ANNEMDEN MEKTUP VAR 2

 Olgunluk Nasıl Kazanılır?

                                              

Sevgili çocuğum,

Mektubunuza çok sevindim. Binlerce samimiyetsizlik ceplere, zihinlere, davranışlara akarken, milyonlarca hatta milyarlarca çevrimiçi mesaj kalabalığı içinde bu gerçek hakkında disiplinli olabilmeniz çok sevindirici… Genç yaşınıza rağmen olgunluğunuz ne büyük bir hazine… Altı iken Sokaktaki her yedi kişiden çok paranın zenginlik olduğunu düşünen biri var, az imkanlarla çok şey yapmanın bilincinde olan biri var. Üstelik on yedi yaşındayken…

 

On iki ve on üç yaşlarında Çanakkale Savaşı'ndaki askerleri düşünüyorum. Kim gönüllü, şehit soyutluğuna ulaşmış... Şimdi bu benzetme olunca "On yedi yaşın ne önemi var?" Ama ne yazık ki kıyaslamalarımız yirmi üç yaşında pek çok şeyi yapamayanlardı. Bir zamanlar on beş yaşındaki kızlar kardeşlerini büyütür, evi temizler, yemek pişirirlerdi, şimdi ülke prenseslerle dolu. Fark neydi(?)

 

Elli altmış yıl önce doğanlarla bundan sonra doğanlar arasındaki fark nedir? Oluştukları rahim farklı mı? Anatomik bir fark var mı? Düşünün lütfen! Dünün on beş yaşındaki kızı dokuz kişilik bir aileyi beslerken, neden bugün on beş yaşındaki kızlarımızın çoğu yumurtayı kabuğundan nasıl çıkaracağını bilmiyor?

 

Dedeniz hep anlatır… Her anlatışında duygulanır: “İşte burada görüldüler… Bu tepede; dedem on beş yaşındaki amcamı da yanına almıştı… Küçücük bir bez çanta… Ayağında ayakkabı yok; sadece ham deri sandaletler… “Savaşa gidiyoruz” dediler ve o tepeyi geçtiler… İkisinden de bir daha haber yok… Bütün bu topraklar bizim için şehit anısı…

 

Böyle bir şehit:

 

“Baba ya gelmeseydim bugün arkadaşlarla futbol maçı var” diyemedi. Zaten hayatında hiç futbol topuyla hokkabazlık yapmamıştı. Hayatında ilk topu savaşta gördü. Belki onun ve arkadaşlarının gönlü için o toplar da pek hokkabazlık yapmadı….

 

Hatırlıyor musunuz, gençliğinizde rehber size Gelibolu gezisinde şöyle demişti:

 

Komutan ve askerler savaşa giderken; önde komutan, arkada askerler, komutan bir anda arkadaki askerlerin gittiğini fark eder. Bir anlık şaşkınlık... Sonra çalıların arkasında herkesin iç çamaşırını değiştirdiğini fark eder... Neden? Öldüklerinde temiz olsunlar diye… Aralarında on üç yaşında erkekler de var… Bunlar sözde değil, mahrem kişilerdi aslında.

 

1915 ve 2022… “Anne, kırmızı pantolonum henüz yıkanmadı mı?..” Anlatabilir miyim bilmiyorum!.. Konuşulacak çok şey var. Ama hiçbir şey yok… İki tane kırmızı var… Ama ikisinin ana maddesi bambaşka.

 

Neyse… Geçmişe olan özlemim yeniden su yüzüne çıktı. Milyarlarca insanın geleceğe duyduğu özleme rağmen geçmişi korumak… Deneyimsel Tasarım Öğretisi beyazlığın içinde cesaret göstermekten bahsediyor… Konu geçmişte ya da gelecekte olmak değil. Hangi dönem olursa olsun gerçeğin yanında olmak. Sahteye karşı gerçeğin arkasında durmak önemli… Öyle ki bugün doğruyu iddia etmek, beyazlıkta cesaret göstermek anlamına geliyor… Kısacası bu günler gerçeklikten çok uzak. Yahya Hamurcu'nun dediği gibi: "Körler diyarında gören gözleri bağlanır..." İnsan, gözü pahasına gerçekliğe çabaladığında cesur olur. Yaşınız kaç olursa olsun…

 

Olgunluk, kişinin yaşadığı gün sayısıyla ilgili değildir. DTÖ, yaşadıklarınızdan neler elde ettiniz diyor. Yaşamış olmak insani bir yetenek değil… Yaşadıklarınızdan bir sonuç çıkarabildiniz mi? Dünkü hatalarınızı bugün bırakabilir misiniz? Yoksa bırakmak için çaba mı harcıyorsunuz?

 

Sen! Hayatın çıraklığına doğru tepkileri verebilmiş insan... Ne mutlu sana. Ceplerinizi soyut hazinelerle doldurduğunuza sevindim. Mektubunuzda sınavdaki hatalarınızdan bahsediyorsunuz. Sorun değil. Sınavda olduğu gibi hayatta da hatalar yapacağız. Hataların olması sorun değil. Asıl sorun hatasız olmaya çalışmaktır.

 

Üniversite sınavında hatasız olmak işe yarayabilir ama hayat sınavında hatasız olmaya çalışanlara hayat pek sıcak bakmıyor. Hiçbir başarı kusursuzluk üzerine kurulmaz. Tüm zaferlerin başları dik ve kalpleri yumuşaktır. Ve tüm bunlar hatalarla dolu bir başlangıcın sabırla varılan sonucudur. Gerçek olgunluk böyle kazanılır...

İyi günler canım…

https://deneyimseltasarimogretisisemineler4.blogspot.com/2022/08/annemden-mektup-var-2-olgunluk-nasl.html

https://deneyimseltasarimogretisisemineler4.blogspot.com/2023/06/there-is-letter-from-my-mother-1.html

===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretimi, geçmiş deneyimlerle geleceği şekillendiren bir gerçeklik bilimidir. Bireylerin sorunlarını çözebilmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen kişilere stratejiler sunmaktadır. 

===

Milyarlarca insan arasında "bir" kişinin ne önemi olabilir?

Cevabı o “tek” kişiye sorun!”

 Yahya Hamurcu