“Yeter artık bıktım kızım!.. Vallahi bıktım, bu kadar zor mu? Bir insanın kıyafetlerini katlayıp dolabına yerleştirmesi bu kadar zor mu?”
Seher yine evin içinde sinir krizleri geçiriyordu. Hakikaten bir insanın düzen ve temizliği öğrenmesi bu kadar zor olmamalıydı. Neydi bu çocuğu bu kadar vurdumduymaz yapan şey? Defalarca evladına detay detay anlatmasına rağmen bir türlü almıyordu. Kendini ‘’Eşofmanlı Şevket Hoca’’ gibi hissediyordu. Bununla anlatıyordu olmuyordu, şununla anlatıyordu olmuyordu…
Bir problemi çözebilmek için işin taa en başına gitmesi gerektiğini düşündü. Yaren küçüklüğünden beri dağınık bir çocuktu ancak son dönem bu durum çok yorucu hale gelmişti. Bir odadan diğer odaya geçtiğinde ardında bir enkaz bırakıyordu. İşin kötü tarafı attıklarını toplamıyordu.
Seher Hanım yoğun çalıştığı için son dönem kızına bilinç verememişti. İş seyahatleri arttığı için eşinden bu konuda destek alıyordu. Hakan Bey elinden geldiğince çocuklarına yetmeye çalışıyordu. Üç oğlunun üstüne bir kızının olması onu ziyadesiyle memnun ediyordu. Kızının her türlü nazını çekiyor, olmazları onun için olduruyordu. Kızı da bunun farkındaydı ve annesine yaptıramayacağı her şeyi bir şekilde babasına yaptırıyordu. Yaren evde gizli bir hükümdarlık kurmuştu. Annesinin yokluğunda ise iyice abartmış ve babasını her isteğinde kullanır hale gelmişti.
Seher Hanım “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” sorusu ile meşguldü. Zihni, akşama kadar son dönem yaşadıklarını irdeledi. Çünkü biliyordu ki bu kızının çok öz bir problemiydi ve bunu burada çözmeliydi. Erteledikçe bu sorun büyüyecek ve işin içinden çıkılmaz bir hale gelecekti. Akşam oldu, eşi eve geldi, birlikte yemek yediler, mutfağı topladılar ve Seher Hanım bir çay demledi. Eşinin sevdiği hurma, fındık, fıstık ne varsa hazırlamıştı. “Hakan seninle önemli bir konuyu konuşmalıyız.” diye söze başladı. Hakan Bey şaşkın bir şekilde “Hayırdır Hanım ne oldu? Seni düşünceli görüyorum.” dedi.
- Evet, düşünceliyim çünkü ne yapacağımı bilemiyorum.- Hangi konuda?
- Yaren konusunda. Farkında mısın çok dağınık ve temizlik konusunda hiç hassas değil.
- Amaan onu mu dert ediyorsun, daha çocuk o, büyüyünce düzelir...
- Ağaç yaşken eğilir Hakan, bugün anne babasını dinlemeyen bir çocuk büyüdüğünde nasıl düzelir? Zaman elma ve armutları olgunlaştırır biliyorsun. Bir çocuğun ise her istediği yapan bir ebeveyne mi yoksa onu yetiştiren bir otoriteye mi ihtiyacı var sence?
- Biz yeterince otoriter değil miyiz? Geçen çok kızdım mesela ona hemen yola geldi.
- Peki, kaç gün sürdü?
- Bilmiyorum, birkaç gün sürmüştür.
- Evet, en fazla bir iki gün sürüyor maalesef. Sonrasında yine kendi bildiğini okuyor.
- Peki ne yapmamız gerekiyor?
Deneyimsel Öğreti der ki: Otorite, kişilerin dönüşüm ve gelişimine yön verebilmektir. Bir çocuğun en büyük ihtiyaçlarından biri, kendisini hayata hazırlayacak ve yetiştirecek bir ebeveyndir.
- Sana şöyle anlatayım; eskiden bir oyuncağımız vardı hani; ince bir borunun içinde hafif bir top olurdu ve alttan hızlıca üfürünce o topu borudan dışarı çıkarmaya çalışırdık.
- Evet, hatırladım.
- İşte kızımız o minik top gibi, biz alttan üfürüp onda davranış değişikliği yapmaya çalışıyoruz. Ancak bu boruda minik bir delik olduğunda ne kadar üfürsek de fayda etmiyor. Tıpkı benim şu anki halim gibi boşuna yürek tüketiriz. Evin içinde kızıyorum, bağırıyorum, anlatıyorum hepsi boşa gidiyor. Borudaki kaçak yüzünden boşa kürek çekiyorum.
- O kaçağın sebebi nedir?
- Sensin Hakancığım.
- Ne? Ben miyim? Ne alakası var?
- Şöyle ki biliyorsun kızımız benim “Hayır” dediğim şeyleri biliyor ve o konuda bana hiç gelmiyor. Bir şekilde seni ikna ederek yaptırmaya çalışıyor. Sen ne yapıyorsun? “Kıyamıyorsun.” Acaba bu kıyamamalarımız bizi nereye götürüyor hiç düşündün mü?
- Ne yapayım bir tanecik kızım var, o kadar şirin ki dayanamıyorum.
- O zaman bu minik top o borudan hiç çıkamayacak Hakan. Senin boruda açtığın kaçak yüzünden ben evin kötü polisi olacağım. Peki, ya sen? Elbette, iyi polis… Ama şunu unutma, Yaren’i bu hayatta herkes senin gibi nazlamayacak. Hayat, dünyanın kendi etrafına dönmediğini ona anlatır. Peki, o zaman ne yapacaksın? Büyüdüğünde, ilişki problemi yaşadığında, dağınıklığı yüzünden ciddi sıkıntılarla karşılaştığında sen yine onun hayatının kahramanı olabilecek misin? Lütfen bunları çok iyi düşün ve karar ver ve benim hayır dediğim konulara evet deme.
Seher Hanım bir süre eşini odada yalnız bıraktı ve diğer işlerini yapmaya koyuldu. Hakan Bey bunu hiç böyle düşünmemişti. Hassas irdelemediği için yetiştiren değil de büyüten olmuştu. Çocuğuyla arkadaş gibi olan baba olmaya çalışıyordu ancak çocuğun bir arkadaşa değil güçlü bir otoriteye ihtiyacı vardı. Çayını bitirdi, mutfağa doğru yöneldi. O sırada Yaren “Babacığımm!” diyerek bacaklarına sarıldı. “Seni çok seviyorum, benim kral babam! Biraz film izleyebilir miyim? Bana bilgisayardan çizgi film açar mısın babişkoo?” dedi. Yaren yıkama yağlama yapma konusunda uzmandı. Babasının nelerden hoşlandığını çok iyi bildiği için damardan giriyordu. Şirinlik yaparak, babasına övgüler yağdırarak istediğini yaptırmaya çalışıyordu. Ancak bu sefer işler hiç de umduğu gibi gitmemişti. Hakan Bey:
- Kızım ödevini bitirdin mi?
- Şeyy, bitireceğim babacığım, söz!
- Tamam, önce ödevlerini bitir sonra odanı topla bakalım. Bugünkü görevlerin bunlar. Eğer anneni üzmez akıllı ve düzenli bir kız olursan hafta sonu bakarız.
- Yaaa, bana ne! İstiyorum! Ama sen hep açardın noldu babişkoo?
- Evet, artık kurallara uyma zamanı geldi Yarenciğim. Ben de seni çok seviyorum ama bu davranışlarını düzeltmeni istiyorum. Haydi gel seninle bir görev listesi yapalım ve her gün bu listeyi kontrol edelim ne dersin?
Yaren isteksiz bir şekilde “Tamam’” dedi ama morali bozulmuştu. Annesinin dedikleri bir kulağından girip diğerinden çıkıyordu. Şimdi bir de babası çıkmıştı.
Başlarda kurallara uymak egosuna çok ağır gelse de sonraları yavaş yavaş alıştı. Listeyi her gün anne veya babasıyla kontrol ediyordu. Okul başarısı da yükselmeye başlamıştı. Bu güzel çift, disiplinin takiple elde edileceğini anlamıştı ve işin sonunda kızları yola gelmeye başlamıştı.
Nasıl mı? Aynı hedefe dönüp aynı yöntemlerde birleşerek.
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar