HİÇBİR ŞEY DÜŞÜNMEK İSTEMİYORUM!
“Hiçbir şey düşünmek istemiyorum. Karar
vermek ne zor işmiş” diye düşündü otobüste giderken. “Daha çok yol var, en iyisi uyuyayım” diyerek düşüncelerinden
sıyrılmak istiyordu Ebru. Ama otobüsün stabilize yollarda sağa sola yalpalaması
bunu zorlaştırıyordu. Eve ulaştığında vakit gece yarısını geçmişti. Babaannesi
ile özlem giderip hemen yatmak istedi.
Sabah güne horoz sesleriyle
uyandı. Uzun zamandır bu kadar iyi uyumamıştı. Bayram, cenaze ve düğünlerde hep
ailece köye gelirlerdi. İlk kez kimse olmadan babaannesi ile baş başaydı. Sedirin
üstündeki yatağından hafifçe doğrularak eliyle perdeyi araladı. Günün ağarması
ve dışardaki manzara onu pencereyi açmaya yöneltti. Temiz havayı solumak ve kuş
seslerini duymak ona huzur verdi. Renk renk çiçeklerle dolu ağaçlar koca
bahçede enfes bir tablo gibiydi. “Bu
benim ruhuma ne kadar iyi geldi” diye düşündü. Sadece bu güzel zamanın
keyfini çıkarmak istiyordu. O kadar özlemişti ki bu hissi, “Yaşasın huzur!..” dedi kendi kendine.
Hiçbir şeye kendini mecbur hissetmemek… Sakince her şeyin hareketini izlemek ve
müdahale etmemek...
Ebru hayatıyla ilgili en önemli
kararlardan birini vermek üzereydi. Üniversiteyi yeni bitirmiş, okuduğu alanda
iyi bir iş bulmuştu. Aynı semtte yaşayıp ailecek görüştükleri arkadaşı Çetin,
Ebru’ya talip olmuştu. Aileler dünür olmak için pek hevesliydiler. Yalnız ailesi mi? Tüm sevenleri bu konuda fazlaca
üstüne gelmişti. Onların etkisi altında kalarak karar vermek istemiyordu.
Herkes onun iyiliğini istiyordu elbette. Ebru ise ‘’Bu seçimi ben yapmalıyım” dedi. Tabi ki deneyimli olan büyüklerinin
tavsiyeleri çok önemliydi ancak etrafında ciddi bir baskı oluşmuştu. Gerçekten
ne hissettiğini de hiç irdeleyememişti. Duygularını tartmaya çalışıyordu. Belli
ki bu anne ve babasının yanında kolay olmayacaktı. Bu yüzden soluğu
babaannesinin köyündeki sakin ve huzurlu evinde almıştı.
Birkaç gün sonra Ebru’nun zihni
netleşti. Onu rahatsız eden noktaların üzerinde detaylıca düşündü. Bu arada bambaşka
bir şeyi fark etti. “Bu zamana kadar ben
nerdeyse hiç düşünerek karar almamışım” dedi. Olması gerekenler, dayatmalar
ve önüne öylesine sunulan bir hayat vardı. Seçimlerini de bunlara göre yapıyor ve
“Hayatım yolunda nasılsa” diyordu.
Şimdi ise kendini, neyi isteyip neyi istemediğini gözden
geçirdi. Hayattaki amacını detaylı irdeleme fırsatı bulmuştu. Ya kendine
çizilen yolu seçecek ya da kendi olmaya karar verecekti. Kararını verdiğinde
yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi. Dilinde ‘’Bana yeni bir ben lazım’’ şarkı sözü vardı. Hem mırıldanıyor hem
de valizini topluyordu. “Düşündüm ve
kararımı verdim” diyerek babaannesi ile vedalaştı. Kendine verilmiş en
büyük nimetin farkında olarak yola koyuldu.
İnsan düşünebildikçe doğru karar
alıp doğru adımlar atabilir. Karardan önceki en önemli durak buydu aslında.
Peki, nedir insanı bu durakta beklemekten uzaklaştıran şey? Vazgeçilemeyen
alışkanlıklar, bırakılması zor konfor alanları, toplumda oluşturulan ‘’Hazırda var, gel sende al’’ stili…
İnsan kendine fayda veren bu
sistemi kullanmaktan uzaklaşabiliyor. İşin sonunda hüsrana uğradığında düşünmek
ancak aklına geliyor. Hele bir de deneyim
çıkarmazsa yaşadıklarından… Kendine kızıp ümidini kaybedebiliyor. Kendine “Ben başarısızım” diyerek haksızlık
edebiliyor.
Farkını fark edebilen insan ancak
gerçek potansiyeline ulaşabilir. Bunun için detaylı bir irdelemeye ihtiyaç var.
Kendini tanıma, kalıplardan kurtulma ile başlayan bu sürece de insan ancak
düşüncesiyle ulaşır. O yüzden bilinç verip düşünebilmek çok önemli. Bilinçle alınmış
olan kararlar insana doğru yol aldırır.
Bu dünyada bizi diğer bütün varlıklardan üstün kılan özelliğimizi
böylece kullanmış oluruz.
Deneyimsel Tasarım
Öğretisi der ki; “Düşünce süzgecinden geçirilmemiş bir karar, karar değildir. Ancak düşünerek alınmış
kararlar insanı başarı ve mutluluğa taşıyabilir.”
İnsana verilen en büyük nimetlerden biri bu olsa gerek.Muhteşem bir potansiyelin ardındaki büyük sır; “Düşünebilmek…”
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Kaleminize sağlık 🌼