Yavrucuğum,
Son mektup bu sana…
Artık dönüyoruz…
Bir dönem daha bitti hayatımızda… Geldik, mücadele ettik,
bazen de çabaladık… Sonucun iyi olduğunu zannettiğimiz bir öyküyü, kapatıyoruz.
Kim bilir ki kaçıncı öykü… Öyküyü yazan bilir elbette… Bize okumak düşer.
Sonlar, kapanışlar, vedalar… İnsanların algısında çoğunlukla
olumsuzdur. Hatta korkarız sonlardan, bitişlerden. Bazen, alıştıklarımızdan
ayrılmaktır zor olan. Bazen yeni başlangıçlara cesareti yoktur insanın… Kötüsü,
ne istediğini bilmez. Daha da kötüsü hayat amacını kaybetmiştir insan; başta da
olsa, sonda da olsa kaygılıdır.
Bir bilse insan;
Her son, yeni bir başlangıç aslında…
Doğduğumuz gün, dokuz aylık mekana veda etmiştik. Son
bulmuştu bir dönem… Üzülenler görünmez bu sahnede; hep sevinenler vardır. Ama
sondur nihayetinde. Ayrılık vakti gelmiştir. Bir vedalaşma olmasa da… Arkadan
el sallayan olmasa da… Ama bu öyküde sadece sevinçtir yaşanan. Başlangıçtır
değer verilen.
Nice sonlar yaşanır sonrasında. Okulun son günü, tatilin son
günü, işteki son gün, sevgiliyle olan son gün, bu evde son gün, bekarlığın son
günü; belki, evliliğin son günü… Anneyle son gün… Vatanında son gün…
Her biri yeni bir başlangıca gebedir. Okulun son günü,
tatilin başlangıcıydı. Tatilin son günü, çalışmanın başlangıcı… İşin bitişi,
evliliğin başlangıcıydı belki ya da bir bebeğin… Anneyle son günün, olgunluğa
adım attığın gündü belki… Vatanından ayrılmak, hicretin ilk yıllarıydı;
kıyamete kadar konuşulacak orada yapılanlar…
Nefes aldığı sürece insan, bir şeyler son bulacak ve bir
şeyler yeni başlayacak. Ve bu böyle olmaya devam edecek. Önemli olan ne biliyor
musun; sen neyin sonuna geldin? Nasıl geldin?
Milyarlarca seçenek arasından hangi seçeneği seçtin? Otobüs
seni o şehre ulaştırabilir mi bilemezsin ama sen, seni o şehre götürecek
otobüse binmeyi seçersin.
Sonra…
Yine belki, milyarlarca seçenek arasından, bir yolculuk
seçersin kendine… O seçeneğinle yol alırsın. Nihayetinde, seninle birlikte
onlarca belki binlerce insan aynı durağa gelir. Kimi mutlu, kiminin canı
sıkılmış, kimi acılı…
Herkesin sonu aynıdır baktığında… Ama herkesin yolculuğu
aynı değildir. Öyle olunca, diyorsun ki hikmet sonlarda değil. E başlangıçta mı
o halde?
Nice başlangıçlar vardır; çok keyifli, heyecanlı,
kaçırılmaz… Sonu ise hüsran olmuş. Nice selamlar vardır, karşılık verilmeyen.
Ya da nice “hoş geldin” ler vardır, arkasından “gidiyor musun hemen” denilen.
Velhasıl evlat,
Başlangıçlar, fırsattır insanoğluna; kıymetini bilirse.
Doğruyaysa attığın adım, azmin için fırsatın var. Yanlışa ise eğer, dönüş için
tam zamanı… Asıl önemli olan ise başlangıç ve son arasında ne yaptığındır.
Yapıp ettiklerinin ikramıdır, lütfudur sonlar. E şimdi son mu önemli hayatta
yoksa sen mi? Yani, seni sen yapan, yaptıkların mı?..
SON kelimesi, yazarken, üç harfin yan yana gelmesi ile
oluşan bir kelime… SON, dediğinde, sadece bir ses dalgası… Gerçekten
uzaklaşınca insan, duygusal yüklemeler ağır basacak; kaçınılmaz…
Son mektup, biraz hüzün kokuyor gibi… İçi veda, ayrılık
anlatacak gibi… Ama bu son mektup, bizim kavuşmamızın müjdecisi…
Kavuşma vakti geldi…
Her başlangıcın bir sonu var…. Ve bu, sonsuzluk başlayana
kadar devam edecek. O zaman hiçbir son, sonsuzluktan bir önceki son kadar
önemli olamaz. Ancak bilmeliyiz ki tüm başlangıçlar, sonsuzluktan bir önceki
sona sebeptir…
Sonların ve yeni başlangıçların hayırlı olsun…
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Her son, yeni bir başlangıç aslında…
Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler..