Çeviri

Sayfalar

Havada Bulut

 






Bulutlar kararmaya başlamıştı, yağmur topluyor gibiydi ama yağmur mu kar mı belli değildi… Hava durumu uyarıları gelip duruyordu telefonuna… “Fırtına bekleniyor sakın çıkmayın dışarı!” diye…

Havadaki kasvet “Yağsam da boşalsam rahatlasam!” diyordu adeta…Yoksa “Kendi kasveti miydi hissettiği acaba?” diye düşündü Nermin… Havadan çok farklı değildi aslında kendi hali de. Yüzüne yapışmış acı çeken, ağlamaklı hatta kızgın ifade ile kaşlarını çatarak bakıyordu pencereden.

“Of ya! Ne sıkıcı bir hava var. Her yer karanlık, kışı hiç sevmiyorum…” dedi.

Annesi “Kızım sen yazı da sevmiyorsun ki sıcak yapış yapış diye…”

Nermin “Yaz da sevilecek gibi değil ki! Terliyoruz, kokuyor. Hele otobüse binince fenalık geçiriyorum burnumu sıka sıka gidiyorum. Ne kışı ne yazı sevmiyorum… Hatta ilkbaharı da sevmiyorum polenlerden hapşırıp duruyorum. Sonbaharda da egzamalarım azıyor… Bütün mevsimler işkence gibi!”

Annesi “Ah be kızım! Ne çok derdin var… Gamlı baykuş gibisin. Gören de yıllarca taş taşıdın da böyle isyankar oldun sanır…”

Nermin “Anne senle konuşunca içim daralıyor, bunalıyorum…” diyerek arkasını döndü.

Oysa Nermin’in içini bunaltan annesi ile konuşmak değildi… Sürekli ardı arkası kesilmeyen şikayetleriydi…

Şikayet bunalımın dile vurduğu son andır. İnsan şikayet edince bir an rahatlayacağını sanır ama problem çözülmediği gibi devam eder. Hatta insan artık daha küçük şeylere şikayet eder hale gelir. Oysa şikayet etmeyip sabredebilse yutabilse o an… İşte o canının sıkıldığı anlar var ya olgunlaştığı ya da daha da sığ tepkiler verdiği anlar olur. Bir farkla; birinde sabredebilme becerisini kullanır, diğerinde şikayet etme becerisini… Birinde çözüm marifeti büyür diğerinde problemleri…

“Zaten yıl sonu ödevimi yapamadım ona canım sıkkın. Kütüphaneye gidecektim hava kötü çıkamadım işte…” diye devam etti Nermin.

Annesi “Kızım sabahtan beri söyleniyorsun. Bugün uyanınca ilk sözün neydi hatırlıyor musun? Ben söyleyeyim istersen. “Hava ne kadar kötü ve ne kadar çok yapacak iş var…”  Saat öğleni buldu ve sen daha yatağını bile toplamadın, ödevini yapmaktan bahsediyorsun. Söylenerek başladın hala da söyleniyorsun. Bir sen, bir de komşu Nebahat teyzen, şikayet etmekte üstünüze yok…”



Kendini çok kötü hissetmişti Nermin, o kadar mı kötüydü?

Nebahat teyzeyi kimse sevmezdi. Çok konuşup şikayet ettiği için, çok itici bulurdu herkes onu… Sürekli şikayet ettiği için de başından sıkıntı eksilmezdi. Babaannesi “Şikayet musibeti çeker, ondan öyle oluyor.” demişti Nebahat teyze için.  

Bir an düşündü… Evet sabah annesinin dediği gibi kalkmıştı. Pencerenin kenarına oturmuş ve sabahtan beri yüzünü bile yıkamadan sürekli şikayet edip durmuştu.  

Her şikayet ettiğinde daha çok geriliyor, daha kolay sinirleniyor ve tepkiselleşiyordu. Şikayet şikayeti doğuruyordu. En ufak şeyi çözemez, en basit çözümü bile göremez hale geliyordu. O sinirle “Ben ne yapacaktım unuttum işte!” deyip yine kös kös oturuyordu. Sabahtan beri hatta günlerden beri yaptığı şey aynıydı: oturmak ve şikayet etmek…

Annesi ise sabahtan kalkmış, evi temizlemişti. Yemekleri yapmış hatta misafir bile ağırlayıp göndermişti…

Kendi kendine sessizce ve uzunca düşündükten sonra:

“Haklısın galiba anne… Benim de Nebahat teyzeden geri kalır yanım yok…” dedi ve daha fazla konuşmadan odasına gitti. Sabahtan beri düzeltmediği yatağını düzeltti. Annesinin ona yeni çarşaf aldığını yatağını düzeltirken fark etti. En sevdiği renkti hem de. Ne de çok düşünüyordu kendisini. O ise memnuniyetsiz konuşmalarla kadıncağızı bunaltıyordu sadece.… Gidip teşekkür etmeliydi hemen.



Şikayet kesilince insanın bilinci açılır çözüm üretmeye başlar. Konuşmalar, isyanlar biter işler hallolmaya başlar. Nankörlükler teşekküre döner…

Annesinin yanına gelip teşekkür öpücüğü kondurdu yanağına.  Sonra en kalın paltosunu giydi ve soğuğa rağmen kütüphaneye gitmeye karar verdi.

Artık sadece ne yapması gerektiğini düşünüyor ve konuşmak istemiyordu.

Şikayetler kesilmiş, yerini çözümlere devretmişti.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

 


You May Also Like

3 comments

  1. Işıl Sezer24/12/23

    Şikayet değil, çözüm üret🎯

    YanıtlaSil
  2. Adsız24/12/23

    M.A.Çakır Şikayet anlik rahatlama yaptıği için birde yandaş buluyor tam rahatlama olur iñsanda bir bir bilseki bütün bereketini aldiğini elinize saglik

    YanıtlaSil
  3. Zeynep25/12/23

    Şikayet kesilince insanın bilinci açılır çözüm üretmeye başlar.

    YanıtlaSil