Unuttum Tüm Bildiklerimi

 

Yerde miyim gökte miyim belli değil…

“Unuttum tüm bildiklerimi, çünkü aşığım,
Heyyyt be, başım nasıl da dönüyor aşktan! Kuşlar gibiyim kuşlar…

Ayaklarım yere basmıyor, bulutlara çıktım…

Hadi, indirebiliyorsan indir beni yere…

 Ahh, ne de güzel görünüyor gözüme her şey!

Duygularım nasıl yoğun…

Yerde miyim, gökte miyim belli değil…”

 

“Unuttum tüm bildiklerimi çünkü kızgınım…
Öfkeliyim… Hem de nasıl!
‘Olmamış bu proje, hiç güzel olmamış, ne komiksin sen ya!’ derken beş günlük emeğime. Hem de o küçümser bakışlarla bakarken bir yumruk çakmak istiyorum tam da suratının ortasına.

Yerde miyim, gökte miyim belli değil…”

 

“Unuttum tüm bildiklerimi…

Korkuyorum şu an.

Ayyyy anneciğimm, nasıl panik oldum!

Ormandaki köpekler sardı etrafımı. Off! Ne yapacağım şimdi? Yürüyüşe çıkmasaydım keşke!

Nereye kaçsam?..
Duygular şelale ve ben yine unuttum tüm bildiklerimi…”

 

İşte böyle başlıyor insanın tüm bildiklerini unutması. Yani bilincin perde perde daralması, akıl tutulması. Yani duygularının yoğunlaşıp coşup taşmasıyla başlıyor insanın doğru olana ulaşamaması, idrak edememesi. Sadece ve sadece o anı düşünmesi ve hatta düşünemez olması.

 

Arka arkaya gelen yanlış üstüne yanlışlar… Adım adım adım… O sonu kendi hazırlıyor. Duyguların frenine basmayınca heyecan getirmiyor mu hepsi? Hangi duygu mu?

Fark eder mi?

Acı, haz, korku say sayabildiğin kadar…

Hangisi coşup senden aklını almış ve sana tüm bildiklerini unutturmuşsa.

Veeee yazık ki insan en büyük hatalarını heyecanının tavan yaptığı, en duygusal anlarında yapıyor. Bu bazen kızgınlık oluyor bazen de delirircesine bir öfke. Bazen aşk sarhoşluğu, bazen de reddedilemez bir teklif… Korkuyu da unutmamalı, korkunca da ne tanınmaz bir hale geliyor insan. 

 


Hani duyulur ya üçüncü sayfa haberlerinde “Cinnet geçiren adam ailesini öldürdü.” O an görmüyor ki gözü bir şeyi. Nasıl görsün öfke tavan yapmış, ele geçirmiş o duygu adamı. Oysa “Öfke ile kalkan zararla oturur.” demişti atalarımız...

 

Bu bazen de en dayanamayacağı bir teklif oluyor. Aslında kazıklanacağı ama o an başını döndürüp ayaklarını yerden kesen bir iş teklifinde bunu yaşıyor.

 

Ya da aşık oluyor; “Ahhhh bulutların üstündeyim şu an dünya nasıl da pembe. Ağaçlar, kuşlar, dereler, tepeler pespembe. Acaba kim boyadı bu renge…”

 

“Evvvvet!!!!” diyor, “Evet, evet, evet kabul ediyorum… Evet istiyorum… Varım bu işte!”

“Bu iş teklifi reddedilir mi hiç...”

Ya da,

“Aşık oldum, hemen evlenelim...”

Daha doğru düzgün tanımadan hayaller kurup hayale ulaşamamanın üzüntüsüyle baş başa kalabiliyoruz.

Heyecanlanıp duygular yoğunlaşınca istekleri yapabileceklerinin ötesine geçince tüm bildiklerini unutabiliyor insan.

Yanlışı seçtiğini fark edemiyor o an… “Yapmaaaaa durrrr!” desen de seni ve tüm dünyayı sessize alıyor hatta bazen vicdanını bile… Duymamak için uyarıları.

 

Peki, ne yapmalı insan bu kadar keyif veren ve olmasa hayatın anlamsız olacağı duygularını nasıl yönetmeli?

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “İnsan en büyük yanlışlarını duyguları yoğunken yapar.”


Peki, bir kere geldiğimiz şu hayat değmez mi daha iyi yaşamaya? Değmez mi daha keyifli olmaya? Değer elbet…

 

O zaman, “Ahhh, ne zor soru bu şimdi nerden çıktı! Uğraştırma şimdi beni bunlarla, bırak ya tadını çıkarayım anın!” diyenlere inat biz yine duyguları sakinleştirip arayalım doğruyu. Doğruyu aramak keyifle dolsun hayatımıza…

 



===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu



Yorumlar

Ayşe Budak dedi ki…
Hayatımızdaki pişmanlıklarımız da genelde duygu yoğunluğumuzun olduğu yerlerde gizli değil midir...
Durup düşünebilmeli...
Bildiğimiz tüm doğruları yerli yerince hatırlayıp uygulayabilme mız duası ile...
Adsız dedi ki…
Duygu yoğunluğunun olduğu dönemleri yönetebilmek, hayatı kaliteli bir şekilde yaşamanın yollarından biri...
Adsız dedi ki…
Duygular, ah duygular…
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Duygularının artmaya başladığı isteklerini kontrol edemediğin an bir durup düşünmek gerek , nereye gidiyorum neden yapıyorum ?
Ncy Bşl dedi ki…
Duygular...
Ah o duygular...
İyiye varan duyguları içselleştirenlerden olmak ümidiyle...
Dln dedi ki…
Duygularını yöneten hayatını yönetir. Yoksa aktifleşen duygu ile ordan oraya savrulur.
Dln dedi ki…
Duygularını yöneten hayatını yönetir. Yoksa aktifleşen duygu ile ordan oraya savrulur.
Sevgi Çilci dedi ki…
Kaleminize sağlık:) Akılsız duygu, duygusuz da akıl olmuyor
Hicret dedi ki…
Kaleminize sağlık… 🌿
İnsan duyguları aktifken seçim yapmamalı, karar almamalıdır…
Denge hayatımızın her alanında olmalı…
Rabia dedi ki…
Ne güzel anlattınız hocam…
Duygu ve bilinç bir tahteravalli misali… Duygular aktifleşince bilinç daralıyor ve insan kararında pişmanlık yaşıyor. Duygular pasifleşince bilinç aktifleşiyor ve daha yerinde ve doğru kararlar verebiliyoruz…
Ntm dedi ki…
Kalemine sağlık,
HRK dedi ki…
“İnsan en büyük yanlışlarını duyguları yoğunken yapar.”
Dolandırıcılar bu stratejiyi kullanıyorlar değil mi?
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık.🌷
HRK dedi ki…
“İnsan en büyük yanlışlarını duyguları yoğunken yapar.”
Dolandırıcılar bu stratejiyi kullanıyorlar değil mi?
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık.🌷
E.U dedi ki…
Aynen öyle…
Sibel bslgn dedi ki…
Duygular iyi ki var. Hayatımıza anlam katan keyif almamızı sağlayan. Ama onu dengede tutmaz isen sana dün keyif veren bugün de acı çekmene sebep oluyor. Teşekkürler kaleminize sağlık 🌼🌸🌼🌸🌼🌸
Şükran dedi ki…
Hani kızgınken git bir abdest al derler ya abdest almışkan birde namaz kılmanın verdiği sekine duygu dengelemesi muhtemel insana iyi gelir....duyguları yoğunlaştıran şeyleri insan iyi irdelemeli, etiketlemeleri, sonra kapısı kapanan açılmayan bir yere saklamalı
Sadakat dedi ki…
En yanlış kararlar an da verilenler oluyor genelde, düşünmeden verdiğimiz kararlar...