“Kaçırdım yine!”
Zeynep derin uykusundan birden uyandı. Uyku hali
ile ne olduğunu anlayamamıştı. Gökyüzü pembe tonlarında, akşam olmak üzereydi. Sıcak ve radyonun mırıltısı derken yan koltukta uyuyakalmıştı.
Tam da trafik saatine yakalanmışlardı.
Zeynep doğruldu ve eşine dönerek “Neyi kaçırdın?” dedi.
- Çıkışı! Yan yola girecektim. Çıkışı görmediğim için
yol kırk dakika uzadı.
- Ama on dakikaya oradaydık.
- Biliyorum, dedi sert bir ses tonuyla.
Zeynep hiç ses çıkarmadı, eşi burnundan soluyordu. Bir kelime söylese
tartışacaklardı.
Bu sebeple içinden düşünmeye devam etti. Zeynep, eşi
sinirli olduğu zamanlarda sessiz kalmayı tercih ederdi. Çünkü eşini tanıyordu sessiz
kalmazsa tartışacaklardı. Zaten tartışarak kim neyi çözebilmişti ki?
Bir keresinde babaannesi söylemişti, “Uzun
evliliğin sırrı biri sinirliyken diğerinin susması.”
Böyle durumlarda hep babaannesinin söyledikleri
gelirdi aklına. Ancak içinden de olsa söylendi.
“On dakikalık bir yoldu bu. Nasıl oldu da kırk dakikaya mal oldu? Çok saçma değil mi? Bir an gözünü çektin diye bekle dur şimdi” Sonra kendi yaşadıkları geldi aklına.
Üniversiteye hazırlık yıllarıydı. Başlangıçta nasıl da düzenli çalışmıştı. Biraz gevşeyip “Bir şey olmaz ya” diyerek ara verdiğinde, yeniden başlamak ne kadar zor olmuştu. Başlangıçta iki saat çalışabiliyordu. Sonraları ise yarım saat bile zor gelmeye başlamıştı. İstediği puanı alamayınca bir yıl daha çalışmak zorunda kalmıştı. Ufak sapmalar, gevşemeler koskoca bir yılına mal olmuştu.
“Diyet
yaparken de öyle olmuştu.” dedi, kendi kendine. Diyete başlamış, sonra
nedense yine ara vermişti. Diyete karar verdiğinde bir doğum günü çıkmıştı
ortaya.
Sonra kendini kocaman bir pasta ile aynı masada
bulmuştu. “Şimdilik bozayım da yarın
güzelce yeniden başlarım” dese de devam edememişti.
İnsanın en ufak hareketi onu ya amacına yaklaştırır ya da amacından uzaklaştırır.
Tıpkı otobanda son çıkışı kaçırdığında uzun bir yola
girmesi gibi...
Doğru seçimler yaptıktan sonra, o yoldaki ufak
görünen hatalar! Düzeltmek için insanı epey bir hırpalar.
“Bir dilim pastadan ne olacak ki?”
“Bu akşam çalışmasam ne olur
ki?”
“Bugün işe gitmesem ne olur ki?”
Ufak sapmalar insanı
hedefinden uzaklaştırır.
Süreklilik, başarılı insanların yöntemlerinden biridir.
Başarılı insanlar hedefine giderken azı
küçümsemezler.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Basite disipline ol.”
Çünkü süreklilik, miktardan daha kıymetlidir.
Hayatın kendine göre değişmez kuralları vardır.
Hayat, sürekliliğin hakkını verir.
Hayatın kurallarına uyumlu olanlar mutlu ve
başarılı olurlar.
Bazıları yavaş ilerler, bazıları ise hızlı.
Önemli olan ilerlemeye devam etmektir.
Mesele dünden daha iyi olmak için sebeplerde devamlı kalabilmektir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
İşte başarının şahane özeti… Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷
Kaleminize sağlık…