Ne Ekersen Onu Biçersin

 



Yağmurlu bir sonbahar sabahıydı. Sevgi, temiz hava almak için camı açtı. Damlaların toprağa, ağaçlara düşüşünü; taş zeminde bıraktığı izleri seyretti. Bu sahne onu çok eskilere götürmüştü.

Daha dün gibiydi yaşananlar… Yine böyle bir günde eşiyle yağmurda sırılsıklam ıslanmışlardı. Elini camdan dışarı uzattı ama ıslanan ellerini sarıp sarmalayan Ömer artık yoktu. Gözlerinden yaşlar akarken camı kapattı. Ayrılıklarının ardından iki yıl geçmişti. Hissettiği zaman ise daha dün gibiydi. Balkonda duran çamaşırları toplarken çürüyen çiçeğini gördü. Çiçek saksısını temizlerken “Suyu fazla gelmiş, gübreyi de abartmışım. Eee, ne ekersen onu biçersin!” diyebildi. Sonra bitiremediği evliliğini hatırladı. “Neyi yanlış yaptım?” diye düşündü.  Bu ara bu soruyu kendine sık sık sorar olmuştu. Geçmişe takılıp kaldığında geleceği düşünemiyor, yoluna devam edemiyordu. Ömer ile geçirdikleri güzel zamanları anımsıyor ama yaşadığı hiçbir tatsızlığı hatırlamıyordu. Ömer ise çoktan Sevgi’yi unutmuş kendine yeni bir yol çizmişti. Evliliklerinin bitmesinden kısa süre sonra başka biriyle evlenmişti.

Kendine acılar çektiren bu adamı nasıl hala sevebiliyordu? Ömer eğlenceli biriydi ama sorumluluklarının bilincinde değildi. Sevgi bu nedenle çok yorulmuştu. Dışarıdan bakan Ömer’in iş adamı olduğunu zannederdi. Adı belli bir işi bile yoktu. Ömer bir işe girer, hemen patron olmak isterdi. O işin çıraklıkları ağır gelirdi. Güçlü bir yapısı vardı ama onu faydada kullanmazdı. Sevgi’ye “İş yok hayatım olsa dükkân senin, arıyorum ama olmuyor. Benim gibi adamı harcıyorlar işte…” diye şakayla geçiştirirdi. Zamanla şakaların yerini öfke ve vurdumduymazlık almıştı.

İşe başlasa da en fazla üç dört ay dayanıyor, sonunda ayrılıyordu. “Kendi işimi kuracağım.” deyip sermayesiz hayaller kurardı. Sabah geç saatlerde kalkar sonra dışarı çıkardı. Çoğu zaman eve geç saatlerde karnı tok gelirdi. “Neredeydin?” sorusuna hep bir bahanesi vardı. Bir musluk bozulsa, dolap kırılsa “Sen halledersin kahraman hatunum” diye Sevgi’yi yağlar, ballar işi bırakıp kaçardı. Eve gelince oğlu ödevleri ile ilgili yardım istediğinde “Kendin hallet, çok yorgunum, aslan oğlum yaparsın sen!” derdi.

Sevgi’nin canına tak ettiği bir gün “Boşanalım” demiş, Ömer hemen kabul etmişti. Ne kadar da çabuk kabul etmişti. Sevgi ondan böyle bir tepki beklemiyordu. Şaşırmış:  “Acaba gururuna mı dokundu, çok mu üstüne gittim? Ne kadar da sevecendi, yakışıklıydı, komikti. Ahh, deli kafam kaçırttım adamı!” demeye başlamıştı. Pişmanlığı nafile… Ömer yolunu tutmuş, hemen boşanmış, araya zaman koymadan başkasıyla evlenmişti bile. Arkadaşları Sevgi’ye: “Kurtuldun şu sorumsuz adamdan; çok şükür, unut artık!” diyordu. Ancak Sevgi Ömer’in onu hâlâ sevdiğini zannediyordu. Ona göre sırf canını acıtmak için başka biriyle evlendiğini söylüyordu.



Bu sahne Sevgi için yeni değildi. İnsanları tanımak için kendine zaman tanımazdı. İlişkilerinde ‘Sınır nedir?’ bilmezdi. Sonrasında yaşanan olaylarda “Bu insan bana bunu niye yaptı?” diye sürekli kendini suçlardı. Şaşkınlık ve hayal kırıklıkları da sonrasında kaçınılmaz olurdu. Bazen de olayı tam anlayamaz zihnindeki kurgularla yaşardı. “Ömer beni seviyor, bana dönecek…”

Sevgi kara kara düşünürken çok sevdiği arkadaşı Pınar aradı. “Özledim beraber kahve içelim.” dedi. Sevgi artık hiçbir şey yapmak istemez olmuştu. Arkadaşını kırmak istemediğinden buluşmayı kabul etti. Pınar, Sevgi’ye ve yaşadıklarına şahitti. Onu dinledi, kendi hayatında yaşadıklarından bahsetti. Öyküleri farklı sahnelerde benzerdi. Pınar, Sevgi’yeYaşadıklarını o kadar iyi anlıyorum ki... Ben de benzerlerini hem eşimle hem de çocuklarımla yaşadım. Onların her istediğini yaparak her istenilene tamam dedikçe dipsiz bir kuyu gibi sonu gelmedi.  Kendimce yaptığım iyilikler aslında tavizmiş. Sonradan bir arkadaşımın desteğiyle kendimi geri çekmeye başladım. Anladım ki onlara yer açmam gerekiyormuş. Senin hayatında sınırlar çizmeye ihtiyacın var. Başları zor olsa da inan, zamanla taşlar yerine oturuyor. Hayat bir yol; durarak ya da gözün arkadayken önüne bakmadan gidilmiyor” dedi.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: ’’ İnsan oluşturduğu sebeplerin sonucunu yaşar.’’

Pınar, “Hayatına iyilikler ek.” demişti. Bu buluşma Sevgi’ye iyi gelmişti. Yepyeni kararlarla hayat yolculuğuna devam edecekti. Kendine yeni bir çiçek aldı, evine gitti. Çiçeği saksıya ekti, gübreledi, suladı. Çiçeğiyle kurumuş hayalleri de umudu da yeşerecekti. İnanıyordu: Ne ekerse onu biçecekti…


===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu





Yorumlar

Şükran dedi ki…
İnsan öğrenebilen bir varlık, sorun öğrenmeyi red etmesinde öğrenemeyen problem çözemez.
Leyla dedi ki…
İyi niyetle ama yanlış davranışlarla sevdiklerimize ne kadar kötülük yaptığımızı anlayamıyoruz.Her dediklerine evet demek onları anlık mutlu edip toplamda nasıl dipsiz kuyuya atıyoruz.Hayatin içinden çok güzel bir yazı. Emeği geçenlerden Allah olsun.
Ncy Bşl dedi ki…
İyiliği ekenlerden ve yeşerenlerden oluruz inşaAllah
Sibel Basılgan dedi ki…
Çok tanıdık hikayeler. Ne yazık ki doğru zannettiğimiz yanlış davranışlarla kendimizi ve sevdiklerimizi üzüyoruz. Doğru kararlar vermek dileğiyle. Kaleminize sağlık 💐🪷
Ayşe Budak dedi ki…
Duygular aktifleştiğinde insan bilincini de kaybediyor. Gözünün önündeki problemleri de göremez hale geliyor.
Ayşe dedi ki…
Farkına varmak ne güzeldir. Bazen bir ömür yaşanabilir maalesef
Adsız dedi ki…
İnsan ektiğini biçer. Yanlış seçimler yaparak nasıl doğru sonuçlarla karşılaşabilir ki...
Duygu Desticioğlu dedi ki…
doğru sebepleri oluşturmak için çabalamak gerekir. elinize sağlık...
Figen Ekame dedi ki…
Umarım hep iyiyi ekenlerden olur, iyiyle karşılaşanlardan oluruz
Adsız dedi ki…
İnsanı yapıp ettiklerim taviz mi, iyilik mi diye düşündürüyor. Teşekkürlerr
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Sınırlar içerisinde ancak jest yapabilmek kişiyi mutlu eder , yoksa taviz verilir.
Sevgi Çilci dedi ki…
Kaleminize sağlık🧡 Umarım yeşerebilmek için doğru sebepler oluşturanlardan olalım...
Büşra Ç dedi ki…
Faydayı ve güzeli ekip tohumlarını çevremizdekilere saçabilmek dileğiyle :)
Adsız dedi ki…
’ İnsan oluşturduğu sebeplerin sonucunu yaşar.’’ şu beklentiyle yönetilen bir hayat nasıl zor olabilir ki... elinize sağlık
derya dedi ki…
bazen iyilik yapıyoruz zannederken aslında karşımızdakine ve kendimize büyük kötülük ediyoruz