Var!
Duyurmaya çalışanı da duyması gerekeni de bir duyan var. İster sessiz ol, hatta
hiç konuşma, ister gürültülü… Sesini duyan var. Üstelik senin dermanın yokken
konuşmaya ve kelimeler anlamını yitirmişken… Hatta bambaşka anlamlar
yüklenirken gerçek niyete, seni tam olarak anlayan biri var. Sen söyleyemesen
de seni duyan var; müjdeler olsun…
Öyle
olur ki tüm seslerin mazotu biter de duyulması gereken yine duyulur. Ne büyük tesadüf; öyle mi?(!) Mazot bitmese duymazdık öyle mi?
Yani hikmet petrolde öyle mi? Peki bu tesadüf neden bazı insanlar için
çalışıyor da bazıları için çalışmıyor acaba? Öyle ya her yerde, her zorluğun
başında çalışsaydı bu sistem… Tesadüfün tembelliğinden bu? Yoksa adam mı
seçiyor tesadüf? Madem petrolde hikmet, hadi o zaman yenilesin kendini; yeniden
dolsun depo…
Bakmak
ile görmek farkının doğurduğu bir şey midir acaba tesadüf? Yok; daha da ötesi…
İnsan çoğu ama çoğu zaman, gördüm dediğini görmemiştir aslında. Kaybettiği
gözünün önündedir ama eli hep arkalara gider. Uzağı göremez bazen de, sağıyla
soluyla oyalanmaktan. Bazıları vardır ki ufuk çizgisini net görür gözleri. Ve
ömrü boyunca, çok iyi gördüğü ile övünür de övünür. Oysaki ufuk çizgisinin
ötesinde başka bir ülke vardır… Başka yaşamlar, başka denizler, başka bitkiler,
ağaçlar… Hatta yıldızlar, gökyüzü… Ve
onları görmemiştir…
Her
bakışın farklı bir görüş açısı vardır. Ama bunların bir tanesi gerçektir. Peki
hangisi doğru, hangisi yanlış? Gerçek olan doğru, gerçek olmayan yanlış...
Yanlış yerde arama yapar insan; enkazlarını göremez. Doğrulara veya yanlışlara
bakarak bulamazsın aradığını… Gerçeğe bakman, çok daha önemlisi gerçeği görmen
gerekir. Lakin insan, bulmak istediği
ile araması gerekeni birbirine karıştırmıştır.
Görüş
kabiliyeti mazota kadar olanla, görüş kabiliyeti petrolün oluşumundan daha öte
olanlar… Herkes için, gerçek gerçekleşmeye devam eder. Öyle ki o gerçektir
kimin enkaz altında olduğunu belirleyen. Göçüklere bakarak yanılmasa keşke
insan… Çünkü, bazen dimdik ayakta
olanların içindedir enkaz. Bir de bakarsın ki göçüklerin altından çıkar
tertemiz vücutlar.
Ses
duyulur. Ses, duyurulur… Sen sabret, azmet… Ve sabreden ile azmedenin dışında
kalanlar… İşte onlar, söyleyecek daha iyi sözü yoksa, susması gerekenlerdir. Bak
ne diyorlar: Sessizliiik! Susmalıdır
ki asıl duyulması gerekenler daha net algılansın.
Sesimi duyan var mıı?
Sesini
duyan var iyi yürekli insan… Sesin duyuldu, mücadelen görüldü. 7.7 gürültüyü
çıkaran kuvvet, tam zıttına da kadirdir. Baksana; siyah var ama beyaz da var.
Güzel var ama çirkin de var. Doğru var ama yanlış da var. İyi var ama kötü de
var. Tesadüflere kalmaz velhasıl senin sonucun… Sahi, olmayan kadının çocuk
doğurmasını beklemek nasıl bir bilinç kaybıdır öyle değil mi?
“Onlar,
elleri suya ulaşmadığı halde, ağızlarına su kendiliğinden gelsin diye, iki
avucunu açanlar gibidir.”
Gücü
olanlar sınırlar koyar; 72 saatler, sıfır dereceler… Ama öyle olur ki 72, 150
olur; sıfırların yerine eksi çok dereceler konuşulmaya başlanır. Mucize, mucize
diye çığlıklar atılır… Ay ikiye yarılır defalarca… Dağ deve doğurur… İşte bu,
gerçek gücün göze parmak sokmasıdır. Ama insan “bu parmağı buraya kim koydu”
demeyi daha lezzetli bulur. Gökten bıldırcın, helva yağar ama onun gözü çoktan
mercimeğe, soğana dönmüştür.
Birileri
değildir bu halde olan… İnsandır… Yani sen, ben, o… Biz…
Sesimi duyan var mı?
Rahat
ol ey insan; sesini duyan var. Sen, ne söylüyorsun ona bak… Bazı insanlar
vardır; kuyuya indi zannedilir ama O aslında kuyuya çıkmıştır. Sen o insanı bir
göçüğün altında görürsün ama o aslında çok yükseklerdedir.
Sen
rahat ol ey insanoğlu. Yükselten de alçaltan da birdir. Adildir… Merhametlidir…
Sen hangisini istersin; yolunu seç…
De
ki;
Çok
gecikildi dersin ama erken gidilene geç kalınmış olabilir.
Ve
yine bir müjde: “Sabretmeniz nedeniyle size selam olsun. Dünya yurdunun sonu ne
güzeldir.”
https://www.blogger.com/blog/post/edit/3633637862881278881/6648028407927554958?hl=tr
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Rahman süresinde 31kere geçen ayet bu yazının her satırında sesini duyurmuş gibi…
Duyduk Rabbim sesini duyduk
En derin sessizlikte…
Şahidiz Rabbim senin doyurduğun bebeklere ,Şahidiz yedireninde içirenin de sen olduğuna
Güldürenin de Ağlatanın da sen olduğuna şahidim
Yolunda tut..
yanında tut Rabbim
Kaleminize sağlık,Allah ilminizi arttırsın.
Çok anlamlı bir yazı...
Size bu gerçekleri kaleme aldıran RABBİMİZE şükürler olsun. İYİ Kİ var, İYİ Kİ varsınız... ALLAH daha çok gerçeği kaleminizle yazdırsın, emeğinize sağlık 🌿🙏
Kaleminize sağlık Hocam
Allah ilminizi arttırsın
Kaleminize sağlık
kaleminize sağlık, çok samimi… ☘️
Sesimi duyan var mı? emeğinize sağlık
Rabbim hepimizin canını tertemiz olarak alsın İNŞAALLAH. ALLAH razı olsun hocam
çok şeyi anlayacak o zaman…
Allah Semi olandır.
Tüm seslerin, sessizliğin sahibi olan Allah duyulacak olanı bize işittirir.
Allahın hükmü her an gerçekleşiyor. Biz bir sonraki kareyi göremiyoruz, bilmiyoruz.Gerçekten de o masum bebekleri günlerce orada kim besleyip, baktı da tertemiz çıktılar?
Mucizeleri görüp ilgisiz kalmaktan, daha önce böylece inkara gitmiş gibi insanlardan olmaktan sana sığınırız Allahım🤲🏻 her koşulda O’nun razı olacağı tepkilerden verenlerden olalım inşAllah
ALLAH razı olsun hocam kaleminize sağlık