HAYAT BİZDEN YANA

 

Mutluğumuzun önündeki engellerimiz

Hayata yüklediğimiz ne kadar çok anlam var. Bitmek tükenmek bilmeyen beklentilerimiz, mutlu olmak için ortaya koyduklarımız, elde etmeye çalıştığımız imkanlar... Hepsi bir çığ gibi günden güne büyürken anda kaçırdığımız yaşanmamışlıklar, kaybedince anladığımız değerli zamanlar... “Ahh, bir geri dönsem asla yapmazdım!” dediğimiz hatalar ve ardından çekilen vicdan azapları ve umutsuzluklar... Geri getiremeyeceğimiz anların acısını çekerken anda bahşedilen yeni fırsatları görmeden geçen yıllar, acının içinde kaybolan nice hayatlar...

Anlayışlı, güler yüzlü, samimi bir insanın yanında olmak kime huzur vermez ki?

Derya'nın hayatına yeni girmişti İrem. Hiç beklenmedik bir anda yolları kesişmişti. Cenaze evinde tanışmışlardı. Ortak arkadaşları Selim'i kaybedeli kısa bir süre olmuştu. İrem on aydır tanıyordu onu Derya'nın ise çocukluk arkadaşıydı Selim. Beraber büyümüşlerdi fakat son zamanlarda pek görüşemez olmuşlardı. Derya kimseye söylemese de biraz kırgındı Selim'e. İhmal edildiğini düşünmüştü. “Çevresi genişledi, beni önemsemiyor.” kanısına varmıştı. Halbuki Selim son altı ayda ciddi bir rahatsızlıkla mücadele etmişti. Maalesef tedaviler bir sonuç vermemiş ve gencecik yaşında hayata veda etmişti. Tüm bunları Selim'in ölümünden sonra öğrenmişti Derya. Çok sarsılmıştı, teselli bulmakta zorlanıyordu. Selim'e kızarken kendi vefasızlığı ile yüzleşmişti.

Ne ilginçtir ki Selim'e olduğu gibi Derya’ ya da bu dönem İrem iyi gelmişti.

İkisinin de ortak noktası, çok sevdikleri arkadaşlarının kaybetmenin verdiği acıydı.

Otuzlu yaşların başında yaşadıkları acı onlara hayatın bambaşka bir yüzünü göstermişti.  Sık sık bir araya geliyorlardı. Selim'le olan hatıralarını paylaşıyorlardı. Bazen gözyaşları bazen tatlı tebessümler eşlik ediyordu hatıralarına. Büyük bir yüzleşme ile karşılaşmışlardı. Hayat çok kısaydı. Mutlu olmak için koydukları hedeflere ulaşmak bazen yıllar alıyordu. Bazen de ulaşamadıkları oluyordu.


Gerçekten mutlu olmak hedeflere ulaşmaya mı bağlı olmalıydı?

Derya mutluluğunu hep beklentilerine yaslamıştı. Planlı programlı bir kızdı. Hayatına kolay kolay kimseyi dahil etmezdi. Arkadaşlıkları uzun yıllara dayalıydı. Zaten çok da fazla arkadaşı yoktu.  İrem nerdeyse tam zıddı gibiydi. Derya'nın. Anın tadını çıkarabiliyor ve bir güne ne kadar da çok şey sığdırabiliyordu. Çevresinde oldukça farklı çehreler vardı. Derya davet edildiği İrem’in doğum gününde bunun farkına varmıştı. Önce gitmekte çok tereddüt etmişti. "Yeni tanıştık, ne işim var?" diyordu iç sesi. Yine de İrem’in sıcacık davetine hayır diyememişti. Ortam alışık olduğu ortamlardan çok farklıydı. Farklı yüzler, farklı karakterler bir araya gelmişti. Onları kaynaştırmakta da İrem’in becerisi oldukça yüksekti. Bol muhabbetli bir akşam geçmişti. Hayatında ilk defa bu kadar farklı insanla muhabbet etmişti Derya. Akşam bittiğinde beklediğinin aksine hoş duygularla dönmüştü evine.

Beklenmedik bir şekilde hayatına aldığı İrem sayesinde farkındalığı oluşmuştu. Farklılıklara karşı oluşturduğu ön yargıları, beklentilerine ulaşamadığındaki hayal kırıklıkları. Normal şartlarda olsaydı İrem'e karşı pek de olumlu bakamazdı. Selim'i kısa sürede bu kadar iyi tanımış olması çok ilginçti. Hatta Derya’nın bile bilmediği birçok yönünü keşfetmişti. Hastalığı sırasında Selim'e verdiği destek ve neşe fotoğraflarına yansımıştı. İnsanın her anının kıymeti ne kadar da önemliydi. İrem hayatın olumlu yönlerine ayna tutmuştu. Bu yönüyle Derya'ya çok iyi gelmişti yoksa bu vicdan azabıyla nasıl yaşayabilirdi ki Derya?

Selim İrem’e de bahsetmişti Derya ile olan arkadaşlığından. Derya’yı disiplini, kararlılığı ve seçiciliği ile ön plana çıkarmıştı. İrem samimiyetle anlattıkça anlatıyordu. Tüm bunları duymak ve Selim'in kendisine kırgın olmadığını bilmek çok iyi gelmişti Derya’ya. “Uçuk kaçık da olsa hayatta mutlu olma becerisini geliştirmiş bu kız ya…” diyerek gülümsedi Derya. Hayattaki mutluluğunun önüne yerleştirdiği engellerini tek tek aşmaya kararlıydı. Kuralcılığında gerektiğinde esneyebilmeyi, hayata olumlu yönleriyle de bakabilmeyi öğrenecekti. Hayat ona tam zıddı olan İrem’i hediye etmişti. Mutlu olmanın şartlara bağlı olmadığını nasıl da ispatlamıştı. Vicdan azabıyla geri kalan ömründe acı çekmek istemiyordu. Pişmanlığının yanında hayatın ona sunduğu yeni fırsatları değerlendirecekti. İrem’le başlayan dostluğu ona ne kadar da güzel kapılar açmıştı. Hayat sadece kayıplarla değil sunduğu fırsatlarla da aslında hep insandan yanaydı. Tabi ki görmek isteyen ve verilen fırsatları değerlendirebilenlere...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: "İnsan zihnindeki engelleri aşabildiğinde mutluluğa ulaşabilir. "

Hayatta engelleri aşması için her daim insana fırsatlar sunar. Kıyaslamalar, beklentiler ve gerçekdışı oluşturulan zanlardır asıl engellerimiz. Hayatta kaçırdığımız her anın arkasında yatan sebepleri bulmak ve bunları ortadan kaldırmak. Bazen acı bir kayıp, bazen ilginç bir karşılaşma hepsinin bir anlamı var aslında.

Öğrenmen gereken bir şey var, öğren ve geç. Hayatın sana gösterdiği fırsatları değerlendir. Fark et, bu hayat acısıyla tatlısıyla her daim senden yana…


===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu



Yorumlar

Ayşe Budak dedi ki…
İnsan zihnindeki engelleri aşabildiğinde mutluluğa ulaşabilir...
Dln dedi ki…
Farklındalık oluşturan güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık🌸
Adsız dedi ki…
" Bu hayat acısıyla tatlısıyla hep senden yana"...Sen bile bu kadar kendinden yana değilken bu merhamet değil de nedir?" Bu merhameti görüp, duyup, hissedip, bunu yayan herkese selam olsun 🌹 Kaleminize sağlık 🌹
Adsız dedi ki…
Emeğinize sağlık
Derya dedi ki…
Hayat destekçimiz ama biz farkında olmadan kendimize engeliz aslında☺️
Teşekkürler🌺
Ncy Bşl dedi ki…
Evet hayat bizden yana...
Her sahnenin bir sebebi var,
Anlayanlardan olmak ümidiyle,
Kaleminize sağlık
Büşra Ç dedi ki…
Hayat bizden yana, bizim lehimize, fark edip hakkını verebilmek ümidiyle :) kaleminize sağlık :)
Büşra Ç dedi ki…
Hayat bizden yana, bizim lehimize, fark edip hakkını verebilmek ümidiyle :) kaleminize sağlık :)
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Hayatın insanın her zaman lehinde olduğunu anladığında karşılaştığımız her şeyde öğreneceğimiz geliştireceğimiz daha iyi olacağımız versiyonları da keşfetme hakkına sahip oluyoruz.
HRK dedi ki…
Mutlu olmanın şartlara bağlı olmadığını anlayabilmek ve anlatabilmek dileğiyle...
Yine kıymetli stratejiler içeren güzel bir yazı olmuş. Emeklerinize sağlık Sevgili Yazar, teşekkürler. 🌷
İnsanoğlunun bu hayatta yenmekte zorlandığı en önemli kişi kendisidir.
Sibel bslgn dedi ki…
Hayatta engelleri aşması için her daim insana fırsatlar sunar. Kıyaslamalar, beklentiler ve gerçekdışı oluşturulan zanlardır asıl engellerimiz. Çok güzel anlatmışsınız teşekkürler kaleminize sağlık 🌻🪻🌻🪻🌻🪻
Adsız dedi ki…
İnsanın en büyük engeli kendisidir.
E.U dedi ki…
Kayıplar insana acı versede… "Bu hayat acısıyla tatlısıyla hep senden yana…”

Kaleminize sağlık 🌸