Annemden Mektup Var 1/Sonuçlar Açıklandı

 


Annemden Mektup Var 1

Sonuçlar Açıklandı...

                                                                                                                      

Yavrum,

Buraya geleli bir ay oldu. Ama hissettiğim yıllar olmuş gibi. Ne kadar ilginç!.. İnsan, bir ömrü bir gün zannedebiliyor veya bir ay, bir ömür gibi gelebiliyor bazen...

Zaman ne acayip şey. İstediğin bir şey varsa sonunda, geçmek bilmiyor. Diğer taraftan, istesen de istemesen de varacağın bir son zaman var. Oraya gelince de “Bir gün ya da bir günden de kısa” diyor insan.

Her iki durumda da bir sonuç var. Sonuç ise insanoğlunun en çok ilgilendiği şey. Bir an önce sonuca gitmek… Sonuca göre genele karar vermek… Sonuca göre mutlu veya mutsuz olmak. Sonuca göre her şeyin iyi veya kötü olacağını düşünmek

Mektup sana ulaştığında, sonuçlar açıklanmış olacak. Sonuç ne olur bilemiyorum. Bununla da pek ilgilenmiyorum doğrusu… Hani, Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nde anlatılıyor ya; tüm sonuçlar, oluşturulan sebeplere bağlıdır Sen de Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminerlerinde duyduğun gibi davrandın; çabaladın, elinden geleni yaptın. Bu gayret, sebep oluşturmak adına çok önemliydi. 

İnsanların sonuçlara konsantre olması, gerçekten çok acı… Sonucu düşünmekten, önündeki esas meseleyi görememek. Bugün dışarı çıktığında, çoğu insanın bu durumda olduğunu görüyorsun. Bu hırsın çok zarar verdiğini de biliyorsun ama elden gelen bir şey yok. Bir şeyleri biliyor olmak iyi de sorumluluğu çok ağır.

Bileceksin… Ama bildiğin şeyin gerçek olduğundan emin olacaksın; bu bir…

Bu gerçeklere uyumlu yaşayacaksın; bu iki…

Çok daha zoru ne biliyor musun? Bildiğin halde, eğer karşındakiler bilmeye, duymaya hazır değilse, hiç bilmiyormuş gibi, susacaksın.

Sen, duymuştun, Duyduklarını idrak ettin; ne mutlu sana. Sonra, her bildiğin sende davranışa döndü.

 Velhasıl, sen istediğin sonuç için çok çalıştın yavrum. Ne mutlu sana! Şimdi sonuç ne olursa olsun, pek de önemli değil.





Seni alkışlıyorum… Seninle gurur duyuyorum… Seni tebrik ediyorum… Bunların ne önemi var? Ben sana şahidim… Hah, işte bu çok önemli… Ne mutlu bana ki senin bir hedef için çırpınışına şahitlik ettim. Üstelik, senin tek bir derdin vardı: “Anne, ne olursa olsun; insanlara faydalı olmak istiyorum…

Hani sen sınava giderken, yaşlar dökülüverdi ya gözümden… Bu hırstan değildi… Sonucunla ilgili kaygım değildi beni bu hale sokan. Ben senin emeklerine gözyaşı döktüm. Amaaaan… Anne yüreği işte… Senin o zaman diliminde yaşayacağın sancıya duygulandım. Hani Hz. Yakup, oğluna, Yusuf’una nasıl ağlamıştı. İmanın en büyük temsilcilerinden… Tek başına ümmet olmuş; Hz. İbrahim’in torunu… Yusuf’unun sonucuna olan kaygıdan değildi ama olması… Kim bilir ne zorluklar yaşıyordu… Derdi buydu…

İşte benimki de o hesap diyelim… E, birazcık benziyor diyelim.

Hadi benimkisi anne yüreği de babana ne demeli… Ağladı ağlayacak haldeydi sen içeri girerken. Sanki savaşa gönderiyor. O güçlü, dağ gibi babalar, sevdikleri söz konusu olunca nasıl da küçük bir çocuk olabiliyor. Öngörüm o ki o da senin teslimiyetine duygulandı. Öyle olgundu ki duruşun… Tam içeri girerken bir bakışın vardı bize; “Gönlüm rahat, elimden geleni yaptım, burası sonuçtan önceki son sahne ama önemli olan bugüne kadar olanlardı” diyordun adeta…

Şimdi… Sonuçlar açıklanıyor…

Sevineceksin ya da üzülecek… Sonuçta, çözdüğün soru kadar puan alacaksın. Belki, yeniden denemek isteyeceksin. "Bir daha gireyim, bir daha sınav olayım", diyeceksin… İnsan hayatta, başa dönmek istediği anlar yaşar. "Yeniden deneyeyim", der. Hayat çok kez yeni imkanlar, yeni haklar sunar insana… Ama “Yeniden olsa, öyle olmazdı” denilen şeyler, pek de zannedildiği gibi şekil almayabilir. Aynı şartlarda yine aynı hataları yaptığını görürsün insanın. Aynı sebepler, aynı sonuçları doğurur, der Deneyimsel Tasarım Öğretisi.

Sen bilirsin elbette. Ama sen elinden geleni yaptın. Sınavın sorumluları, sana bir yere kadar ekstra hak verebilir. Hayat son nefese kadar senin denemelerini bekliyor…

Heyecanlısın, biliyorum. Bunlar, insan hayatının unutulmaz deneyimleri… Kafanda tasarlanmış birçok senaryo var muhtemelen.

Dua et… Ben senin için hep dua ettim:

“ALLAH’ım, varlığına şükürler olsun ki dua edebiliyoruz. Sen neyi seversen, o, yavruma hedef olsun. Sen neyden hoşnut değilsen, ondan uzak olsun. Hangi sonuç sana yakınlaştıracaksa, o sonuç olsun… Hayırlıysa olsun… Sen her şeyi en iyi bilensin. Her şeyi görensin; elinden geleni yapmaya çalıştı.  Her tür ihtiyacı karşılayan, destekleyen sensin; şu hayatta, ihtiyacımız olana yönlendir… Sen affedicisin; şikayetlerimiz olduysa affet. Hatalarımızın üstünü ört. Sen hak edene hak ettiğini verirsin; hakkımıza gönlümüzü razı et, Ya RAB’bim…“

Mektubunu dört gözle bekliyorum…

Gönlün huzurla dolsun…


 ===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu




Yorumlar

Adsız dedi ki…
Kim bilir… Belki hırsla istediğim o okuldan daha az gönlüme hoş gelen okul hayatımdaki ilk 5’e girecek ‘iyi ki’lerimden biri olacaktır? Meselenin sebeplerde olduğunu unutturmayacak bu güzel yazı için çok teşekkürler🎓
Adsız dedi ki…
Ne güzel bir mektup.. Son sınava kadar gayretle, vazgeçmeden, pes etmeden sebepler oluşturabilmek nasip olması dileğimle 🌿
Özlem dedi ki…
Ne kadar güzel bir anlatım bir annenin hem yaşadıklarını aktarması hemde diğer annelere ışık olması ,bunun yanında dilerim herkesn evladı her türlü konuda ebeveynlerinin yüzlerini guldursun
Adsız dedi ki…
👍🏻Sebep oluşturmak bizden sonuç ALLAH tan
Teşekkürler 😊
Adsız dedi ki…
Aynı hatayı yapıp farklı sonuç beklemek insana çözümü zorlaştırıyor. Hatta gözünü kör ediyor. Düşünmeye sevkeden bir yazı elinize sağlık
Adsız dedi ki…
Bir annenin evladında görmek istediği belkide en güzel şey... Sürecinde gayretine şahit olup sonrasında “Gönlüm rahat, elimden geleni yaptım, burası sonuçtan önceki son sahne ama önemli olan bugüne kadar olanlardı” diye gönlünden geçen teslimiyeti duyabilmek.. sonuç ne olursa olsun insanın elinden geleni yaptıktan sonra gelene razı olması.. Sebeplere odaklı yaşamak.. Yüreğin o tatminliği hissetmesi.. Bizden istenen de bu olsa gerek hiç bir sonuç elimizde değilken o sonuçlara bakmak yerine sebeplere odaklanıp yaşayabilmek..
Adsız dedi ki…
İnsanoğlu oluşturduğu sebepleri doğru yönde oluşturduğunda toplamda her zaman kazanır. Zaman gerçekten yanadır.
Gerçeğe göre tepki verenlerden oluruz inşALLAH
Adsız dedi ki…
Sebepten çok sonucu odaklı insan. Asıl keyif alması gereken yer sebep. Ama çoğumuz bilmeyiz. Farkı fark edene binlerce kez şükür. Emeği geçen hocalarımızın emeğine, kalemine sağlık.
Adsız dedi ki…
Hep sonuçlara ulaşmayı başarı zannettik esas puanın o sonuca ulaşırken ki yapıp ettiklerimiz olduğunu , yapış stilimiz olduğunu bilmiyorduk . İnsan ne büyük yanılgı içindeymiş 😔 Çok anlamlı bir yazı olmuş elinize sağlık .
Şebnem dedi ki…
Sonuç ne olursa olsun bizim hayrımızadır. Rabbim bunu idrak etmeyi nasip etsin.
SKuzeyi dedi ki…
Sebebini öde sonuçlar bir şekilde gelecek. Anlık sonuç istediği bizi engelleyen sey..Bunu başarabilsek çok konforlu bir hayatımız olacak. O zaman toplamdaki puanımız yükselecek..Sevgiler🍀
Adsız dedi ki…
Ne güzel bir mektup…ne güzel dualar…🤍
Fatma Okumuş dedi ki…
Bizim insanın görevi sebeplere odaklanıp sebeplerle ilgilenmek sebepleri yaptın mı yaptın tamam gerisi senin işin değil senin senin kontrol alanının dışında O sonuç dediğin şey. Sonucu zaten o veriyor O da kendi verdiği şeye puan veriyor olabilir mi... Tabii ki senin oluşturduğun sebeplere göre puan veriyor.
Adsız dedi ki…
Sonuçlara odaklanmamak gerektiğini çok güzel anlatan bir mektup. İnsan sebeplerden keyif aldığı zaman hayattan da keyif alıyor. Sonucu isteyen bir insan mutlu olamıyor.
Adsız dedi ki…
Hakedene hak ettiği verilecek ne rahatlatıcı bir bilgi. O zaman insan sonuca takılıp kalmıyor. Teşekkür ederiz
Adsiz dedi ki…
Hangi sonuç sana yaklastiracaksa o sonuç olsun.tesekkurler.
Adsız dedi ki…
İnsanın sebeplere konsantre olmasının sonuçların bizim elimizde olmadığının. Teslimiyetin… Bir annenin evladını yönlendirmesinin, dua stilinin ve insanın gerçeği bilmesinin, uygulamasının ve susması gereken yerlerde de susabilmesinin önemini anlatan çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize ve emeğinize sağlık…
Belgin dedi ki…
Dün oluşturduğumuz sebeplerin sonucunu bugün yaşıyoruz. Bugün oluşturacağınız sebeplerin sonucunu yarın yaşayacağınıza göre, sebeplere odaklanmak en doğrusu.
Ayşe Temelci dedi ki…
Her adımımızda tek sorumluluğumuz çaba, diğer kalanı Yüce Rabbim biliri hayatımıza alırsak, yaşadıklarımızdan razı oluruz. İnsan çabayı mücadeleyi unuttu zamanla. Oysa kim çaba göstermişte Allah ona vermemiş. Teslim olanlardan olalım inşaAllah 🕊

Kendi adımlarımızı sorgulatıcı yazı. Elleriniz dert görmesin.
Pınar Yenilmez dedi ki…
Evladının emeğine ve bedellerine gözyaşı döken anne olabilmek tüm mesele...
Kaleminize gönlünüze sağlık...
Bircan Ç. dedi ki…
"Çok daha zoru ne biliyor musun? Bildiğin halde, eğer karşındakiler bilmeye, duymaya hazır değilse, hiç bilmiyormuş gibi, susacaksın." Hayatı bu bilgilerin verdiği konforda yaşamak nasip olsun inşALLAH ⚘
Adsız dedi ki…
Emeğinize kaleminize sağlık
Leyla S dedi ki…
Hedefe giderken neyin, neden daha önemli olduğunu hatırlamış çok samimi bir dille. Emeğinize sağlık
Adsız dedi ki…
Rabbim elimizden gelenin ne olduğunu idrak etmeyi nasip et,onun için harekete geçince vazgeçmeden sebepler için sonuna kadar gidebilme gücü ver...
Aysun Erdemir dedi ki…
Çok samimi çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık 🌷
Adsız dedi ki…
Evet evet aynen Yakub’un Yusuf’unun bedeline ağlaması gibi idi… Gecenin karanlığında kapının altından süzülen ışığına şahidim ben senin…Herkesin uyuduğu saat de gözünün diğer yarısını açma gayretine şahidim… Ama ben sana şahit olsam ne yazar ki Rabbin sana şahit zaten…
Sen neyi seversen, o, yavruma hedef olsun. Sen neyden hoşnut değilsen, ondan uzak olsun. Amiiin…
Hislerimize tercüman olanların gönlüne sağlık…
Gülbahar Yurdusever dedi ki…
Allah'ın kulundan razı olması çabasıyla alakalı iken insanin kendinden razı olması sonuçla alakalı olabiliyor ve kendine eziyet edebiliyor. Sen de kendine merhamet et ey insan!.. Yazı çok etkileyiciydi gerçekten 👏
Adsız dedi ki…
Hayatta önümüze çıkan bütün sınavlarda sebebe odaklanmak ve temas ettiğimiz kişilere örnek olabilmek nasip olsun inşAllah.
Delal dedi ki…
İnsan bir hedef için bedeli varsa sunuçta hayrına olacak teşekkür
Emine dedi ki…
Şuan çoğunluk sonuca odaklı halde iken sebebe odaklanmak ne demek bu bilgiye sahip olmak çok büyük konfor gerçekten. Kelimelerin gerçek anlamlarını bilip de ayristirmayi yapabilmek . İnsan daha az yoruluyor , karşıdakini daha az yoruyor gün sonunda. Öğrendiklerimi de hakkıyla uygulayabilme nasip olsun...öyle anne babalardan olabilirim..
Adsız dedi ki…
Ah şu sebeplere odaklanabilmeyi asıl marifeti o sebeplerde oluşturduğumuz tepkilerle ortaya koyduğumuzu bir anlayabilsek... Çok güzel bir yazı olmuş okurken yazının içindeymis gibi hissettirdi ağzınıza sağlık
Adsız dedi ki…
Hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanıp sadece sebeplere odaklanabileceğimiz bir hayata....
Adsız dedi ki…
"Hayat çok kez yeni imkanlar, yeni haklar sunar insana…"
RABBİMİZİN bize sunduğu her imkanı hakkıyla değerlendirebilmeyi, değer bilecek bedelleri ortaya koyabilmeyi nasip etsin...
Elinize sağlık 🌿
Sümeyrak dedi ki…
Sevineceksin ya da üzülecek… Sonuçta, çözdüğün soru kadar puan alacaksın. Belki, yeniden denemek isteyeceksin. "Bir daha gireyim, bir daha sınav olayım", diyeceksin…

En etkileyici kısmıda bu oldu benim için. Dünyada herşeyin, her hatanın bit telafisi var. Pişman olarak ve sebepleri değiştirerek. Ama insan sebepleri değiştirmesini sürece yüzlerce kez şans verilse de hep aynı sonucu elde edebiliyor ve üstelik buna şaşırıp birde üstüne hayatın acımasız diyebiliyor.
yasemin dedi ki…
Bir annenin evladına yazayabilceği en güzel mektuplardan, sonuçlara odaklanmadan sebebe odaklanıp elinden geleni yaptığında sonuç ne olursa olsun hayrına olduğunu bilerek yaşamanın çok daha konforlu olduğunu anlatan bi yazı, inşALLAH sebeplere odaklananlardan olmak dileğiyle, Elinize sağlık...
Adsız dedi ki…
Anneden en güzel söz, tavsiye.. Ne güzel yetistirme şekli. Sonuçlara değil oluşturduğumuz sebeplerden mutlu, keyif alıyoruz. Keşke idrak edebilsek🙂. İdrak edip düşünenlerin olmak dileğiyle..
Adsız dedi ki…
Bu güzel mektup hayat sanılan bu dünyada aslolan konuyu gözlerimizin önüne bir kez daha sermiş .Gerçekleri ıskalamamak gerekliliği adına yüreğinize sağlık......A.B
Fatıma Hüseyinoğlu dedi ki…
İnsan sebeplere odaklanabilseydi, olumlu sonuç aldığında sevinçten göklere çıkmaz, olumsuz sonuçtan dolayı da yıkılmazdı..Önemli olan tek şey şu olurdu: Bu hedefim için doğru sebepleri nasıl oluşturabilirim? Ben ne yapabilirim?
Çünkü oluşturduğumuz sebepler karşılıksız kalmayacak..İstediğimiz sonuç o an olmayabilir ama yapmamız gerekeni yaptığımızda sonuç mutlaka lehimize olacak.. "Elimden gelen her şeyi yaptım ama olmadı, demek ki bunda bir hayır var.." ı gönül rahatlığıyla diyebilirdi.
Ya emeğim boşa mı gitti?
Yok boşa gitmedi rahat ol, hiçbir bedel karşılıksız kalmaz bu hayatta..
Sebeplerle ilgilenebilseydi insan, hayatta ana problemini çözmüş olurdu..
Kaleminize sağlık, çok güzel bir mektup olmuş. 🌷
Özge E. dedi ki…
ne büyük huzur insanın elinden geleni yaptıktan sonraki sonuca teslimiyeti..
Adsız dedi ki…
meselenin sebep olduğunu anlayınca ne kadar da rahatlıyor insan
Esma Ceylan dedi ki…
Okurken ağladım 🥲 insan kendi gücünün sadece sebeplere yettiğini anladığında o zaman her şey çok daha güzel oluyor.
Adsız dedi ki…
Sonuç gününü düşünerek yaşamak...
Burada daha fazlaca iyi sonuç vermesini düşünerek yaşamaya gayret etmek bunun için çabalamak...
Kaleminize sağlık
Adsız dedi ki…
Her sebep bir sonuç her sonuç bir sonraki sebebi oluşturur. Doğru sebepleri oluşturmak doğru sonuçları doğurur ve insana kaliteli bir yaşam sunar.