Çeviri

Sayfalar

SAKIN-MA!



SAKIN-MA!

Ne der içindeki o ses;

“Boşver ne olacak? Sakınma!”

“Ne gerek var?

Bana bir şey olmaz!

“Bir kere dünyaya geliyor insan. Ye, iç, gül, eğlen. İçindeki sesi dinle! O seni gerçeğe götürür.”

Peki, öyle mi olur her zaman?

İçimizdeki ses doğruyu mu fısıldar?

Yemek yemek istediğimizde, alışveriş yaparken ya da sürekli telefonda boş vakit geçirirken neler söyler bize?

İşin gerçeği çoğu zaman en lezzetlisi, en güzeli neyse onu ister. Canımızın sıkıldığı ve özellikle boş kaldığımız zamanda en çok ne haz verecekse ona doğru karşı konulmaz bir istek oluşur içimizde.

Kimilerimiz bu süreci çok daha iyi yönetir. Faydalı yiyecekler tüketmeyi, ihtiyaç doğrultusunda alışveriş yapabilmeyi ve boş vakti doğru değerlendirebilmeyi öğrenmiştir. Bu da içindeki sesi yavaş yavaş eğitir, doğru fısıldamasına sebep olur. Ara sıra kaçamaklar yapmaya çalışsa da genellikle doğru olanı ister.

Evet bu kolay bir süreç olmasa gerek ama imkânsız da değildir. Kişi bir süre bu konuya bilinç vererek isteklerini kontrol edebilir hale gelir. İsteklerinin sınırları olmayan insanın, esasında sakınmadan başarıya ulaşması da pek mümkün değildir.

Peki, sakınmak dediğimiz şey ne ola ki? Bu kelimeden herkes farklı şeyler anlayabilir. Gerçek anlamda “Sakınmak; bize zarar veren her şeyden uzak durabilmek, kendimizi koruyabilmektir.” İnsan en çok bu bölümde yanılır. Bazen gücü olmadığı için, bazen sakınmayı bilmediği için koruyamaz kendini. Oysaki sakınmak bir kalkan gibidir. İnsanı sarıp sarmalar. Zarar gelmesin diye etrafına hava baloncuklu koruma ambalajı sarılmış cam bardak gibi. Zarar ve kötülükten korundukça hamlelerimizin de kalitesi artar.

 


İnsanoğlu bu hayatta daha çok hamle yapmaya odaklanır oysaki sakınmak hamle yapmak kadar önemlidir. Sakınmadıkça yaptığımız hamlelerin de çoğu heba olur. Tıpkı çatısı onarılmamış ve her yağmurda içeri su dolan bir ev gibi. Biz evin içindeki eşyaları ne kadar kaliteli alırsak alalım çatıyı sağlam yapmadıkça mobilyaları koruyamayız. O nedenle “Zarar verenden sakınmak” hayata sunulmuş bir yaşam bandı gibidir. Bilgisayarın koruma kalkanı neyse, sakındıklarımız da bizi virüslerden öyle korur. Bize verilen imkanları sürekli kılmanın yolu doğru şekilde ve doğru kıvamda sakınmaktan geçer.

 

Somutta olduğu gibi soyutta da önce kendini ihmal eder insanoğlu. Sonunda yine kendi üzülür. Keyifler ertelenmez ama sağlık, spor, dengeli yaşam kolayca ertelenir. Zararlı bir şeyden kendimizi korumamız gerektiğinde onu da görmezden gelebiliyoruz. Hayatımızı çıkmaza sokana kadar yokmuş gibi davranabiliyoruz. Oysaki başarının önündeki en büyük engeller, sakınamadığımız ve bize zarar veren her şeydir. Yanlış ilişkiler, hatalı tüketimler, dilimizden kontrolsüzce dökülenler ve daha nicesi… Sonrası hep “Keşke!” Bu duruma gelmeden dönüş yapabilmek içinse, işin başındayken konuya müdahale etmek gerekir.

 


Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Başarıya giden yolda birçok strateji vardır. İnsan bu stratejileri bildiğinde suda boğulmak yerine keyifle yüzüp sörf yapabilir.  Hayatındaki problemler büyümeden kolayca çözülür. Böylece hayatımız daha konforlu ve keyifli bir hale gelir.

Sakınmayan bir insan neden hasta oldum diyebilir mi? Tıpkı sakınmadığımız şeylerden zarar gördüğümüzde “Neden böyle oldu?” diyemeyeceğimiz gibi. Sakınmak, en sırlı sandıktır içine girebilene…

===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu




You May Also Like

6 comments

  1. Adsız29/6/24

    Sonrası hep keşke… Çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. İnsan sakınmayı yapabildiği ölçüde kendini rahat ettirir. Çok önemli bir konu ve her konuda mutlaka sakınacağımız şeyler var.

    YanıtlaSil
  3. Adsız30/6/24

    Gerçekten de insan hamle yapmaya oynarken niye olmadı deme hakkı yok. Çünkü esas yapması gerekeni kaçırmış, sakınmak zor geldi diye kulak ardı etmişti... Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  4. Adsız30/6/24

    Gerçekten de insan hamle yapmaya oynarken niye olmadı deme hakkı yok. Çünkü esas yapması gerekeni kaçırmış, sakınmak zor geldi diye kulak ardı etmişti... Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  5. Sibel30/6/24

    Ne güzel anlatmışsınız sakınmanın önemini. Sakındıkça insan hazları kaçırdığını sanıyor ama aksine sakındıkça her şeyden daha çok keyif alıyorsun. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık💐
    Sakınmayla ilgili çok güzel yazı olmuş.

    YanıtlaSil