Gün aydınlanalı
epey zaman olmuştu. Güneş pasparlak yüzünü gösteriyor, insanın içine sıcaklık
veriyordu. Saat ise öğlenin yaklaştığını söylüyordu. “Eyvah! Yine geç kaldım!” dedi Ahmet. Her sabah söylene söylene
uyanıyordu. Bu sabah da yine o günlerden biriydi. Geç kalmış ve yataktan bir
hışımla fırlamıştı.
Ticaretle uğraşan
Ahmet, tebessümlü bir esnaftı. Dün akşam arkadaşlarıyla kahve içmeye gitmişti.
Arkadaşlarından biri, erken kalkanların iş hayatında başarılı olduğunu
söylemişti. “Ne alakası var, her iş sabah
mı yapılıyor sanki!” demişti. Geç kaldığından olsa gerek aklına bu geldi. “Acaba bu benim için de geçerli midir?” diye
düşündü. “Yok canım! Ben zaten işimde
başarılıyım!” dedi. Oysa, her sabah kalktığında “Bugün 2-3 tane toptancı gelecek, çok geç kaldım!” diye söylenirdi.
Her gün mutlaka
uyandırmak için arıyorlardı. İşe geç
gittiği günler, biriken işleri toparlamak zorunda kalıyordu ve gece geç
saatlere kadar eve gelemiyordu. Artık
bu, onda alışkanlık haline gelmişti. Eşi Ayşe dayanamadı; “Geç saatlere kadar ışığa maruz kalıyorsun, vücudun tamir olmuyor. Bu
yüzden bütün gün halsiz oluyorsun. Böyle devam edersen sağlığın etkilenecek!”
dese de pek de bir şey değişmedi.
O gün işlerini
hallettikten sonra yorgun argın eve geldi. “Sanırım
sandığım kadar başarılı değilim!” dedi eşine. Üzgündü çünkü o gün çok
önemli bir fırsatı kaçırmıştı. O da yetmezmiş gibi büyük bir tehlikenin
kıyısından dönmüştü. Bir yandan eşine anlatmaya devam etti:
- Elemanlar ben olmadığım zamanlar işleri düzgün yapmamış,
faturaları kesmemişler. Bugün fark ettim, bi dünya bağırdım çağırdım adamlara.
Oturup tek tek kendim yapmaya başladım. Akşama doğru anca bitirdim ve maliyeden
denetime geldiler biliyor musun? Eğer faturaları kesmemiş olsaydım altından
kalkamayacağımız bir ceza gelirdi. Çok korktum ama sorunsuz atlattık çok şükür.
- Oh çok şükür, kıyısından dönmüşsün Ahmet!
- Bütün gün bunu düşündüm Ayşe. Kendimi başarılı zannediyordum çünkü
yaptığım işlerde hep olumlu sonuçlara odaklanıyorum. Başarısız sonuçlardan hiç
ders çıkarmıyorum.
- Peki, neden bunu yapıyorsun? Hiç düşündün mü?
- Sanırım yüzleşmeye cesaretim olmadığı için. Ama anladım ki
yüzleşmediğim sürece bu böyle devam edecek. Dün Hakan ne dedi, biliyor musun?
Neyi ertelersen onu büyütürsün. Ben geç kalkarak aslında bütün işlerimi
büyütmüş oluyorum. Bunu çok iyi anladım artık. Daha ne kadar erteleyeceğim bu
hayatı. Artık silkelenme zamanı!
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi der ki: “Ancak geçmişinden ders çıkaran insan iyi bir gelecek tasarlayabilir.”
Mesele yeniden
doğru adım atabilmek!
Silkelenip doğru
kararlara adım atabilmek dileğiyle!
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Devamında yine sır cümle; “Ancak geçmişinden ders çıkaran insan iyi bir gelecek tasarlayabilir.”
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷