Çeviri

Sayfalar

Hüküm

 




Sarıdan yer yer griye dönmüş, battaniye benzeri bir şeyle kendisini sarmalamış bir kadın…

Kucağında kırmızı tulumuyla, kadının boynuna sarılmış küçük bir kız… Muhtemelen kendi çocuğu…

Çocuğun ne olduğunu anlamaya çalışırcasına açık olan gözlerine karşın... Annenin gördüklerinden sıkı sıkı kapattığı gözleri…

Çocuğun annesinin kucağındaki sakin ifadesine karşın... Annenin tüm dehşetini ifade eden çığlık atar ifadesi…

Arka fonda gri bir harabe…

Günlerdir her yerde karşısına çıkan görüntülerden biriydi sadece…

O da kararsızdı…

Anlamak için gözlerini mi açmalıydı yoksa gördüklerinden dolayı sıkı sıkı kapatmalı mıydı?

Çocuk gibi sakin mi kalmalıydı yoksa annesi gibi dehşete mi kapılmalıydı?

Günlerdir, hatta aylardır olan bu olayları nasıl anlaması gerekiyordu?

Neydi ki savaş?

Neden savaşırdı ki bir insan?

Onu savaşmaya ne iterdi?

Bir insanın tanımadığı, bilmediği insanlara, masum çocuklara olan kininin nedeni ne olabilirdi?

Medeni(!) şehirlerden gelen bu medeni(!) insanların çocuklarla derdi neydi?

Elindeki bir kağıdı bile yere atmayan bu kişiler….

Nasıl bir şehri harabeye çevirebilirdi?

Anlayamıyordu…

Elleri kirlenmesin diye çatal bıçak kullananlar...

Nasıl ellerini kana bulmaktan çekinmezdi?

Çocuğu üşümesin diye uykusundan kalkıp çocuğunun üstünü örten babalar...

Başkasını bombalarken aynı kişiler değil miydi?

Ne olmuştu o medeni(!) insanlara? Neydi ki gerçekten medeniyet?

Güçlü olduğunu zannettiğin için birilerine saldırmanın adına ne denirdi?

İnsanın kendinden farklı olana yapacağı hakaretler için özür dilemesi gerekmez miydi?

Fark, farklılık ne demekti?

Yıllardır konuştuğu, dinlediği kelimeler anlamını yitirmişti sanki…

İnsanlar nasıl oluyordu da aynı şeye böyle farklı tepkiler verebiliyordu?

Aynı özgürlük için birisi ölebilirken diğerinin özgürlüğü nasıl öldürmek olabilirdi?

Özgürlük neydi ki?

Özgürlük birilerini öldürmek ise zulüm ne demekti?

Diğeri adına karar vermek miydi yoksa özgürlük?

Kim başkası adına seçim yapma hakkını vermişti sahi bu insanlara?

Özgürlük maskesinin arkasında saklanırken kimdi ki bu insanlar?

Neden herkes onların inandığına inanmak zorundaydı?

Hüküm kimindi?


Annenin dehşetinden yavaş yavaş çocuğun sakinliğine geçiyor gibiydi. Sıkıca kapattığı gözlerini aralamaya çalıştı.

Son sorusu yüzünde belli belirsiz bir tebessüme sebep olmuştu.

Hayat devam ediyordu.

Yaşanması gereken neyse o yaşanıyordu aslında.

Her şey hükmün sahibinin hükmüne hizmet ediyordu.

Yani her şey tam da olması gerektiği gibi, emri verenin dediği gibi oluveriyordu.

Evet, yaşananlar gerçekten dehşet vericiydi ama perde henüz kapanmamıştı.

Henüz galip ve mağlup belli olmamıştı.

Bu, yaşanan onca vahşetin içinde insanların kalplerinde yeşerttiği umuttu.

Kimsenin engel olamayacağı, sözünün geçmeyeceği bir dünyada hüküm belliydi.

Aslında sonuç çok netti.

Nasıl kimse güneşin batmasına engel olamıyorsa doğmasına da engel olamazdı.

Acıyı verenin mutluluğu vermeye gücü yetmez miydi? Daha önce vermemiş miydi?

Ölümü yazanla doğumu yazan aynı değil miydi?

Nice az topluluk çok topluluğa üstün gelmemiş miydi?

Kazanmak ne demekti? Kaybetmek ne demekti?

Her bir kavramı yeniden ve gerçekliği ile düşünmek gerekliydi belki…

Güven neydi?

Biri güvenlikli sitesinin içinde, kapısında sürgü ve üç takım kilitle kendini güvende hissedemezken…

Diğerinin bombaların altında uyuyabilmesinin sebebi neydi?

Korku neydi?

Acı neydi?

Mutluluk neydi?

Ölüm neydi?

Hayat neydi?

Yaşamak ne demekti?




Artık yüzündeki tebessüm iyiden iyiye belirginleşmişti.

Bilenle bilmeyen arasındaki fark kadardı aslında her şey…

Birisi düştüğünde umudunu kaybediyor, diğeri toparlanıp yoluna devam ediyordu…

Birisi yaşananlara isyan ederken diğeri sabrediyordu…

Biri şikayet ederken diğeri yapabileceklerine odaklanıyordu…

Birisi kaybettiklerine üzülürken diğeri kazanacaklarının sevincindeydi…

Madem hüküm belliydi…

Madem galip her zaman tekti…

Yapılacak tek şey tarafını belli etmekti…

Peki herkes değişmez hükme doğru ilerlerken...

İnsan hangi tarafta olmayı tercih edecekti?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

 

You May Also Like

10 comments

  1. Adsız20/12/23

    Kaleminize, yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Zeynep20/12/23

    Her şey hükmün sahibinin hükmüne hizmet ediyordu… Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  3. Adsız20/12/23

    M.A.Çakır
    taraflar belli olurken iki tarafin arasindaki o çoook ince çızgiyi görebilmek önemli olan elinize sağlik güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Adsız20/12/23

    Madem hüküm belliydi…

    Madem galip her zaman tekti…

    Yapılacak tek şey tarafını belli etmekti…

    YanıtlaSil
  5. Adsız20/12/23

    İnsan hangi tarafta olmayı tercih edecekti?💫💫💫💫

    YanıtlaSil
  6. Adsız20/12/23

    Kaliminize sağlık 💫

    YanıtlaSil
  7. Adsız20/12/23

    Bilenle bilmeyen arasındaki fark kadardı aslında her şey…💫💫

    YanıtlaSil
  8. Elif Altun20/12/23

    Zaman tam olarak yönünü belli etme zamanı…

    YanıtlaSil
  9. Adsız20/12/23

    Ufuk açıcı bu yazı için teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. Işıl Sezer23/12/23

    Yapılacak tek şey tarafını belli etmekti…

    YanıtlaSil