ATEŞİ KESTİK Mİ(?) PEKİ YA BARIŞ(!)

 

“Ateşkes ilan edilmiş...”

Önde oturan iş arkadaşı, tüm servisin duyacağı şekilde duyurmuştu haberi. Filistin ve İsrail arasında beklenen ateşkes haberi gelmişti sonunda. Suzan yoğunluktan haberlere bakamamıştı bile. İçini tam da yumuşak bir sıcaklık kaplamıştı ki biri: ”Ya barış?” deyiverdi.

Evet, ya barış?

Şimdilik yıkıma ara verilmişti. Bir şekilde hayatta kalmış olan sürgündeki insanlar, evlerine döneceklerdi. O vahşeti yaşayan insanlar bir de bu manzarayla baş edeceklerdi. Harabeye dönen evleriyle karşılaşmak, içindeki anılarını ve kaybettikleri sevdiklerini hatırlamak zorundaydılar.

Bir an evine geri dönmüş bir Filistinliyi hayal etti. Tam yürek sızlatan çaresizliğini hissetmeye başlamışken zihnine düşen daha kötü bir görüntüyle sarsıldı. İzlediği bir haberde, patlama esnasında kolunu kaybeden bir babayı hatırladı. Öyle ya, sadece sağlıklı olanlar geri dönmüyordu. Bazılarının derdi daha büyüktü. Bu adam bir daha nasıl kucağında taşıyacaktı evladını? Nasıl rızık kazanıp yola devam edecekti? Üstelik her şeyi yeniden inşa etmesi gerekirken... Nereden başlayacaktı? Neye güvenerek?

Tüm bunlara rağmen onlarda bunu yapabilme gücünün olduğunu düşündü Suzan. Tek bacağına rağmen bir çuval unu tebessümle omuzunda taşıyan adamı hatırladı. Kopuk bacağında tahtadan bir destek vardı. Belli ki kendi imkanlarıyla tasarlamıştı. Pahalı bir protez kadar iş görüyordu üstelik. Hiçbiri şikayetçi ya da ümitsiz değildi. Evet en önemlisi kesinlikle buydu. Onlarda bitmek bilmeyen bir umut ve azim görüyordu. Hem de neredeyse gelen her fotoğraf ve videoda. Evet onlar ne pahasına olursa olsun yeniden başlamaya, yeniden inşa etmeye hazırlardı. Bunda sorun yoktu. Sorun şuydu; bir kez yıkanların yeniden yıkmayacakları ne malumdu? İnsanların yeniden başlamak için bir güvenceye ihtiyaçları vardı. Bunun için sözüm ona barış antlaşması gerekiyordu. Neticede barış olması için savaşan iki tarafın olması şarttı. Tek taraflı bir savaşta nasıl barış olurdu? Ateş eden tek taraf iken…

İşte bu hakikaten haklının çaresizliği idi. Neyse ki hayat, en çaresiz anlarda insanlara beklenmedik kapılar açardı.

 Bıçak kemiğe dayanıp insanlar “Yardım ne zaman?” dediklerinde, duyulmasa da hayat: “Pek yakında” der... Filistinliler de tam olarak bu noktadaydılar. Büyük bir yardıma ihtiyaçları vardı. Onlar ilahi yardımı bekliyorlardı evet, peki bizler bu sahnede ne yapabilirdik?




Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Birleşen olmak bir olmaktan iyidir.

Evet onlar üzerlerine düşeni yapabileceklerini ispatladılar. Peki, hakikaten bir insan belki fiziksel değil ama ruhsal olarak şahit olduğu böyle bir kaosta ne yapmalı? Nasıl bir duruş sergilemeli, nasıl bir çözüm üretmeli?

Böyle durumlarda hiç olmazsa savaşa ve şiddete karşı içtenlikli bir dayanışma oluşturulabilir. Aile ve arkadaşlar insani yardım için organize edilebilir. Savaşın şiddetine maruz kalanları yalnız bırakmamak, öfkeyi sağlıklı bir biçimde dışa vurabilmek için organizasyonlar yapılabilir. Kalemi kuvvetli olanlar yazılarla destek olurken sosyal medyayla arası iyi olanlar uygun bir sayfa açıp yönetebilir. Kısaca kimi yazısıyla, kimi duasıyla, kimi de kermeste sattığı dolmasıyla destek verebilir. Savaşın getirdiği çaresizlik ve yıkıma birleşerek umut olabiliriz. Böylelikle onların yıkım ve acılardan, başarı ve mutluluğa uzanan süreçlerinde bizim de katkı payımız olur. Tabi bunu yaparken olayı çarpıtmanın, insanları kışkırtmanın ya da saldırgan tarafla özdeşleşmenin bu savaşı beslemek anlamına geldiğini unutmamak gerekir. Çünkü bugün uzak ya da yakın insanların sergileyeceği tutum, bu kişilerin geleceğini olumlu veya olumsuz etkileyecektir. En önemlisi kendi geleceğimizi de...

Birleşen olan herkes için hayatın içinde bir pay vardır; bazen şimdi bazen gelecekte..

Bu paydan alabilenlerden olmak temennisiyle...

 

===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu



Yorumlar

Hüsna Şule A. dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌸 Ne güzel bir yazı olmuş…
Aynur dedi ki…
Amin, RABBİMİZ birleşen olanlardan eylesin bizi inşALLAH 🤲🏻
Kişinin canının yanmasi için illa kendi başına gelmiş olması mı gerekiyor? Peki ya bu insan olmanın hangi mertebesi oluyor?
E.U dedi ki…
Umarım doğru tepki verenlerden olmuşuzdur, oluruz…

Kaleminize sağlık 🌸
HRK dedi ki…
İnşaALLAH doğru tepki verenlerden olabilmişizdir…
Hayırda birleşen olma dualarımla…
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık.🌷
Ayşe Budak dedi ki…
Bu süreçte de kimi insan kazanan tarafta olur. Kimisi de kaybeden tarafta...
Doğru tepkiler verebiliyoruzdur inşALLAH 💐
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Rabbimiz sınavını geçenlerden olmayı nasip etsin inşAllah.
Büşra S.D dedi ki…
Azim ve sabırları örnek alınası… biz ne kadar pay alabiliyoruz gerçekten… kaleminize sağlık..
Sibel bslgn dedi ki…
Filistin halkı örnek alınası insan davranışları...
Hep tebessümlü hep şükürlü...
Sabırlı ve ümit vari...
Onların sınavı kazandığı belli.
Bizde bu şahit olduklarımız da doğru tepki verenlerden oluruz İNŞALLAH 🤲🤲🤲 Teşekkürler kaleminize sağlık 🇯🇴🇯🇴🇯🇴🌴🌴🌴🌸🌼🌸🌼
Gülcan dedi ki…
Birileri kendi yaşamlarında acılar çekerken buna kayıtsız kalmamak, buna imkanınca hayırda destek olmak ne kıymetli…
Hayırlarda birleşenkerden olmak ümidiyle…
Nuray t dedi ki…
Ateş düştüğü yeri yakıyordu eskiden ama şimdi Filistine düşen Ateş tüm insanlığı yakıyor.