PORTAKALLI KEK

 



Yağan karın havayı yumuşattığı bir cumartesi sabahıydı. Ebru perdeyi çekti, camı açtı, odaları havalandırdı. Evde olduğu için mutluydu. Sabahları kahvaltıyı geç yapardı ama erkenden kalkardı. Evini toparlar, banyoyu, lavaboyu temizlerdi. Salonu oturma odasını toparlardı. Hafta sonu olduğundan süpürgeyi erkenden çalıştırmazdı. Komşularını rahatsız etmek istemezdi. Poğaça yapacaktı, bir de portakallı kek. Severdi mutfağı o yüzden yapmak da zor gelmezdi. Çoğu çalışan anne gibi çocuklarıyla yeterince ilgilenemediğini düşünürdü. Hafta sonuna neyi sığdıracağını çoğu zaman şaşırırdı.

Portakallı kekin kokusu etrafı sarmıştı. Bir an çocukluğunu hatırladı Ebru. Komşuları Nuran Teyze annesi seviyor diye her portakallı kek yapışında bir tabak annesine gönderirdi. Annesinin yüzünde tarifsiz bir tebessüm belirirdi. Çoğu insan annesine o tebessümü yaşatamazdı. O yüzden o kek çok kıymetliydi. Ebru o zamanlar bunu anlamakta zorlanırdı. Altı üstü bir kekti ama mesele kek değildi, şimdilerde anlıyordu.  “Bir insanı kazanmak çok da zor değil.” diye içinden geçirdi. Sevdiği, değer verdiği iyi bir şeyi bulup oradan yürümek ne kadar da kıymetliydi. Ebrunun keki dilimlerken düşünceli hallerini kızı Zeynep fark etti. “Anne daldın gittin, nerelerdesin?” dedi. Ebru, “Kızım hadi şu tabağı karşı komşumuza götürmeme yardım et.” dedi. Kızına ikramı alıştırmaya çalışıyordu.



Ebrunun karşı komşusu Çiğdem’ in babası hastalanmıştı. Hastalığın her türlüsü zordu ancak beklenmedik olanı insanı daha da üzüyordu. Komşusunun yüzünü bir nebze de olsa güldürmek istedi. Tabağı uzattı, halini hatırını sordu. Yapabileceği bir şey var mı diye anlamaya çalıştı. “Kahvaltı sonrası kahveye yanınıza uğrarım.” diyerek yanlarından uzaklaştı.

Ebru ailesiyle kahvaltı yaptı. Ne kadar çok nimete sahip olduğunun şükrüyle sofrayı toparladı. Çocuklarını sofrayı toparlamaya ortak etti. Evlatlarına sahip oldukları ne çok şey olduğunu düşünerek buldurmaya çalıştı. Farz et, oyunu oynadılar. Zeynep görmeden dolaba acı sosu yerleştirdi. Ali babasını duymadan, onun söylediklerini beden diliyle anlamaya çalıştı. Ebru sanki bir ayağında sıkıntı varmış gibi balkona gitti ceviz sepetini koydu geldi. Çok basit gibi görünen ama insanı anda bile zorlayan aktivitelerdi.

Şimdi destek zamanıydı, komşusuna yanına gitti onu dinledi.  Komşusu Çiğdem’in bilinci çoğunlukla babasındaydı. Kahve içerken elini tuttu, sırtını sıvazladı. Hastaneye gitmeleri gerektiğini öğrenince onları hastaneye götürdü, getirdi. Elinden geldiğince destek vermeye çalıştı. Teşekkürünü ve şükrünü aldığı komşusundan ayrılıp evine gitti. Ebru hayatın koşturmacasından komşularına, arkadaşlarına, akrabalarına çok zaman ayıramıyordu. Bu duruma dert ediniyordu ama harekete geçemiyordu. Bugün o günlerden biri değildi, şükrederek evine gitti. “İnsanın acaba ihtiyacı olan nedir?” sorusuna bilinç vermek ve çözümün bir parçası olmak ne büyük mutluluktu.



İyi bir hayat için insanın iyileşmesi ve birilerine iyi gelmesi gerekiyordu. İyilikleri yaymalıydı, sadece kendi ihtiyacını düşünmek insana iyi gelmiyordu. Bugün komşusuna destek vermek aslında Ebrunun ihtiyacıydı. Şimdi komşusu Nuran teyzenin annesine neden her defasında portakallı kek getirdiğini daha iyi anlıyordu. Anlayabildiği için mutluydu, huzurlu hissediyordu. Çünkü ihtiyaç gidermeye ihtiyacı olan insandı.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.

Ebru evinde çiçekli berjerinde oturmuş kitabını okurken zil çaldı. Gelen kız kardeşi Aslı’ ydı. “Balkan böreği yaptım, seversin, sensiz boğazımdan geçmedi.” diyordu.

İhtiyaç gidermesi sevdirilenlerden olmak ümidiyle :)


===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu




Yorumlar

Ayşe Budak dedi ki…
Tatlı tatlı olmuş ellerinize sağlık ☺️
Şükran dedi ki…
Aslında bu hayatta ihtiyaç gideren olmak çok önemli, ama çok azımız bunun farkındayız
Adsız dedi ki…
Beni de küçüklüğüme götürdü, kaleminize sağlık🤗
Ncy Bşl dedi ki…
İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir. Gerçek bir kazanım bu olsa gerek...
Adsız dedi ki…
İhtiyaç gidermek ve bu bilinçte olmak çok kıymetli. Herkes bunu bilse ne güzel olur. Kaleminize sağlık
HH dedi ki…
Unutulmayan kokular, tatlar 😇 Kaleminize sağlık ❣️
Zeynep Büşra dedi ki…
Teşekkür ederiz 🥰
Adsız dedi ki…
👏🏼👏🏼
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
İhtiyaç giderenin en ihtiyacı olduğu anda ihtiyacını gideren de Rabbim oluyor.Samimiyetle ihtiyaç giderenlerden olmak ümidiyle …
Adsız dedi ki…
Çok güzel bir yazı ☺️
HRK dedi ki…
“İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.” Ne iyi demiş Deneyimsel Tasarım Öğretisi… Emeklerinize sağlık Sevgili Yazar, teşekkürler. 🌷
Sibel bslgn dedi ki…
İhtiyaç giderenlerden olalım insAllah☺️ teşekkürler kaleminize sağlık 🥧🌹🌷🌹🌷