Anne Olmak

Gece 3:00 de sancıyla uykusundan uyanan Aysun'u hızla hastaneye yetiştirmişti Ahmet. Dokuz aydır yolunu gözledikleri misafir artık gelmekteydi. Hastaneye ulaştılar. Doğum hemen gerçekleşecek sanmışlardı ama hastanede 15 saat sancı çekmişti. Bağırışları hastane koridorlarını inletti ama normal doğum yapma konusunda ısrarlıydı. Her şeyin doğal olanının daha faydalı olduğunu düşünüyordu.

Aysun sancı odasında doğum anını beklerken, Ahmet de hastane koridorlarında volta atıyor, korkusunu bastırmaya çalışıyordu. Bu sahne karşısında çaresiz, ne yapacağını bilemez haldeydi. Hemşirelerin söylediği tek şey: “Bekleyeceğiz, bu normal bir süreç...” Eşini acılar içinde kıvranırken görmek ve bir şey yapamamak zordu. Ama diğer taraftan da rahme düşerken nasıl “ol” denildiyse, doğumun da bir vaktinin, bir zamanının olduğunu kabul etmişti.

Nihayet ertesi gün, akşam üzeri bebeğini kucağına almıştı Aysun. Tabi her anne gibi, bebeği kucağına alıp, kokusunu içine çektiğinde yaşadığı tüm acıları unutmuştu.

Odasına yerleşti, bebeğini emzirdi. Gelen birkaç yakın ziyaretçinin tebriklerini aldıktan sonra uykuya daldı. Ara sıra bebeğini emzirmesi için hemşirelerin uyandırmasıyla gözlerini açıyordu.

Uykudan uyandı, odaya baktı. Her yer karanlıktı. Saate baktı. Gece yarısıydı. Ahmet yan taraftaki koltukta uyuyordu. Bebeğini beşikten aldı göğsüne yasladı. Bir yandan da camdan  şehrin ışıklarını izliyordu.

Hamile kaldığını öğrendiğinde düşünmeye başlamıştı Aysun; etrafındaki çocukları ve ebeveynlerini gözlemliyordu. Bu ilk çocuğuydu ve henüz “nasıl çocuk yetiştirilir” ile ilgili hiç bilgisi yoktu. “Amaaan, sende her şeyi kafana takıyorsun; büyüyorlar işte bir şekilde” diyen arkadaşı... “Eline terliği aldı mı nasıl disiplinli yetişirler bak gör” diyen komşu teyze...  “Aaaa hiç olur mu? Çocuk dediğin emek ister. Bir dediğini iki etmiyoruz, hiçbir şeyden eksik bırakmıyoruz.” diyen gelinleri... Hangisiydi doğru olan(?)

Aysun’un kafasında bir sürü soru oluşmaya başlamıştı. Nasıl çocuk yetiştirilir sorusundan önce her anne babanın kendisine sorması gereken bir soru vardı aslında:

Neden anne/baba olmak istiyorum?

Aslında bu bir ebeveynin nasıl çocuk yetiştireceğinin de cevabıydı. Amacım neydi bu emaneti alırken?

·        Evde yalnızlığımızı unutturacak bir ses, neşe olsun diye mı?

·        Yaşlandığımızda bakacak biri olsun dediğimiz sağlık sigortası mıydı evlatlarımız?

·        Çocuksuz kalmayayım, birileri bana anne-baba desi, şeklinde bir sosyal sorumluluk projesi miydi?

·        Yoksa hayatta kazandığı doğru deneyimlerini yakınında birine aktararak onu da yetiştirmek için miydi bu emanet alma isteği?

Yine etrafındaki çocuklar geldi gözünün önüne. Çocukları kurstan kursa gönderen anne babalar... Piyano kursu, ok atıcılığı… Ondan sıkılıp hoop başka bir kursa gönderilen çocuklar. Sabahtan akşama kadar okul, akşamları da kurslarla geçirilen zamanlar. “Ay, o kadar yoğunuz ki! Çocukların arkasından koştur koştur…” diyen ebeveynler. “Hakikaten bunları neden yapıyorlar” diye düşünüyordu Aysun.

“Çocuk sahibi olmak” diye bir deyim vardı. Gerçekten çocuğumuz olduğunda ona sahip mi oluyoruz? Yoksa yetiştirmekle sorumlu olduğumuz bir emanet miydi çocuk?

Peki bir çocuğu sadece büyütmek yeterli miydi?

Ya yetiştirmek?.. Çocuğu yetiştirmek işin neresindeydi?

Bir bitki yetiştirirken bile hangi toprakta verimli olacağını, ne kadar zamanda ne miktarda su verileceğini, güneşte mi gölgede mi yetişeceğini düşünüyor da insan; çocuğunu nasıl yetiştireceğini neden düşünemiyordu? Karnını doyurmak, altını değiştirmek, üstünü giydirmek yeterli miydi? Ya da hiçbir şeyden eksik kalmasın diye her imkânı fazla fazla sağlamak?

Amacı neydi bu hayatta?

Bu soruları düşündüğünde yaşama amacı aklına gelmişti Aysun'un.

İnsanın hayatta edindiği doğru bir amacı varsa karşılaştığı her olayı, o amacına göre dizayn edebilir ve bir yol edinirdi kendisine. Nereye varmak istediğini bilir, neyi neden ve nasıl yapmak istediğini, neleri neden yapmak istemediğini bilirdi. Dolayısıyla davranışlarında da net olurdu. Bir insanın bu hayatta amacı yoksa rüzgârın önündeki yaprak gibi her yere savrulurdu. Amacı yoksa yaptıklarıyla nereye varacaktı?

Şimdi öyküsüne yeni bir rol eklenmişti Aysun'un; anne olmak.. Yeni bir rolle, yeni bir sınavı da dizayn olmuştu. Şimdi hayat ona bir soru soruyordu: “Şimdi bu çocuğu nasıl yetiştireceksin?” Hayatın getirdiği bu rolü amacına uygun bir şekilde yerine getirmeliydi. Kendi isteklerine ya da 2023 dünyasında çevresinde bu role biçilen değerlere göre değil. İyi çocuklara, iyi bir aileye sahip olmak için aile olmanın gerçeğinin, faydasının, sorumluluklarının neler olduğunun farkındaydı.

Kendisine hatırlattığı ilk şey bu bebeğin sahibi değil emanetçisi olduğu ve bakmakla değil yetiştirmekle yükümlü olduğuydu. Onu kendi kendine yetebilen, güçlü ve merhametli bir birey olarak yetiştirmesi gerektiğini biliyordu. Evladı kendisine bir ömür boyunca baksın ve biat etsin diye büyütmeyecekti.  İnsanı yücelten takva, azim, sabır, dürüstlük, edep, fedakârlık, paylaşımcılık, merhamet ve daha nice duygu ve davranışı öğretebilmekti isteği.  Senelerdir aldığı ilim ve birikimleri ona bunu öğretmişti. Amacı anne olmak değil doğru yetiştirebilmek, Allah'ın razı olacağı bir kul olması için doğru sebepleri oluşturabilmekti.

Anne olması hayatının gündemi değil sadece bir parçasıydı. Konsantre olduğu tek şey hayattaki misyonuna uygun doğru tepkiyi verebilmekti.

Kucağında tuttuğu bembeyaz kundağında sarılı bebeğe eğildi ve emaneti için dua etti:

O'na sağlık, sıhhat, bereket hayırlı ömür nasip eyle YA RABBİ.

Ömrünün, senin razı geleceğin amellerle dolu olmasını nasip eyle.

Sana hayırlı bir kul olmasını nasip eyle RAB'bim.

 

===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide Ustalık”Başarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

 

Yorumlar

Alev dedi ki…
Amin:) çok güzel Allah razı olsun ....
Fatih Alat dedi ki…
Çok güzel bir yazı olmuş 🌹Rabbim bize hayırlı evlatlar yetiştirmeyi nasip etsin 🤲🤲🤲