Sonsuzluk Ve Sınırlar

 




İnsan her şeyi algıladığı kadar zanneder.

Gökyüzüne bakar, başlangıcını, bitişini göremez, “Sonsuz mavi…” der.

Karanlık gecede yıldızları saymaya çalışır, “Sonsuz karanlık…” der.

Kumsalda kum tanelerine bakar, “Sayılmayacak kadar sonsuz…” der.

İnsanın algısı yetersiz kaldığında bunları söyler. Sonsuzluğun nasıl bir şey olduğunu azıcık da olsun idrak ettiğinde sınırın ve ölçünün önemine varır. Düşündükçe, her yerde, her şeyde sınır olduğunu fark eder.

Uzayda, gökyüzünde, yeryüzünde, okyanuslarda, kıtalarda, ülkeler arasında, bahçelerde, evlerde ve odalarda, canlıların anatomisinde, ilişkilerdeki sınırları fark edebilir. Görünen ve görünmeyen sınırları algılar hale gelir.

Eğitim hayatında biyoloji veya fen dersinde çizdiği hücrelerin sınırlarını…

Coğrafya dersinde haritaların, bölgelerin arasındaki sınırları hatırlar.

Meyvelerdeki, sebzelerdeki kabukların arasındaki ince zarları keşfeder.

Denizlerdeki tatlı ve tuzlu su arasındaki sınırları merak eder.

Sınırların aslında bir koruma, bir ölçü ve bir özgürlük olduğuna varır. Her sınırın oluşturduğu ortamın kendi içinde bir dengesinin olduğunu anlar:

Tatlı su balığı ve yosunu ile tuzlu su balığı ve yosunu arasında bir sınır olduğunu,

Ancak birbirlerinin sınırını geçmedikleri sürece yaşamlarını devam ettirebildiğini,

Sınırı geçenin yok olduğunu

Hücre zarının, o hücreyi sağlıklı kıldığını,

Zar yıprandığında ise hastalandığını…

Bir derenin debisini kış ile yaz arasındaki su miktarına göre belirlediğini,

Sınırı olduğunu,

Sınırını oynatınca felaketlerin olduğunu…

Coğrafi sınırların birliği beraberliği sağladığını ve koruduğunu,

Sınırlar karıştıkça anlaşmazlıkların olduğunu...

 


Sınırın dengeyi koruduğunu anlar.

İnsan sınırları bilince dengeyi bozmaz, aşırılıklara geçmez. Böylece aşırılıkların getirdiği problemlerle uğraşmaz.

İnsanın çocuklarıyla, sevdikleriyle, ebeveynleriyle, çalışanlarıyla, yöneticileriyle de sınırları vardır. İnsan, bilmediğinde bu sınırları aşar. Her sınırı aştığında karşısında kim varsa hadsiz davranmaya başlar. Her yapılanın karşılığında daha iyi olacağını düşünürken, karşısındaki, canını acıtmaya başlar. İlişkideki tüm denge bozulur. İnsan da daha çoğunu yaparak dengeyi bulacağını zanneder.

Bu bazen çocuğa verilen imkânlar olurken bazen de imkânsızlıklar olabilir.

Her defasında alınan oyuncak onu daha tatminsiz kılarken, her şeyi yasaklamak da ilişkisiz hale getirir.

Bazen sevdiğiyle olan ilişkisinde aşırılık olurken bazen de ilişkisizliği olabilir. Karşıdaki çok aradığında kaçası gelen insan, aranmadığında da aramaktan yorulmaz. Aranmadığında aradıkça, kaşsısındakinin kendini arayacağını düşünür. Dengeyi bozarak daha da sınırsız olur. Daha çok aramanın çözüm olduğunu zanneder.

Bazen de yöneticisi ile ilişkisi olur. Yapması gerekenden çok daha fazla çalışır. Böylece göze çarpıp terfi alabileceğini düşünür. Beklentisi gerçekleşmez ve rakibi terfi edilir.

Hayatta her şeyin bir sınırı vardır. Bu sınırları fark edip korudukça dengeler korunur. Aslında her şeyi tadında kılan da budur.



Peki bu nasıl olur?

İnsan neye niyet ederse etsin, o niyetinin bir yere varacağını

Her kararının, her başlangıcının bir sebebi oluşturduğunu ve o sebeplerin aslında onu bir sonuca ulaştıracağını…

Sadece andaki niyetiyle değil, tüm yapıp ettikleriyle o dengeyi yakalayabileceğini anlayarak olur…

İnsana verilen sonuçlar; kaderci olmakla, şanslı veya şansız olmakla ilgili değildir. İnsanın niyetini koyduğu andan itibaren oluşturduğu tüm sebeplerin getirisidir.

İnsan bunu fark edebilse…

Niyetlerinin, oluşturduğu veya oluşturacağı tüm sebepleriyle bir sonuca ulaşabileceğini anlayabilse…

İstediği sonuç için sebep oluşturmadan durur muydu hiç?


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 Yahya Hamurcu

 

 

Yorumlar

Işıl Sezer dedi ki…
Hayatta her şeyin bir sınırı vardır. Bu sınırları fark edip korudukça dengeler korunur. Aslında her şeyi tadında kılan da budur.
Pınar dedi ki…
Bu güzel yazı için teşekkürler,. anne - baba ,çocuk, eş ,arkadaş gibi tüm ilişkilerimizde kendimize ve karşıdakine koymamız gerekn sınırlar neler? üzerine çok düşünmemiz gerekn bir konu.
Adsız dedi ki…
Sınırlarımız kadar varız...
Adsız dedi ki…
Yeri ve göğü, ve ikisi arasındakileri bir arada tutan mizan…iyiki var…Emeğinize sağlık.
Adsız dedi ki…
İnsan her şeyi algıladığı kadar zanneder... Kaleminize sağlık sınırsızlık isteyen insanın asıl ihtiyacının sınır olduğunu ne kadar güzel anlatmışsınız....
Adsız dedi ki…
O sonsuzlukta bir küçücük nokta olduğunu anlayabilse insan...
Pınar Fırıloğlu dedi ki…
Bize her zaman güzel gelmese de sınırlar aslında nasıl da konfor veriyor insana. Kaleminize sağlık :)
Büşra Ç dedi ki…
İnsan başladığı şeyin sonunu getirmese de mutlaka o başlangıca verilen bir sonuç var; olumlu veya olumsuz... Çok etkileyici!