Yine isteksizce
uyanıp salona doğru yürüdü Nisa. Spor yapmaktan hiç hoşlanmıyordu. Bir gün
yapsa ertesi gün bir bahane ile bırakıyor, haftalarca devam edemiyordu. Bazı
günler saatlerce sporla uğraşıyor, her yeri ağrıyana kadar ağırlık
kaldırıyordu. Öyle zorlanıyordu ki sonra günlerce değil ağırlık kaldırmak,
yürüyüşe bile çıkamıyordu. Günler günleri kovaladı. Yıllık hedefinde; her gün
yürüyüş, iki gün pilates ve yüzme olmasına rağmen yarısına bile ulaşamamıştı.
Sırt ağrıları günden güne artıyor, kilo almaya hızla devam ediyordu. Spor
yaparken yediklerine daha kolay dikkat ediyordu. Spora ara verdiği zamanlar ise
sık sık ve bol kalorili yiyecekler tüketiyordu. Bunun sebebini bir türlü
anlamıyordu. En azından spor yapmadığı zamanlar yemeyi azaltsa dengeyi sağlayabileceğini düşünüyordu. Spordan
uzak kaldıkça sağlıksız beslenmenin, film seyrederken atıştırmalarının önüne
geçemiyordu.
“Bu
kadar zor olmamalı!
Bir yerde hata yapıyor olmalıyım ama
nerede?” diye düşündü kendi kendine.
Tek istediği düzenli beslenmek ve vücut ağrılarından
kurtulmaktı. Yaptıklarını gözden geçirmeye karar verdi. Yoğun bir spor programı, sıkı bir diyet listesi
vardı. İkisine bir hevesle aynı anda başlıyor, iki üç hafta sonra da
bırakıyordu. Yaparken keyif almıyor değildi. Her defasında “İyi ki geldim!” diyerek ayrılıyordu spor salonundan. Yanında
taşıyarak yediği her öğünü için şükrediyordu. Menüsüne uymayan, hazır, rafineri
gıdalar tükettiğinde fiziksel olarak da rahatsızlık hissediyordu. Hem spordan
aldığı keyifle hem de beslenme tarzının verdiği hafiflikle yaşam sevinci
artıyordu adeta. Peki, bu kadar iyi gelen bir şeyi neden sürdüremiyordu?
Haftalardır tekrar spora başlayamamış, kilo almaya da aralıksız devam ediyordu.
Sanki geçen haftalarda çılgınlar gibi spor yapan kız o değildi.
İçini kemiren bu
sorunun nerede olduğunu bulmaya kararlıydı. Bütün planlarını iptal etti.
Kahvesini aldı ve çalışma masasının başına geçti. Geçmiş haftalara şöyle bir göz
gezdirdi. Neler yapmış? Nerelerde gezmiş? Nasıl yiyecekler tüketmiş? Hepsini
tek tek inceledi. Sonra farkında vardı ki boş haftalarına egzersizleri eklemiş,
yoğunlaşacağı zamanlar ara vermişti. O disiplinden bir kere çıkınca da ufak
tefek kaçamaklar yapmaya başlamış. Haftanın sonunda ise uzatılan tabaklara
hayır diyememiş ve işler çığırından çıkmaya başlamış. Sonra kendini zorla motive ederek tekrar düzene girmeye
çalışsa da birkaç gün sonra vazgeçmiş. Yaşadıklarına bakılırsa en büyük hatası
sporu ve beslenme stilini hayatının içine yerleştirmemiş. Her yoğunluğunda ve
zor durumda kaldığında ilk vazgeçtiği şey sporu olmuş. Yoğun bir hayatı olduğu
için spora hep boş bir zaman ayırması gerektiğini düşünmüş. Oysaki hayatın
içine yerleştiremediği bir rutini sürdürebilmesi mümkün değil ve bunun artık
farkında. Bir diğer fark ettiği şey ise beslenme programındaki gıdalar. Her
gittiği yerde bulamayacağı besinler yüzünden başka şeyler yemek zorunda kalmış.
Bu da hem programının dışına çıktığı için kötü hissetmesine sebep olmuş, hem de
hesapladığı miktardan fazlasını tüketmiş her seferinde.
Bulduğu ilk defteri
eline alan Nisa yazmaya başladı:
- Sabah 07.30 evden çıkman gerekiyorsa bir saat erken uyan ve sporuna başla.
- Geç kaldığın günler beş dakika bile olsa egzersizini yap, evden öyle çık.
- Akşam çıkışta ne kadar yorgun olursan ol, haftada 2 gittiğin spor salonunu iptal etme.
- Yemeklerini her zaman yanında taşı ve spor yapamadıysan bile yeme düzenini asla bozma.
- Yemek listeni her yerde bulabileceğin sağlıklı gıdalardan oluştur.
Deneyimsel Tasarım
Öğretisi der ki: “Bir işe başlayacağın zaman, yapacağın az hamleleri küçümseme ve ertelemeden başla.”
İnsan küçük
başlangıçlardan büyük sonuç gelmeyeceğini düşünür. Büyük hamleler yapabileceği
zamana kadar bekler. Oysaki bizim küçük adımlarımız daha sonra büyük adımlar
atabilmemize zemin hazırlar. Küçük ama sürekli yapılan işler başarıya giden en
önemli yollardan biridir. Birçok işimizin arasına sıkıştırdığımız beş dakikalık
rutinler hiç yapmamaktan iyidir. Yani sıfırı bir yapmak her zaman ilk hedeflerimizden biri olursa birçok
konuda başarıya ulaşmamız
kolaylaşır. Çuvalı deldiğimiz zaman ufak bir delik de olsa eninde sonunda
içindekiler dökülür.
Küçük hamlelere değer
verebilenlerden olabilmek dileğiyle…
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar