Psikolojimiz mi Bozuk, Çözümümüz mü?

 





İnsanın kıyafete ihtiyacı olduğunda, imkanları doğrultusunda gider satın alır.

Canı bir şey istediğinde, onu kim güzel yapıyorsa bulur ve yer.

Anahtarını kaybettiğinde, çilingir bulur ve açar kapısını.

İnsan problemini anladığında, isteğini bildiğinde çözüme ulaşır.

 

Bazen de problemi anlamak pek kolay olmaz. 

Başı ağrır doktora gider. Tavsiye edilen ilacı kullandığında şikayeti geçmez.

Bacağı uyuşur, çekilme olur; masaj yaptırır veya vitamin alır ama düzelmez.

Yataktan kalkası gelmez, yorgun hisseder; dinlendiği halde işe yaramaz.

Böyle durumlarda çoğu zaman “Psikolojin bozulmuş.” derler.

 

Bir suç işledi diyelim, adam öldürdü… “Psikolojisi bozulduğu için öldürdü.”

Hırsızlık yaptığında “Psikolojisi bozulduğu için çaldı.”

Eğer zorbalık yapıyorsa “Psikolojisi bozulduğu için şiddete başvurdu.”

El kadar çocuk fırlatır oyuncaklarını, arkadaşını iter ve onun da “Psikolojisi bozulmuş.” denebilir..

Günümüzde en çok duyduğumuz ifadelerden birisi... Sebebi anlaşılamayan her problemde, her ağrıda, ‘psikolojin bozulmuş…’ denilebiliyor…

 


 

Bu duruma çözüm olarak da: “Canını sıkmayacaksın. Üzülmeyeceksin. Takmayacaksın!”

Ya da “Sen bir tatile git, çok yorulmuşsun bir dinlen!”

“Çocuklarınızın istediklerini yapın, kendine güvenli olsunlar.” denilebiliyor…

 

Peki bunlar doğru olabilir mi?

Yani insan çözülmeyen problemlerini, geçmeyen ağrılarını tatille çözebilir mi?

Çocuğunun zorbalığını isteklerini yerine getirerek ortadan kaldırabilir mi?

 

Deneyimsel Öğreti der ki; İnsan davranış ve düşüncelerini değiştirmediği sürece tatil bir işe yaramaz.  

Yani insan isteklerini kontrol ettiği sürece, isteklerini elde etmeye çalışırken uğraş içindeyken çözüme ulaşır.

Hayat her zaman bu kadar anlaşılır olmadığında veya insan problemi doğru belirleyemediğinde ne olur?

Geçmeyen baş ağrıları, can sıkıntıları, bitmeyen borçlar…

Onarılamayan kalp yaraları…

Tekrarlayan problemlerle insan çaresizlik içinde kalır.

Bir kurban psikolojisinde hayatını yaşamaya çalışır.

Şanssızlığının arkasına sığınarak şikâyet eder.

İşin içinden çıkamadığında dünyayı değiştirmeye çalışır.

Kim bugüne kadar neyi değiştirebilmiş?

Kim bugüne kadar kendi kontrolü dışında olan neye müdahale edebilmiş?

 

Kimse biz istedik diye susmaz.

Kimse biz istedik diye maaşımıza zam yapmaz.

Kimse biz istedik diye bizi sevmez.

İnsan gerçekleri bilmediğinde, aynı şeyi yapıp farklı sonuç bekler.

Bir kısır döngünün içinde yaşar.

Ama insan hayatındaki problemlerin gerçek sebebini anladığında, bildiğinde çözümlere çok rahat ulaşır.

 



Herkes başrol oyuncusu…

Herkesin bir sahnesi var…

Sahnesinde de soruları, rolleri var. Başrol kimdeyse soruların cevaplarını verecek olan da odur aslında.

Sorular kişiye özgüdür. İnsan sorulara hep başkaları cevap versin istediğinde çözümü kaçırır. Kimse onun yerine cevap veremediğinde çözümsüzlük her yerden etrafını sarar. O zaman “Psikoloji bozulmuş!” denir.

Tekrar tekrar sorulan soruya aynı cevabı verdikçe çözülemeyen sorular birikir.

Şimdi, o soruyu cevaplayacak olan yine aynı kişidir. Peki konuya çalışamayınca nasıl cevap verir?

Problemini babasına çözdürdüğünde…

Arkadaşından kopya çektiğinde…

İmtihana girmediğinde…

 

Çözülemeyen her soru büyüyerek daha zor hale gelir.

Ve…

“Psikolojim bozuldu.” der.

“Tatile ihtiyacım var.” der.

Hayatta sanki sadece o varmış gibi ‘kurban’ modunda yaşar. “Batsın bu dünya!” diyerek şikâyetler içinde kaybolur.

Deneyimsel Öğreti der ki; Her çözümsüz görünen sorunun cevabı vardır. İnsan çözümü doğru yerde bulunca, sorular çözülüverir. Her oluşturulan doğru sebep, doğru çözümlere vardırır. Sorun, problemin kendinden olduğunu kabul etmemesidir insanın.

Problemi havale ederek değil, dert ederek çözer insan. O problemleri edinirken ki sebepleri değiştirerek çözümlere ulaşır.

Her sebebin hak ettiği bir sonuç vardır. Doğru sebepleri oluşturan da sonucuna vardırılır.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 Yahya Hamurcu

Yorumlar

Hilal dedi ki…
İnsan problemi çözerken bakacağı yer kendisi olmalı. Çok güzel bir yazı
Adsız dedi ki…
İnsanın çözümleyemediği her problemde dış dünyayı suçlaması aslında sadece bir kolaycılık. Soruln soru sanaysa ona cevap vermeden nasıl geeçebiirsin ki? Çok güzel vurgulanmış. Teşekkürler....
GNS dedi ki…
Kolay olan zor , zor olan kolay zannedilir

Çok güzel bir yazıydı
Ellerinize sağlık
Adsız dedi ki…
Başkalarını suçlayıp, değişmelerini isteyerek terapiye gelenler, süreç sonunda değişenin kendileri olduğunu görerek terapiden çıkarlar.
Sorunun kaynağını doğru yerde aramak adına, çok güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık Hocam,
Teşekkürler 🌻

Adsız dedi ki…
Her şey insanın elinde…İnsan hasta olduğu zaman iyi olacağına inanırsa beyin olarak vücut kendini yeniliyor. Bir iki kere daha yazıyı okursam kafama daha iyi oturur. Teşekkürler yazınız için:)
Işıl Sezer dedi ki…
Problemi havale ederek değil, dert ederek çözer insan
Munevver dedi ki…
İnsan sorulara hep başkaları cevap versin istediğinde çözümü kaçırır.
Biraz düşünse... belki kensidine yardımcı olabilir insan.
Adsız dedi ki…
Emeğinize sağlık 🌸
Etkileyici bir yazı olmuş.
beril dedi ki…
Ne güzel tespitler. Kaleminize sağlık.
Adsız dedi ki…
Sen değişirsen dünya değişir. Problem aslında bizim doğru sandığımız yanlislarda. Cok şey anlatan bir yazı yüreğinize sağlık
Adsız dedi ki…
Elimizde…
Benimse problem, o zaman ben çözücem.. 🌻
Adsız dedi ki…
Bu anlamlı yazı için teşekkürler, kaleminize sağlık
Adsız dedi ki…
Doğru sebepleri oluşturmak nasip olsun ..