SEVGİ Mİ? SAYGI MI?





Semra, insanı seven uyumlu bir insandı. Her şeyin çözümünün sevgide gizli olduğuna inanırdı. Sözcüklere kalsa sevilmek çok da önemli değil derdi. Yaşantısında ise önceliği sevilmek üzerineydi. Sevilmemek onu üzerdi. Bazen bu durumun farkına bile varmazdı.

Çocukluğundan itibaren çevresinin söyledikleri onun için çok önemliydi. Mutlu bir anı olsun hemen arkadaşları ile paylaşırdı. Mutsuz bir anı olsun, başarılarını veya başarısızlıklarını hemen paylaşırdı.

Son zamanlarda hayatında işler pek de yolunda gitmiyordu. Üniversitede yüksek lisans yapıyordu. Ne var ki hocasıyla yıldızları kendine göre pek de barışmamıştı. Kendini sevdirmeye ne kadar çalışsa da başarılı olamamıştı. Bir gün arkadaşı Feyza’yla dertleşti.

-          Ya İkbal Hoca ne yapsam beni sevmiyor. Ben bugüne kadar hep hocalarımla iyi anlaştım ve sevgi temelli ilişkiler kurdum. Yalnız İkbal hoca sanki bunu hiç umursamıyor. Bu durumda beni çok üzüyor. İçin için sanki benden hoşlanmadığını düşünüyorum. Çok uzak, mesafeli sanki bana; “Uzak dur, bana bulaşma” der gibi bir hali var. Çok mesafeli, donuk donuk bakıyor. Çok az konuşuyor, ders haricinde hemen hemen hiç muhabbet etmiyoruz. Yanlışlarımı pat pat söylüyor. Doğrularımı “Tamam olmuş bu kadar” diyip geçiştiriyor. ‘’Bu kız mutlu mu, mutsuz mu?’’ hiç yok. Bak o kadar bilgili ki ondan çok şey öğreniyorum. Aramızdaki o mesafe var ya o duvarı aşamayınca canım sıkılıyor. Bence benden hiç hoşlanmıyor.

-          İlahi Semra hiç güleceğim yoktu. Belki de onun yapısı böyledir. Sevgisini her insanın gösterme şekli farklı. Bir de ne olacak; İkbal hoca seni sevse ne,sevmese ne... Gir dersine, sana olan faydasını al ve çık takılma böyle şeylere.

-          Nasıl takılmam? Seni gerçekten anlamakta zorlanıyorum, duygusuz gibisin. Buram buram İkbal Hoca kokuyorsun. Gerçekten kendini ve insanları sevmiyor mu, öyle mi yani? Acaba onu kimse sevmedi mi, o yüzden mi böyle? İçin için bunu bile düşündüm. Yazık, hayatı boşa gitmiş gibi... Sevgisiz yaşanır mı?


-          Fazla anlam yüklüyorsun. Ben hiç takılmam; hoca beni sevmiş, sevmemiş. Hem bakalım beni sevse bile ben onu sevecek miyim? Çok da önemli değil yani. Bana sorarsan sen de bu kadar takılma.

-          Peki, senin için ne önemli? Sen neye bakarsın, neye takılırsın?

-          Kimse beni dediğim gibi sevmek zorunda değil ama benim için saygı çok önemli. Kırmızı çizgim diyebilirim. Karşımdaki kişi bana saygı duymalı ve ben de ona. Benim yaşam stilime saygı duyulmaması beni üzer. Düşünen, kendini geliştiren, fayda odaklı insanları severim ben. Diğer türlü çok samimi gelmiyor. Hatta mesafeli insanlar bana daha yakın gelir. Gerçekçi, net sınırları olan tabii ki bir de tebessümlü olsa tamamdır. Bir insan düşün, arkadaşın olsun; çok sıcakkanlı, eğlenceli, sınırları yok. Senin neye ihtiyacın olduğunu hiç anlamamış. Ne yapayım ben o sevgiyi? Bana hiçbir faydası yok ki? Toplamda zarardayım. Ya bugün, yarın ya da yakın bir gelecekte bana zarar verecek. Kendime saygım varsa uzaklaşırım o insandan... Aynı olalım, benim gibi düşün diye demiyorum Ancak herkes benim ya da senin gibi sevmek zorunda değil. Anlarsak daha mutlu olabiliriz.

-          Hımm! Farklı bir açıdan baktın hiç böyle düşünmemiştim. Bu bana soğukkanlı bir yaklaşım gibi gelirdi. Yalnızlaşırım elimde hiçbir şeyim kalmaz gibi gelirdi. Sevmeyen sevilmeyen, sıkıcı mutsuz insandır diye düşünürdüm.

-          Ben sevmiyorum demiyorum ki... Zor seviyorum ama saygıyı daha çok önemsiyorum. Herkesi sevebilmemiz mümkün değil ama saygı duyabiliriz. Zamanla sevmek, seçerek, detayda sevmek daha samimi geliyor.

Her insanın hayatta kıymet verdiği kavramlar birbirinden farklı farklıdır.

Kimi insan için sevgi önemliyken kimi insan için ise saygı daha önemlidir.

Esasında ikisi de ilişkilerimizde doğru miktarda ve doğru kıvamda elzemdir.

Farklılıkları fark ediyor olmak insanın ne işine yarar?

 İnsan, hayatı boyunca iletişim ve ilişki kurmak zorunda bırakılmış bir canlıdır. O yüzden en çok da kendini ve çevresindekileri tanımak zorundadır. Neye ihtiyacı var ve kimin hangi ihtiyacı giderebileceğini öğrenmeli ki kaliteli bir hayatı olsun.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Farklılıklarımız zenginliklerimizdir.”

Nasıl ki akşama fasulye yemeği yapmak isteyen biri marketten ne alır?  Tabi ki ihtiyacı olan malzemelere göre alışveriş yapar; taze fasulyesi, soğanı.

 Tekstil sektöründe imalat yapan bir üretici neye bakar? İmal edeceği kumaş için hangi üreticiden ne alacağına. Neyden ne çıkacağını bildiğinde ortaya iyi bir ürün çıkarır.

İnsanın da kendini ve çevresini tanıması bu yüzden önemlidir. İnsanları doğru yere konumlandırmamızı ve doğru beklentiler oluşturmamızı sağlar.

Sağlıklı ilişkiler kurmak için kendini ve insanı tanıyanlardan olmak ümidiyle...

Böylece eksik parçalar zamanla yerini bulacaktır...

 


===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu




Yorumlar

Şükran dedi ki…
Eksik parçaları bulup tamamlayacak bir sabır RABBİMDEN dilerim, insanın kendinden olmayana sabrı azdır ..
E.U dedi ki…
İnsanoğlu belki de hiçbir dönemde bu kadar farklı görünmeye çalışıp, aslında birbirine bu kadar benzememişti. Oysa gerçek zenginliğimiz, bizi biz yapan farklılıklarımız…

Kaleminize sağlık… 🌸
Ayşe Budak dedi ki…
İnsanları gerçek anlamda tanıdığımızda, kimin neye ihtiyacı olduğunu deşifre etmeye başlar ve birbirimizin ihtiyacını karşıladığımızda ilişkilerimiz de daha kaliteli hale gelmeye başlar. Elinize sağlık💐
Ncy Bşl dedi ki…
Öğrenince sevmenin de sevmemeninde bir anlamı oluyor.
Neyini sevdin, neden?
Neyini sevmedin, neden?
İnsan saygı duyulmaya deymez mi?
Anlayabilenlerden ve insanları doğru yerlere konumlandıran olmak ümidiyle
Adsız dedi ki…
Sevgi için mi ilişki kuruyoruz?
Saygı için mi?
İnsan kendisini ve çevresindekileri tanıyıp özelliklerini deşifre ettiğinde hayat kalitesi artar.
HRK dedi ki…
İnsan, kendisi gibi olan insanlarla birlikte olmaktan keyif alır.  
Oysa insanın farklı olana ihtiyacı vardır. Farklılıklarımız zenginliklerimizdir. Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık.🌷
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
İnsanı tanıdıkça ihtiyaçlarını iyi deşifre edersin ve böylelikle daha sağlam ilişkiler için zemin hazırlarsın
ky dedi ki…
Pazılın önemli parçası eksik parçasıdır..
Adsız dedi ki…
Çok güzel ellerinize sağlık
Sevda dediki... dedi ki…
Bunun bir çözümü olduğunu anlayana kadar yıllar geçti... ama zararın neresinden dönersen kârdır 🥰
Adsız dedi ki…
Önemli şey ,hiç sevmediğimiz insan bile saygı gösterbelirmiyiz ;)
büşra dedi ki…
İnsan kendini ve çevresini tanıdığında bir şeyleri kabul edebilir ve yönetebilir oluyor.
Adsız dedi ki…
Elinize emeğinize sağlık
Elif Aydın dedi ki…
Demek gerçek zenginlik saygı göstererek sevebilmek.