlarken hayatın onlara hiç de adil davranmadığını düşünüyorlardı.  Gel gelelim adalet terazilerinin diğer kefesi biraz kalabalıktı.

Dizilerde günde üç saat mesai ile milyon dolarları olan, malikanelerde oturan erkekler… Sabah yataktan fönlü saçları ile kalkan, üzerine bir damla yağ sıçramadan Van Gogh resimli tasarım tırnaklarıyla oniki cm topukluları üzerinde kek çırpan kadınlar… Her hafta sonu sponsorların ayarladığı tatillerden story paylaşmak zorunda bırakılan köle -pardon- fenomen çocuklar vardı o kefede.

Sosyal medyada piyasa biraz canlı. Kazanmak için girenimiz çok ama çıkarken hep elimizdekileri yok pahasına aldılar. ‘Ne var canım 5 dakika insta’da gezicem’ derken, 5 dakika öncesinde çay-çorbamızdan aldığımız tadı, çocuğumuzdan aldığımız keyfi, hayatımızdaki huzuru biraz ucuza sattık. Bir dizi bölümüne kurban gitti 40 yıllık emektar hatunlarımız. İki magazin haberine harcadık sabahtan akşama kadar ter döken adamları. Fazladan gelecek iki story + yedi beğeni etmedi anneciğimin babacığımın emekleri…

 

Onda olan bende de olsun, hatta ne münasebet daha iyisi olsun diye delirirken düğünlerimiz, doğum günlerimiz, zürafalı kahve fincanına varana kadar evlerimiz, yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz gırla gitti hızımızı alamadık… kaşım gözüm ağzım burnum derken bir baktım yüz tanımalı ekran kilidim takip ettiğim fenomenlerin fotoğrafını göstersem açılacak hale gelmiş… ama yine de kimse kusura bakmasın ay sonu o kuaföre gidilecek, hala o istediğim sarıyı tutturamadı!

Ben umduğum sarının peşinden koşadururken hayatın bana verdiği ve indirim mesajından daha hızlı sildiğim bir mesajı var. "İnsanın mutluluğu ne bulduğuyla değil ne umduğuyla ilgilidir." der Deneyimsel Tasarım Öğretisi. Bulduklarının dünya harikası olması değil mesele.

Dünyanın yedi harikasına bile sahip olsam gözüm sekizincisindeyse beni mutlu edecek insan, mutlu edecek ev, mutlu edecek bir dünya henüz yaratılmadı… ve bizi bu çukura sürükleyen azılı bir terörist var: kod adı kıyas. Ufak tefek göründüğüne bakmayın. Hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz yerde bütün keyfinizi kaçırıp, inşa etmeye çalıştığınız sırçadan köşkünüzü bir mıcır tanesiyle yerle bir edebilir. Çok sinsi! Sırrıysa, elinde ne varsa bir üstünü uzaktan göstermek.

Kurtulmak mı istiyorsun? O zaman göstermeye çalıştığına bakma, işittirmeye çalıştığını işitme, tutundurmaya çalıştığını bırak. İnsanın inanası pek gelmiyor ama bizden güzeli hep var, bizden zengini hep olacak, bizden iyisi hep çıkacak.

‘Kimseyi görmedim ben, senden daha güzeldiyor ya şarkıda, insan bi hevesleniyor var mı acaba böylesi diye, ama devamını bi dinle bak…  Sır devamında; ‘kimselere de bakmadım aklımdan geçen.’ Baksaydım güzeli vardı diyor yani, bakmadığım için Bihter yok… Yaşasın Aysel! 



===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

“Kim Kimdir”“İlişkide Ustalık”“Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu





Yorumlar

Öznur dedi ki…
Okurken çok eğlendim, Aysel' ler olarak çok yaşayalım 💃
Neşeli kaleminize sağlık 👍
Betül dedi ki…
Öyle güzel anlatmışsınız ki... Böyle güzel anlatılabilirdi :))
Sümeyrak dedi ki…
Hep en olanın daha en'i olacak bu hayatta. İsteklerin sonu yok. O nedenle kıyaslarımıza bakmak lazım. 4 kuruşluk kazancıyla 10 kuruşluk hayatı kıyas alıyorsa insan kendine geçmiş olsun. 9 verilse bile asla mutluolmayacak. En'lere oynayan bir hayat var dışarıda. Tuzağa düşmemek için dikkatli olmak gerek.
Adsız dedi ki…
Okurken gözümün önüne neler geldi, kimler geldi…
Keyifle okudum, teşekkür ederim. Kaleminize sağlık💐
Ayşe TEmelci dedi ki…
Günümüzde yaşanılan manzaralar ne güzel anlatılmış,
Oysa odağımızı kendi ailemize, işimize , gücümüze versek, olan değeri samimiyeti göreceğiz, bana verilen bana değerliyi hatırlayacağız.

Kaleminize kuvvet olsun, farkındalık içeriyor 🕊
Adsız dedi ki…
Yaşasın Aysel ama kıyas yapmayan, hep bir üstünü ve daha iyisini istemeyen Ayseller yaşasın. Elindekine şükreden, bulduğuyla mutlu olan bununla beraber kendini geliştiren Ayseller yaşasın… iyi görünmeye çalışan değil gerçekten iyi olmaya çalışan Ayseller yaşasın… :)
Adsız dedi ki…
Elinize sağlık ne güzel bir yazı olmuş kıyaslarımız bizi mutsuz eden
Adsız dedi ki…
Ne keyifli bir yazı olmuş, yazanin kalemine sağlık.
Bizden daha iyisi var, ikna olması zor olsa da ;))
Adsız dedi ki…
Çok güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık🌸
Pınar Yenilmez dedi ki…
Kıyası kendiyle olmalı insanın demişti hocamız 💙Karşısına kendisini alan kişi mutlu ve başarılı olur neden çünkü beklentisi kendinden... Kaleminize sağlık o mis yürekleriniz var olsun ☘️
Adsız dedi ki…
Çok güncel bir sorunumuz olan diziler ve fenomenler… çok ihtiyaç olan bir mesele bu. Kendimizi kaybetmişçesine alışverişe zorlanıyoruz. Çünkü kıyaslar hep yenisi..
Belgin dedi ki…
" yüz tanımalı ekran kilidim takip ettiğim fenomenlerin fotoğrafını göstersem açılacak hale gelmiş…" buna çok güldüm. Yaşasın Ayseller!!!
Adsız dedi ki…
Kıyas yapıp istediğin şey senden neler götürecek hiç düşündün mü...

En iyi araba, en iyi eş, en iyi iş... Şu an sahip olduğun neyse o senin için en iyisi🎊
Fatma Nur Bayraktar dedi ki…
Sıkıcı araştırma yazılarında okuduğumuz ve dost meclislerinde dilimiz döndüğünce birbirimize anlatmaya çalıştığımız konular, nasıl da eğlenceli ve bir çırpıda okunan yazılara dönüyor burada 😊 Neden? Çünkü; Deneyimsel Tasarım Öğretisi 😄
Uzaklarda arama. Stratejileri öğrenmek bir telefon uzaklığında 😉 Öğren bakalım ilk eğinerede nerede saat kaçtaymış 😏
Adsız dedi ki…
Bihter yok...Yaşasın Aysel
Sibel Basılgan dedi ki…
Çok keyifli bir yazıydı. Özellikle sondaki şarkıdaki sır çok güzeldi. Kaleminize sağlık🌸
Adsız dedi ki…
İnsanın en büyük düşmanı aynadaki kişi.. kendi kıyaslayınca etrafına da öyle insanlar olmaya başlıyor.. neden bunlarla karşılaştım çünkü aynamdı benim onlar.. kendimde bakmakta zorlandığım yerleri bana gösteren.. yani hayatta hiç bir şey sebepsiz değil der deneyimsel öğreti.. karşılaştığımız hiç bir şey sebepsiz değil... Keşke sonuçtan ziyade sebepleri görebilsek..
Adsız dedi ki…
Sosyal medya kullanan herkesin okuması gereken bir yazı 🙏🏽
Adsız dedi ki…
Ağzınıza yüreğinize emeğinize sağlık, çok güzel
Adsız dedi ki…
Çok keyifli bir yazı olmuş 👏🏻👏🏻
Ayşe dedi ki…
Ah sahteyi gerçek gibi sunan, insanı olmayacakların peşinden koşması için teşvik eden diziler, reklamlar, paylaşımlar...
Adsız dedi ki…
Çok eğlenceli ve düşündürücü bir yazı olmuş emeğinize saglik
Adsız dedi ki…
Sosyal medya, diziler vs insanların beklentisini inşa ediyor artık. Bu durumda sahip olunan şeyler ne kadar çok da olsa insan mutlu olamıyor. Çünkü kıyas var. İnsanın kıyası sahte olanla olunca mutsuzluğu da kaçınılmaz oluyor. Çok güzel bir yazı. Teşekkürler.
Demet öztekin dedi ki…
Çok samimi ve gerçekten çoğu aile de son dönemlerde sosyal medyanın ve televizyon izlenme oranının artışı ile oluşan diyaloglar. Çok keyifli okudum. Sahip olduklarımızla mutlu olabilmeyi basardigimizda bu dün daha çekilir olacak gercekten.
Adsız dedi ki…
İnsan kendi kendini mutsuz ederken mutluluk arayan bir canlı elinize sağlık 😊
Hazal dedi ki…
Mutluluk bizim hayata nasıl baktığımızla çok alakalıdır. Sahip olamadıklarına bakıp üzülürken sahip olduklarından keyif alamıyor insan. Halbuki bir başkasıda onun sahip oldukları için aynı şeyi düşünüyor.
Derya dedi ki…
Çok keyifli bir yazı… Yaşasın Aysel!🌷🍃
Gülşen dedi ki…
Babamın bize eskiden söylediği bir söz geldi aklıma, başkasının Mercedes i beni ilgilendirmiyor bize en iyi Mercedes bak dışarıdaki bizim araba, Bizi her yere o taşıyor benim için o değerli Bakmayın başkasının malına mülküne gözünüz kalmasın derdi.. o yüzden insanlar yoklukta da mutluymuş.. güzel yürekli insanlar sizlerden Allah razı olsun farkındalık yaratan bilgiler paylaşıyorsunuz.
Alev dedi ki…
Çok güzel keyifle okudum. Emeğinize sağlık:)
Fatma Okumuş dedi ki…
Kimseyi görmedim ben senden daha güzel. başkasına bakmasam En güzel sensin...
en güzel hatun benimki
en güzel adam benimki
en güzel çocuk benimki
en güzel ev benimki
oluyor kıyastan vazgeçtiğim zaman.
Benden daha güzeli var neler neler var hatta. Garip ama var, kabul etmek çok zor ama var.
Adsız dedi ki…
Günümüz problemi ne güzel ne eğlenceli bir şekilde anlatılmış 🍃 Kaleminize sağlık 💐
Betul uras dedi ki…
Gündemi cok guzel anlatmış
Kaleminize saglik:)
Adsız dedi ki…
Kesinlikleeeeee süper bir metafor süper 🧡
Adsız dedi ki…
Ne güzel bir yorum. 🧡
Adsız dedi ki…
Sımsıcak mis gibi bir yazı olmuş,
Muhtemelen işitselliğini oldukça geliştirmiş bir görselin yazısı. akşamın verdiği dokunsallıkla ancak böyle bir yorum oldu benimki de :)
Tüm bunlar … işitsel, görsel, Dokunsal ne mi demek?
Neden akşam yaptığımız yorumlar biraz daha dokunsal oluyor? Bu tarz soruların cevapları Deneyimsel Tasarım öğretisinde. Bu eğitimler artık her yerde. Teşekkürler.
Serhat dedi ki…
Ayakta alkışlıyorum..
Sosyal medyada piyasa biraz canlı. Kazanmak için girenimiz çok ama çıkarken hep elimizdekileri yok pahasına aldılar. ‘Ne var canım 5 dakika insta’da gezicem’ derken, 5 dakika öncesinde çay-çorbamızdan aldığımız tadı, çocuğumuzdan aldığımız keyfi, hayatımızdaki huzuru biraz ucuza sattık. Bir dizi bölümüne kurban gitti 40 yıllık emektar hatunlarımız. İki magazin haberine harcadık sabahtan akşama kadar ter döken adamları. Fazladan gelecek iki story + yedi beğeni etmedi anneciğimin babacığımın emekleri…
Adsız dedi ki…
Keyifli alarak okudum. Daha güzeline bakmazsam göremem süper 🤩 Emeğinize sağlık
Adsız dedi ki…
Hakikaten keyifle okudum, elinize sağlık...
Adsız dedi ki…
YaI çok güzel:)))
Ayşe Budak dedi ki…
Doğru söze ne denir, keyifle okudum ellerinize sağlık 🌸
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹 İnsanı daha iyiye götürecek olan şey dününe göre kendisiyle kıyasıdır . Yoksa dış dünyadaki kıyas sadece insanı ümitsizliğe ya da rahatlık tuzağına sokar.
Havva Ağırdil dedi ki…
Günümüz manzarasını çok güzel tasvir etmiş.
Figen Ekame dedi ki…
"İnsanın mutluluğu ne bulduğuyla değil ne umduğuyla ilgilidir."