Çeviri

Sayfalar

Yine Mi Olmadı Ya!..

 

        “Aman ya sıkıldım artık! Hep mi bu aksilikler benim başıma gelecek? Neredeyse bahtsız bedeviyi kıskanacak durumdayım. Şu geldiğimiz duruma bakar mısın? Neden hep böyle oluyor? Neden, neden?” Arda Bey başını iki avucunun arasına almış, kendi kendine söyleniyordu. Bu kaçıncı iş kuruşu ve kaçıncı işin hüsranla sonlanışıydı? O da sayısını bilmiyordu ama artık bu son olsun istiyordu. Ne hayaller ne ümitlerle başlamıştı yeni işine.

“Her şey çok güzel olacak, inanıyorum bu sefer başaracağım!” diyerek yapılması gereken işleri listeledi. Listeledi, listelemesine ama yine ‘deneyim transferi’ yapmayı unutmuştu. Her zamanki gibi başkalarının işlerini de üstlendi ve “Aman ben hallederim, ne olacak?” diyerek kolları sıvadı. Ortağı Selen Hanım’la ufak tefek sorunlar yaşasalar da işleri yavaş yavaş oturtmuşlardı artık. Zaten böyle şeylere çok da fazla takılmazdı. İşlerin iyi gidiyor olması onun için yeterliydi. Yolunda giden işler, can sıkıcı meseleleri, yorgunluğu da unutturmuştu. Fakat zaman ilerlemiş, işler düzene girmeye, hatta para kazanmaya bile başlamışlardı.

“Tamam, bu sefer bu iş oldu.” diyerek memlekette iş kurmak için bıraktığı ailesini de yanına aldı. Oğlunu özel okula yazdırıp lüks bir sitede ev kiraladı. Yıllardır istediği o siyah otomobil de onundu artık.

Arkadaşı Ahmet “Arda'cığım ortağınla problemler yaşıyorsun. Onun yapması gereken işlerin sorumluluğunu alıyorsun. Herkese ‘evet’ diyorsun, hiç ‘hayır’ın yok. Çocuğu özel okula yazdırmanın, evini, arabanı değiştirmenin zamanı mı? Bir şeyler daha yeni düzene girmişken biraz beklesen mi? Bu kadar harcama yapmasan mı acaba? Biraz birikiminin olması daha iyi olmaz mı? Şimdiye kadar iş yerlerini kapatmanın nedenleri de bunlar değil miydi?” diyerek onu uyarmaya çalışıyordu. Arda Bey ise oralı olmuyordu. “Kaç tane iş kurdum, batırdım bana iş öğretmeye çalışıyor. Sanki başından geçmiş gibi.” diye içten içe kızıyor, söyleniyordu. Bildiğinden şaşmıyordu. Şimdiye kadar kurduğu işlerin hüsranla sonuçlanmasının, ailesiyle, akrabalarıyla, arkadaşlarıyla yaşadığı problemlerinin ana kaynağının bunlar olabileceğini göremiyordu.  



İnsan yaşadıklarıyla ilgili ‘deneyim transferi’ yapmadığında başından geçenler sadece yaşanmışlık olarak kalır. Böylece aynı hataları yapmak kaçınılmaz hale gelir. Sonucunda da insan zamanını, parasını kaybeder. Maddi manevi maliyeti ağır olur. Oysaki insan öğrenebilen bir canlıdır. Kendi hayatından, başkalarının hayatından veya doğadan öğrenebilir. Oradaki deneyimleri kendi hayatına transfer edebilir. Yeter ki öğrenmeyi istesin.

Arda Bey, söylenilenlere aldırış etmeden, yaşamış olduğu olumsuzluklara sünger çekmişti ve onlar sadece birer yaşanmışlık olarak hayatındaki yerini almıştı. Tüm işlerle kendisi ilgileniyor, ortağının işlerle ilgilenmemesine hiç takılmıyordu. Ne de olsa ortağının başka iş yerleri vardı. Bir de buraya nasıl vakit ayırsındı ki? “Zaten ben hallediyorum şimdi bunlarla vakit kaybetmemeli. Ağzı olan konuşuyor.” diye düşünüyordu.

İşlerin bütün yükünü Arda Bey sırtlanmıştı ama kazanılan para ortağıyla eşit paylaşılıyordu. Bazen de iş yeri giderleri için kendi parasından harcıyordu. Üçün, beşin lafını edecek değildi, yakışık da almazdı zaten. Zaman ilerlemiş ve ortağıyla görüşmeleri sadece banka hesaplarında ne olduğunu öğrenmeye dönmüştü. “Olsun, zaten çok yoğun çalışıyor Selen Hanım. Bir de buraya vakit ayıracak değil ya.”

İşlerle o kadar yoğun ilgileniyordu ki ailesine vakit ayıramıyordu. Beraber vakit geçiremez olmuşlardı. O gidemese de çocuğu ve eşi en lüks otellerde tatil yapmayı hak ediyordu. Tabi Selen Hanım da… O da ülke ülke gezip fotoğraf paylaşmayı ihmal etmiyordu. Öyle olmuştu ki kazandıklarından çok harcar hale gelmişlerdi.

Aradan zaman geçmiş, işlerin eskisi gibi tadı kalmamıştı. Artan pahalılık ve insanların isteklerinin değişmesiyle iş yeri para kazanamaz duruma gelmişti. Kirayı ödemek, faturaları ödemek, hatta personelin maaşını bile ödemek günden güne zorlaşmaya başlamıştı. İlk başladıkları zamanki gibi değildi hiçbir şey. Ortağına da hiçbir şey dememişti. Gecesini gündüzüne katıp çalışmıştı. Çalışmıştı çalışmasına ama yarın ne getirir diye hiç düşünmemişlerdi. Gelen gelirle istedikleri gibi gezmiş, eğlenmişlerdi. Kazanamadıkları zaman ne yaparız diye düşünmemişler, birikim yapmamışlardı.

Arda Bey, hayatı boyunca gerek ticaretinde, gerek aile ilişkilerinde, gerek akraba ilişkilerinde, gerek arkadaş ilişkilerinde olsun hiç ‘deneyim transferi’ yapmamıştı.  Başlangıcı güzel ama sonu hep hüsranla biten öyküler yaşamıştı. Yıllar evvel de beyaz eşya mağazası ve sürücü kursu açmıştı. Sonrasında araba alım satımı yapmıştı. Sonuç hiç değişmemiş bir sürü hayal kırıklıkları ve acı hatıralar bırakmıştı. Oysaki ‘deneyim transferi’ yapmış olsaydı aynı hataları tekrar etmeyecekti. Yaşadıkları, yaşanmışlığın ötesinde deneyime dönüşebilecekti.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “İnsanın yaşadıklarından deneyim transferi yapması hayatında konfor sağlar.” 


İnsan yaşadıklarını geride bırakmadan önce düşünebilse, işe yarayan ve yaramayanları ayıklayabilse aynı hataları tekrarlamaz. Ama insanların çoğu sadece yaşar ve geçer. Ne olumlu olaylarda ne de olumsuz olanlardaki deneyimi transfer edemez. Bu da onların aynı dairenin içinde dönüp durmalarına ve ilerleyememelerine sebep olur. 

- Oysa hayattaki her şey insanın öğrenmesi ve ilerlemesi için bir fırsattır. 

- Hem kendi hayatı hem başkalarının hayatı iyi birer eğiticidir. 

- Her ne kadar yaşadıklarının kendine özgü olduğunu zannetse de hayattaki herkes benzer sorunları, benzer acıları veya benzer başarıları yaşar. 

- Ve her bir hayat, diğerine aslında çok şey anlatır. Yeter ki insan anlatılanlara kulak kabartmayı tercih etsin...


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

You May Also Like

10 comments

  1. Işıl Sezer8/11/23

    "Ve her bir hayat, diğerine aslında çok şey anlatır." 👍

    YanıtlaSil
  2. Adsız8/11/23

    Kaleminize sağlık yaşadıklarımızdan ders çıkarabilsek deneyimli insanlara sorarak hareket etsek her şey daha kolay olacak aslında …

    YanıtlaSil
  3. Adsız8/11/23

    Bu güzel yazı için teşekkürler, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Adsız8/11/23

    M.A. Çakır
    aslinda insanoğlu sadece kendi yasadiklarindan deneyim cikrsa bile yeterli olur ama başkalarin deneyimlerı daha kiymetli tabi elinize sağlik

    YanıtlaSil
  5. Adsız8/11/23

    Kaleminize sağlık.. Hayatta her şey öğretir..
    Öğrenelim inşALLAH🤲

    YanıtlaSil
  6. Nağme9/11/23

    İnsanın hayatı yaşayarak öğrenmeye çalışması ne kadar da acı, ne kadar da yorucu. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  7. Adsız9/11/23

    Deneyim transefinin kolaylığını, konforunun farkına varmakla başladı..

    YanıtlaSil
  8. Zeynep13/11/23

    “Ve her bir hayat, diğerine aslında çok şey anlatır…”

    YanıtlaSil
  9. Adsız28/11/23

    Kaleminize sağlık, çok güzel ve öğretici bir yazı.

    YanıtlaSil
  10. Adsız6/12/23

    Deneyim transferinin önemi çok güzel anlatılmış, uysa nasıl da yıllarca deneyip yanılıyor ve sonra da çok üzülüyoruz.

    YanıtlaSil