KEŞKE BENİM DE OLSA!

Uzun pırasa saçlarını nazik elleriyle savuran Feyza’ya bakarken iç geçirdi. “Ne tatlı bir kızsın sen böyle. Keşke benim de böyle bir kızım olsa!” Feyza annesinin dizinin dibinden ayrılmayan uslu mu uslu bir kızdı. Tombul yanakları, biriyle konuşurken al al olurdu. Elbise giymeyi çok sever ona uygun toka da takardı. Gün boyu eteklerini savurur, dönerek dans ederdi. Babası işten gelince kucağından inmek istemezdi. Onu sevgiyle sarardı. İyi gelirdi Feyza ev halkına. Bir ilaç gibi evdekileri güldürür, enerjilerini yükseltirdi.

Aslı’nın ise 3 oğlu vardı. Oğulları sabah okula giderdi akşamüstü evde olurdu. Gün içinde evinin temizliğini yapardı. Düzenini sağladığı için ve evde olduğundan çoğu işine vakit buluyordu. Çocuğu, eşi, annesi, babası, arkadaşı, bir şey istese bugün yapar, olmadı yarına hallederdi. Zamanla ilgili bir sıkıntısı yoktu. Nadiren sıkışsa kız kardeşi desteğe gelirdi. Sonra konu komşu arkadaşları ile otururdu. Akşamları ise ailesiyle zaman geçirirdi. İlkokuldaki 2 çocuğunun velileriyle de ara sıra toplanırlardı. O velilerden biriydi Havva ve kızı Feyza idi.

Aslı’ya göre Havva’nın çok imrenilesi bir hayatı vardı. Havva çok bahsetmese de Havva’nın eşinin çok anlayışlı olduğunu düşünürdü. Havva aynı zamanda çalışıyordu, ne güzel kendi parasını kazanıyordu. Keşke Aslı’nın da böyle bir imkânı olsaydı? Bunu sık sık kendine hatırlatırdı. Aynı zamanda Havva’nın arabası da vardı. Ne şanslı kadındı Havva! Hem çalışıyor hem bir kızı bir oğlu var, diye düşünürdü. Oğlu biraz yaramazdı ama o kadar da olurdu. Hem eşi iyi bir adamdı, sessiz sakin kendi halindeydi. “Ooh hayat sana güzel” diyorlardı. Havva ise şükür diyordu, şikâyet etmeyi, sızlanmayı sevmezdi. Avantajlı olduğu yerlere bakmayı seçerdi.

Havva bir zaman Aslı’ya bir tabak memleketinin yöresel yemeğinden götürmüştü. Aslı da tabak boş gitmez diye bir şeyler hazırladı. Öğlene yakın saatlerde arkadaşının evinin ziline bastı. Evde olmasını beklemiyordu. Ama yine de bakıcıya verirdi, çocuklar da tadar diye düşünmüştü. Kapıyı Havva açtı, arkadaşına buyur etti.  Havva’nın saçı başı dağılmıştı. Bir taraftan evi toparlıyor. Bir taraftan çocuğun kusarken batırdığı yerleri temizliyordu. Gece boyu Feyza uyumamıştı. Bakıcının aniden işi çıkmıştı. Zaten Havva’nın da bu vaziyette çocuğunu bırakmak içine sinmezdi. Havva hem kendisi yorgun hem çocuğu hastaydı. Yakında bir akrabası da yoktu. İş yerinde bekleyen işler için arkadaşlarıyla görüşüyor, yol gösteriyor, planlama yapıyordu. Bir taraftan da Aslı’ya “Kusura bakma sana döneceğim, kahve içelim, geliyorum hemen” diyerek gönlünü almaya çalışıyordu. Havva yine de sakindi, gülümsüyordu.  Feyza, Havva’nın kucağından inmiyordu. Ağlıyor, inliyor, batmış üstünü başını değiştirmesine bile izin vermiyordu.  Aslı bir an düşündü. Havva koşturup duruyor, her şeye yetişmeye çalışıyordu. Havva’nın dağılan evini, uykusuz gecesini, bekleyen işlerini, gurbette oluşunu, kendi hayatıyla kıyasladı. Hiç bu açıdan düşünmemişti. Önceleri keşke dediği yerleri hayat Ona bambaşka bir sahnede göstermişti. Acaba kimin hayatı daha rahat, daha konforlu ve daha imrenilesiydi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Her avantajın bir dezavantajı vardır. Ancak insan görmek istediği yerden bakınca hayatın ona sunduğu avantajları göremeyebilir.

Her insanın hayatı bir öyküdür.  Öykümüzde olmasını istediğimiz her imkânın yanında getirdiği dezavantajı vardır. İmrendiğimiz insanın iyi özellikleriyse, onu modelleme isteği insana düşen ne güzel bir paydır.

Keşke benim de olsa dediğimiz; iyilikler biriktirenlerden olmak ümidiyle,

Benzemek istediğimiz öğrenmeler olsun,

Hayatı doğru okumalar olsun,

Benzemek istediğimiz keşkeler öğrenebilen olmada, iyi yaşamada olsun,

İnsanın yaşadığı sonuçlara imkânlara değil,

İşlediği iyi sebeplere bakarak, onları isteyerek,

Adım adım yol almak iyi gelmez mi insana…



===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu




Yorumlar

Adsız dedi ki…
İnsanlar maalesef kişilerin sonuçlarına bakar ama o Sonuçlara ulaşırken ödediği bedelleri hiç düşünmezler oysa önemli olan sonuç değil süreçtir
Ncy Bşl dedi ki…
İstemeden dişünmek gerekiyor demek ki...
Neyine imrenilir insanın...
Adsız dedi ki…
Avantajlar kadar dezavantajları da düşünebilenlerden olmak ümidiyle...
Ayşe Budak dedi ki…
Eveeet her insanın kendine göre bir öyküsü var. Sınavları da kendine göre... Bu yüzden kendi hayatımıza ve kendi sebeplerimize konsantre olmak bize yil aldırır. Her avabtaj aynı zamanda jir dezavantaj getirir çünkü🌸
Sevra dedi ki…
İnsan avantajlı bir durum gördüğünde zıttının da olacağını hiç düşünmeden o sonucu istiyor. Hayatımızda da bazı başarıları, imkanları istiyorsak zorluklarını da görüp öyle istememiz gerekiyor... Kaleminize sağlık...
Duygu Desticioğlu dedi ki…
İnsanlar hep başka hayatlara uzaktan bakıp imrenirler taa ki yakınlaştıkça öyle olmadığını görürler🌸 elinize sağlık
Sdk dedi ki…
O kadar hayatın içinden ve guz l bir aktarım olmuş ki yüreğinize sağlık ... Avantajları izi görüp şükredenlerden olmak üzere....
Ayşe AKGÜN dedi ki…
🌻 insanın kıyasları değiştiğinde hayata farklı bakmaya baslıyor gerçekten. İnsan sonucu istiyor ama ya sebepler...Ne güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık 🌻 🌿
Adsız dedi ki…
👏
Sevda D. dedi ki…
"Benzemek istediğimiz öğrenmeler olsun,"
o kadar kıymetli bir noktaya değinilmiş ki, insanın bakıp da göremediği bir nokta. insan karşısındaki insanların hayatlarına , onların konforuna, imkanlarına imrenebiliyor. ama karşıdaki insan nelerle mücadele ediyor bundan habersiz... işin gerçeğini öğrenince ayy iyiki öyle bir hayatım yokmuş diye kendi hayatına şükreder hale geliyor.
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Ne güzel bir içerik olmuş …
İnsan sahip olmadığı şeylerle ilgilenir bu hayatta sadece.
Oysa hayat insana çok şey sunar sahip olduğu . Şükür edecek çok şey var…
Adsız dedi ki…
Yanlış kıyas yaptığında kandise zülm eder insan .