RENGARENK


Rengarenk...

Pencereme bir kumru kondu. O kadar güzel ki kapkara gözleriyle etrafa bakınıyor. İnsan uzakta olunca o kadar ayrıntıları göremiyor. “Bu ne güzellik, biraz daha uçma seyredeyim seni!” diye geçiyor insanın içinden. Rengi insanın gözünü alıyor.  Boynundaki halkası, gözlerinin etrafındaki süsleme de ne öyle? Ayaklarının rengine ne demeli peki? Boynuna serpiştirilmiş farklı renkler, desenler... Her bir ayrıntı inanılmaz güzellik ve uyumda. Kanatlarının uçlarına doğru gizlenmiş hepsi sanki. Uçmak için kanatlarını açtığındaysa birden bembeyaz tüyler ortaya çıkıyor.

Bu beyaz tüyler bunu ispatlıyor sanki. O güzel renkleri desenleri seyre dalıyoruz. Birden gökyüzüne uçuyor güzel kumru. Masmavi göğe giderken yeşil ağaçların arasından geçiyor. Onu izlerken etrafında renk cümbüşü olduğunun farkına varıyor insan. Dünyadaki her şey ne kadar da renkli biraz dikkatli bakınca.

Nasıl da boyanmış her yer?

Masmavi denizler, yemyeşil ormanlar insanı içine çekiyor. Güneşin yansıyan rengine ise insan dalıp gidiyor saatlerce. Milyonlarca renk, desen ara tonlar görüyoruz ve her biri de birbiri ile uyumlu. Kuşlar, kuzular, ağaçlar, yapraklar renklerin çeşitliliği saymakla bitmiyor. Her mevsimin rengi de kendine özgü.  Sarı, kırmızı, yeşil, beyaz bakmaya doyamıyor insan.

İnsan da öyle değil mi? Kimi sarı, kimi beyaz, kimi buğday tenli, kimi daha esmer. Toprak da öyle biraz daha yakından bakınca; içindeki mineraller, madenler değiştikçe renkleri de değişmeye başlıyor.  Yediğimiz besinler ise tam bir renk cümbüşü. Tüm canlılar nasıl da renklerle bezenmiş...


Besbelli ki bu renk cümbüşü boşa değil. Her birinin bir anlamı olmalı. Zehirli olan hayvan çok canlı renklere sahip, genellikle kırmızı. Ben zehirliyim yaklaşma demek için.  Biz insanoğlu da ondan yola çıkarak trafik ışıklarını yapmışız. Dur tehlike var, kırmızı; dikkatli ol, sarı; şimdi geçebilirsin, güvendesin yeşil!

Her zaman her yerde tehlike demek de değil, ne acayip! Hassas bir şekilde irdelendiğinde farklı yerlerde ve farklı amaçlarda kullanmış doğa renkleri. Ufacık bir detay değiştiğinde zehirli olmayıp tatlı bile olabiliyor. Karpuz, kiraz, çilek ve daha neler neler...

Karpuz tek renk olabilirdi ama değil. Dışı yeşil, ‘’Ben sağlıklıyım, içimdeki sana yararlı.’’ der gibi. İçi kırmızı, insanı harekete geçirmeye her an hazır şekilde. Çekirdekleri siyah, ‘’Tüm bilgi bende depolu.’’ der gibi. Ee içi de beyaz, ‘’Her şeyi burada topladım, ana çekirdekte.’’ diyor gibi.  Renkler aslında ne çok işaret veriyor.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, ‘’İz ve işaretleri okuyabildiğimizde gördüklerimizi anlamlandırabiliriz.’’


İnsan bu renk cümbüşü iz ve işaretlerden mahrum bırakır mı kendini?

Ne yazık ki doğal olandaki iz ve işaretleri okumaya çalışmıyor insan. Daha fazlasının, daha yenisinin derdinde oluyor. Böylece de eline geçeni kimyasallarla boyamaya çalışıyor. Fakat sonuç pek de beklediği gibi olamıyor.

Civcivi maviye boyuyor ama rengi sarıyken daha sevimli geliyor. Evin duvarını boyuyor, zaman geçince sıkılıp değiştirmek istiyor. Aslında bazıları için doğal, kök boyalarla boyanmış kumaşlar daha rağbet görüyor. Doğal ve nadir olması onu özel yapmaya yetiyor. Denize, ormana, göğe bakınca rahatlıyor insan.  Tekdüze değil hiçbiri, tonlamalarıyla rengarenk.

Renklerin insan üzerinde çok fazla etkisi ve anlamı var. “Rengin sararmış hasta mısın?” diyor. Ya da “Niye kıpkırmızı oldun, bir şeye mi kızdın?” İnsanın duygu değişiklikleri bile renk olarak yüzüne de yansıyor. Yani gün içinde de insan renkten renge geçebiliyor. O anki davranışları ve tepkilerine göre her seferinde tekrar boyanıyor.

Bir renk olsa ve tüm renklerden daha başka anlamlar içerse? Daha da özel daha da dolu olsa...

Bu renk olsa olsa beyazdır. Çünkü beyazın içinde tüm renkler var. Dışardan bakınca sade ama içi rengarenk.

Renk deyip geçtiğimiz şey... Meğer ne anlamlar barındırıyormuş derinlerinde. Yeter ki daha hassas baksın insan.

Yaşantımızın, davranışlarımızın, tepkilerimizin, düşüncelerimizin, niyetlerimizin, kalbimizin beyaza boyanması dileğiyle...

 ===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.



 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu




Yorumlar

Ayşe Budak dedi ki…
Gördüğümüz, işittiğimiz ya da hissettiğimiz herşeyin bir mesajı, anlamı var gerçekten. Bunu algılayabilmek, iz ve işaretleri okuyabilmek gerekir bunun için de. Farkına varabildikçe bakış açımız da değişmeye başlıyor.
Vb dedi ki…
İnsan detaylara dikkat etmediginde anlamıyor neler kaçırdığını kaleminize saglik
Ayşe dedi ki…
Biz Doğaya ve yaratılan şeylere anlamlı bakıyormuyz hiç öyle düşünmemiştim. Teşekkür ederiz
Adsız dedi ki…
💐✨
Havva Ağırdil dedi ki…
Renkler çok harika yaratılmış. İnsanın aynası renkler mutlu olunca ne renk giyeriz mutsuz olunca ne renk giyeriz ve kendimizi ele veririz.
Sibel bslgn dedi ki…
Hem yazı çok güzel hem sonunda ki temenni🪷 evet hayatın içinde çok güzel ve farklı renkler var. Sizinde söylediğiniz gibi bir hayvanda, bitkide, insanda dahi ne kadar farklı renk var. Ve o farklılıklar bize çok hoş keyif verici geliyor. Yazınız aklıma şunu düşürdü. Tıpkı renkler gibi güzel özellikler kattıkça da insanoğlu hem hoş hem keyifli oluyor. Kaleminize sağlık teşekkürler 💐
Şükran dedi ki…
BİRİ sanki özene bezene kıymet verdiği birileri için dayamış döşemiş, YARATMIŞ, bizde sevdiğimiz insanlar için böyle hazırlarız evimizi masamızı....
Adsız dedi ki…
İyiki renkler var, iyiki rengarekiz...
Kaleminize sağlık...
Duygu dedi ki…
Renk deyip geçme, kuş deyip geçme, insan deyip geçme… dur ve düşün 👍 ne güzel stratejiler 🌸 en güzeli beyaz…
Figen Ekame dedi ki…
Hayatımızın beyaza boyanması niyetiyle…