Çok Şey Olur...

 

“Yak bir tane bir şey olmaz” diye başlayıp,

‘’Arkadaşlar arasında uyumsuz mu olsaydım?..’’

‘’Stresimi alıyor, rahatlatıyor...’’

‘’Keyiflendim bir daha yaktım işte” ile devam eden bahaneler…

Bu bahanelerle sigarayı hayatına tamamen yerleştirmişti. Oysa ilk içtiğinde o da hoşlanmamıştı kokusundan, tadından. Hatta her sigara içtiğinde başı dönmüştü uzun süre. Nasıl olmuştu da zamanla onsuz yapamaz hale gelmişti?

Bahanesi çoktu ama zannettiği gibi ne arkadaşları onu daha çok sevmişti ne derdi azalmış ne de sevinci artmıştı. Aksine bu bağımlılık birçok problemi de beraberinde getirmişti. Üzerine sinen kokuyu ev halkından gizlemek için odasından çıkmaz olmuştu. Evdeki yalnızlığını, bilgisayar oyunlarıyla veya yüksek sesle dinlediği sert müziklerle dindirmeye çalışıyordu. Harçlığı da yetmiyordu artık, sosyalleşmekten uzak duruyordu.

Bu bağımlılık onda hoş olmayan başka alışkanlıkları doğurmuştu. Öyle ki harçlığının yetmediği yerde babasının cebinden gizlice para almaya başlamıştı. Ev halkı ise “Odasında ders çalışıyor, aman şimdi ona dokunmayalım” diyerek, onun yanlışına farkında olmadan destek oluyordu.

“Bir tane yak bir şey olmaz” denilen sigara, arkasından dev fırtına bulutlarını getirmişti. Fırtına dediğin de öyle kolay kolay dinmez ya...

Meğer bir kere denemek ne çok şeymiş. İnsan hayatta neyi küçümserse, oradan sınanırmış oysaki...

Bir adımın, bir hareketin önemi ne çokmuş hayatta.

Çoğu zaman masum, basit gördüğümüz şeyler de bağımlılık oluştururmuş biz farkına varmadan…

‘’Sabahları sert bir kahve içmeden ayılamıyorum...’’

‘’Çay içmezsem başımın ağrısı geçmez...’’

 ‘’Arabam olmadan şuradan şuraya adım atamam...’’

“Ay kedim olmadan asla...”

Ya teknoloji?..

Bir tane sosyal medya hesabı yetmiyor. Biz bir sosyal medyadan diğerine ve diğerine geçiş yapıyoruz. Telefon elimizden düşmüyor. Metroda, otobüste, durakta… Hafta sonu çocuklarla vakit geçirmek için gidilen parklarda bile anne babanın elinde telefon var. Bir masada kahve içmek için buluşan altı arkadaş ve altısının da elinde telefon. Masada çıt yok...

Övünerek veya yakınarak söylediğimiz cümleler, bağımlılığımızın işaretleridir aslında. Ve onlar insanın sırtında fark etmediği yükler olmuştur. Öyle ki o yükler ile bütünleşmiştir artık... Ondan ayrılması bir uzvundan ayrılmak gibi acı verir.

Peki neden bağımlı olduğu şeyden vazgeçemez insan?

Ya da vazgeçmezse ne olur?

Tüm bunların üzerinde ciddi düşünmek gerek. Çünkü masumane başlayan bir davranış tüm hayatımızda olumsuz sonuçlara neden olan kalıcı bir davranış kalıbına dönüştü artık…

“Bir kereden bir şey olmaz...”

Çok şey oldu azizim, çok şey oldu...

Peki şimdi bize düşen ne?

Azimle, gidenleri geri kazanmak... Yılmadan, yorulmadan... Kaybettiklerini çay kaşığı ile geri kazanacağını bile bile yola çıkmak. Azı küçümsemeden, azimle... Sonuçla ilgilenmeden, sebep oluşturarak... Ümitsizliğe kapılmadan, umutla...

“Nasıl, nereden başlayacağım?”

Hele sen samimi bir adım at; yardımcın olacak...

                                                                               ===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Yazılarınız çok güzel beğenerek okuyorum her okuduğumda yaşadığım aydınlanma için Teşekkür ediyorum.
Esra dedi ki…
Samimiyet ne güzel şeydir.. elinize sağlık çok samimi bir yazı ☘️
Fatma Okumuş dedi ki…
Çok güzel ifade edilmiş bağımlılık. Teşekkürler.
Adsız dedi ki…
Bağımlı olduğumuz şu telefondan mecburen iki hafta uzak kaldım. Mecbur bırakılmadıkça yapamıyoruz :( kaleminize sağlık daha cok gayret etmeli …
Tuba dedi ki…
Toplumsal bir konuya çok içten cümlelerde değinmişsiniz, en çok da bağımlılıklar canını yakıyor ya insanın, ah bil bilebilsek..
Adsız dedi ki…
Samimi bir adım attığımızda yardımın geleceğinin umudu bizimle olsun 🌸