İÇİMDEKİ ÇOCUK






İnsan belli bir yaştan sonra eskiye özlem duyar. Şimdiki ben ile geçmişteki beni kıyaslar. Birbirleri ile konuşsalar dertleşirler sanki: “Dert yoktu, tasa yoktu, ekmek elden su gölden yaşayıp dururduk. Ahh, keşke o günlere geri dönebilsek!’’ Sorumluluklar bu kadar ağır değilken yaşamak, yaş alırken aldığı yüklerden kurtulmak ister. Ana babasının evindeki konforu sonradan fark eder.

Günümüzde herkesin bildiği bir cümle vardır. Başı her sıkıştığında kendine ve diğerine verdiği öğüt, “İçindeki çocuğu dinle.” dir. Peki, ne demek ister aslında insan?

Çocukluğun en belirgin özelliği saf ve temiz olmasıdır.  Bunun yanında hassas, kırılgan, istediği olmayınca da mızırdanan… Anne terliğini hak edene kadar yaramazlık yapılan zamanlar…

Çocuklar tüm dünyanın onu etrafında döndüğünü zanneder. Olgun yaştayken de isteğimiz olmadığında gösterilen hırçınlıklar da akla gelir.  “Bak, yine çocuklaştın.” denmez mi? İnsan isteyen bir canlıdır. Hem de her istediği olsun isteyen bir canlı.

Peki, insan her istediği yerine gelince mi büyür ve olgunlaşır?

Hayat boyu her isteği gerçekleşen çocukların bencilliğine şahit oluruz. Dünyanın her yerinde her istediği yapılan çocuğun ahvali aynıdır. Duymaz mıyız; bazı kadınlar vardır üç çocuğu varken ‘’Aslında dört çocukluyum.’’ der. Eşini de çocuk kontenjanına sokar. Çünkü adam kendi sorumluluklarını almıyordur, birçok şeyi dışarından bekliyordur. Eşi olsa da çocuk gibidir, istekleri olmayınca aynı çocuk gibi küsebilir. Birden kızabilir, kapıyı vurup çıkabilir. Bazı anneler de kırk yaşına gelen çocuğuna, “Büyümedin gitti, çocuk gibi şikâyet etmeyi bırak da çözüm bul.” der. 



Peki, bizim içimizdeki çocuk ne durumda?

Nasıl göreceğiz onu?

İsteklerini vererek onu hep haklı görerek mi?

Bu mu içindeki çocuğu görmek ve büyütmek?

İnsan her isteğine “Evet” dendiğinde mi büyür ve gelişir?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki:

Bu hayatta insanı duyduğu "Hayırlar, retler" geliştirir.

Demek ki içimdeki çocuğun eksik kalan yönlerini onu şımartarak değil, ona ihtiyacı olanı vererek geliştirebilirim. İsteklerine hep “Evetdiyerek değil, duyduğu Hayırsözünün onun faydasına şahit tutarak büyütebilirim.  Sevgiye, anlayışa ama bir o kadar da otoriteye ihtiyaç duyan bir çocuk gibi.

Mızırdandığında ona kızmak ya da baştan savmak değil, onu anlamak… Neye ihtiyacı olduğunu hatırlatmak, fazlasının zarar olduğunu hatırlamak en önemlisi. Çözümü başkalarından beklediğinde “Hayır, çözüm sende arayıp bulabilirsin hele bir düşün” diyebilmek.

Hata yapsa bile motivasyonunu düşürmemek… Hatasının bedelini ödeyene kadar gülümseyerek sabır göstermek…

Büyüyen gelişen bedenimize rağmen içimizdeki gizli saklı çocuğu görebilmek. Onun dışardan gelebilecek olan tehlikelere karşı güçlenmesine yardımcı olabilmek. İsteyen değil isteklerini ihtiyacına göre ayırt edebilen bir canlı olduğunu gösterebilmek... İçimizdeki çocuğun büyümesine yardımcı olmak bu değil midir? O çocuk, büyüdükçe olgunlaştıkça yoldaş olmaz mı kendimize? Kendisi için hayrı seçen ve hayırda destek veren hale dönüşmez mi?

Öyleyse var mısın içindeki çocuğu görmeye ve onu eğitmeye?

 

 ===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu










Yorumlar

Adsız dedi ki…
İnsan içindeki çocuğu büyütemeden rahat edemez aynı zamanda rahatta ettirmez. Kendi içimdeki çocuk kaç yaşında diye düşünmeden edemedim.
Havva Ağırdil dedi ki…
Kalemine sağlık insanın anlayamadığı yere parmak bastınız. Kaç yaşındasınız diye sorarlarya hangi benin yaşı içimdeki çocuğun mu? Yoksa gördüğünüz benin yaşı mı?
Ayşe dedi ki…
Bazen de çocuktan beter oldun deriz ya, gerçekten içimizdeki o çocugu büyütmek, eğitmek, eğitebilmek insana değer katıyor. Hayır denildiğinde üzülürüz, bozuluruz ama meğer bizi geliştiren de o duyduğumuz "hayır"larmış...
Elinize sağlık 💐
Ncy Bşl dedi ki…
İnsan kendinden yana, içimizdeki çocuğu anlayarak lehinde davranışlar sergileyerek yol alabilenlerden olmak ümidiyle
Meryem M dedi ki…
Elinize sağlık. Kendimize “kaç defa söyledim” diyerek değil yeniden söyleyerek hatırlatarak, ihtiyacına göre ikna ederek aynı çocuklarda olduğu gibi…
Ayşe dedi ki…
İçimdeki çocuk hep ister. Bunda sorun yok ama ben bu çocuğun isteği mi, ihtiyacı mı onu anlamak mesele. Kaleminize sağlık.
Adsız dedi ki…
Hata yapsa bile motivasyonunu düşürmemek… Hatasının bedelini ödeyene kadar gülümseyerek sabır göstermek…
Kaleminize sağlık…
Figen Ekame dedi ki…
Bu hayatta insanı duyduğu "Hayırlar, retler" geliştirir.
Ayla t. dedi ki…
İnsanı aldığı hayırlar olgunlaştırır, geliştirir… kalemize sağlık
Figen Ekame dedi ki…
Mesele hata yapmamak değil, hatadan doğru çıkarımlar yapabilmek...
Adsız dedi ki…
💐🧡
Adsız dedi ki…
💐🧡
Adsız dedi ki…
İnsanın ihtiyacı bazen o ''hayırı'' duymak. Egomuz ne kadar duymak istemesede bizim için ne kadarda hayırlı...
Kaleminize sağlık...