Ali güneşli bir havada yemyeşil ağaçlıklı bir yolda babasıyla yürüyordu. Her nefes aldığında çiçek kokularını çekiyordu içine... Saatin alarmı ile uyandı. “Bu rüya bitmeseydi ne güzel olurdu...” diye düşündü.
Gördüğü rüya, o sabah çok mutlu uyanmasına sebep olmuştu ama uyandıktan birkaç dakika
sonra, tüm problemler yine karşısındaydı. Nasıl çözeceğini bilemiyordu. Düşündükçe
umutsuzluk kaplıyordu içini.
Babası öleli üç ay olmuştu. Annesi ve kardeşleri bu ölümü kabul edememişlerdi. Ali de babasının yokluğuna alışmaya çalışmak bir taraftan, hayatın getirdiği sorumlulukları yüklenmek bir taraftan.. Çok zorlanıyordu. Hayatının neresini toparlayacağını şaşırmıştı.
Bu yaşına kadar kendisinin haberi olmadan babasının çözdüğü ne çok problem varmış meğer. Hayat sadece matematik dersinden ibaret değilmiş. Havuz problemleri çözmek veya yaz tatilinde hoşlandığı kıza hava atmak için suda taklalar atmak da değilmiş. Havuzun nerede olduğunu bulmakmış önemli olan. Suda boğulmadan, taklalarla şov yapmaya çalışmadan adamakıllı suyun üzerinde kalmanın nasıl olduğunu öğrenmekmiş.
On altı yaşına kadar yaşadıklarını düşününce fazla sorumluluk almadan, rahat yaşadığı bir hayatı olmuştu. Şimdiyse dünya üstüne üstüne geliyordu. En çok ihtiyacı olduğu zamanda babası yanında yoktu. “İstediğin özel üniversiteye gönderirim” derdi hep babası. Şimdiyse gündemi bambaşka olmuştu…
”Üniversitede okuma hayalleri ne olacaktı?”
“Babasından kalan borçlar
nasıl ödenecekti?”
“Evin
geçimi nasıl sağlanacaktı?”
Bu
sorular dönüp duruyordu zihninde..
Hayat insanı zorlar bazen. Hatta bazen öyle zorlar ki kendini bir cenderede sıkışmış ve sanki oradan bir daha çıkamayacakmış gibi hisseder. “Karşılaştığımız problemler, bizi düne göre daha iyi yapmak içindir” der Deneyimsel Öğreti. “Her problemin mutlaka bir çözümü vardır. Hiçbir problem bizi yıkmak için gelmez, daha güçlü yapmak için gelir”
Ali bunu fark edecek durumda değildi. Sürekli babasının ölümüne isyan ediyordu. Annesinin üzüntüsünü hafifletmek için ona destek olmak yerine tepkisel davrandığı zamanlar oluyordu. Oysa annesinin de her zamankinden çok desteğe ihtiyacı vardı. Ali bir türlü kabul edemiyordu olanları... “Kabul etmediğin bir problemi çözemezsin” der DTÖ. Bir kez kabul etse probleminin çözümünü de görecekti.
Yakınlarının
bakışlarındaki acıma ifadesi, bazen rahatsız etse de destek olmaya
çalışmaları hoşuna gidiyordu. Zaman ilerledikçe babasını kaybetmenin
hüznü yerini, hayatın kaçamayacağı gerçeklerine bırakmıştı.
Bir sabah kahvaltısından sonra annesi ona, ilk duyduğunda kulaklarında çınlanan o cümleyi söylemişti. “Okul masrafların için iş bulmalısın”
"İş mi, ne işi? Ben mi çalışacağım? Derslerimle baş edemezken ne iş yapabilirim ki?"
Başta gerilse de, zamanla annesinin haklı olduğunu anlamaya başlamıştı. Maddi anlamda zorlanıyorlardı. Evin geçiminde bile zorlanırken bir de Ali’nin okul masrafları için ekstra bütçe ayıracak durumları yoktu.
“Ne
yaparım? Nasıl yaparım?” diye düşünüp dururken Ali’nin aklına yakın arkadaşı
Ada geldi.
Ada onunla benzer durumdaydı, son
iki yıldır garsonluk yapıyordu. “Hem
okulu hem işi nasıl birlikte sürdürüyor?”
diye düşünürdü hep. Çok kısa bir süre önce onun için yapılması imkansız gibi görünen
bir durumdu bu. Ama hayat işte.. Şimdi ise
“Ben de onun gibi okul ve işi birlikte götürebilir miyim?” diye düşünmeye
başlamıştı. “Onun deneyimlerinden faydalanabilirim” diye geçirdi aklından..
Ertesi gün okulda Ada'nın yanına koştu. Konuya girecek giremiyor, eziliyor büzülüyor. Onun için bu durum hiç kolay değil. Ali bugüne kadar istediği herhangi bir şey olduğunda bunu annesine veya babasına söylemesi yetmişti. Şimdi ise hayatında ilk defa birinden bir şey isteyecekti. En sonunda “Ada sen n’aptın ya?” diyiverdi. “Kime n’apmışım be” dedi Ada haliyle.
“Oğlum
Ali konuya sonundan başlamak nedir, bu nasıl soru?”
diye kendine kendine kızarken ne kadar acemi olduğunu düşündü. Daha işi bulmuş
olana nasıl buldun demeyi bile becerememişti. “Neyse”
diyip kendini topladı. “Bir iş bulmam ve aileme destek olmam lazım.
Sen nasıl iş buldun, nerede aradın?”
diye sordu. Ada ise “Hııı, tamam ya o başta biraz zor ama sonrası kolay, bak şimdi…”
diyip ne deneyimi varsa bir çırpıda anlattı.
Ada’nın anneannesi öyle haklıydı ki..
Çünkü “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” Bir
anlasa insanoğlu... Zorluk dediğimiz her şey, bizi yormak
için değil daha iyi hale getirmek içindir.
Kuruyan her bitki, toprağına gübre olur,
toprağını canlandırır. Sen kurumuş bir bitki olsan ne yapardın? “Kaderimde
bu varmış” deyip çevreye zarar veren bir çöp yığını mı olurdun? Yoksa o halinle
bulunduğun toprağı şenlendirmeye mi talip olurdun?
Terkedilmiş
bir ada gibi ıssızlaşır mıydın, yoksa bizim Ada gibi her yere kalkan
vapurlarınla kendini gün be gün zenginleştirir miydin?
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
33 comments
Zorlukla beraber bir kolaylık vardır...
YanıtlaSilHerkesin herşeyden şikayet ettiği bir donemdeyiz. Bu yazı insanın içini ısıtan, cesaret veren bir yazı olmuş.
YanıtlaSilÇözümsüz problem yaratılmadı.
Teşekkürler ,emeğinize sağlik
Ne olacağını bilemediğimiz bir öykünün içinde yaşıyoruz.. karşılaştığımız olayları ya hayat merdivenin de basamak kabul edip çözerek ilerleyeceğiz yada çözülmeyen sorular haline getirip sorun oluşturacağız.. Tercih bizim.. soruları kabul edip, çözüp ilerlemek mi? Yoksa nereden geldi başıma diyip şikayetlenip ilerledigimiz basamaklardan aşağıya düşmek mi??
YanıtlaSilHer zorlukla beraber bi kolaylık vardır. Günümüzün ihtiyacı olan bir yazı olmuş. Deneyimsel Tasarım Öğretisi ne güzel anlatmış . İnsan bu hayatta problemi kabul etmeden çözümü göremeyeceğini. Ellerinize sağlık, çok faydalı olmuş.
YanıtlaSil"Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” Bir anlasa insanoğlu... Zorluk dediğimiz her şey, bizi yormak için değil daha iyi hale getirmek içindir.
YanıtlaSilHayat zorlukları bizi güçlendirmek için veriyor ve şikayet etmediğimizde geliştiriyor, çoğaltıyor. 🪷
YanıtlaSilHer doğum bir mujdenin habercisi
YanıtlaSilÜmitvari olmak.. Çevremizdeki insanların ümidini köreltmediğimiz ve hep ümit dolu insan olmak dileğiyle ☘️
YanıtlaSilİnsana en zor gelen, kendini en yalnız hissettiği, canının en yandığı andır, işte bir bilse ki o an tek olabilir ama Yalnız değildir...
YanıtlaSilNe güzel değil mi! Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır👏
YanıtlaSilHer kilidin anahtarı varsa, bizimde her problemimizin bir çözümü var... yeter ki doğru kapıdan girelim.
YanıtlaSilZorlandığımız yerler aslında problemi kabul etmediğimiz yerlerdir. Çözümsüz problem verilmez kimseye. Gecenin en karanlık zamanı aslında güneşin doğacağını habercisidir..
YanıtlaSilEvet ..kabul etmediğin bir problemi çözemezsin” İşte kilit nokta budur .
YanıtlaSilKaleminize sağlık .
Evet önümde iki seçenek:
YanıtlaSilYa şikayet edip ıssız bir adaya dönüşmek… ya da adayı şenlendirmek için elinde olan imkanlarla var gücünle çabalamak… başarı vazgeçmeyenlerindir. 👏🏻
“Kabul etmediğin bir problemi çözemezsin”
YanıtlaSilÇok güzel Olmuş ellerinize sağlık 💞💞💞
Problemler insanın şifasıdır.
YanıtlaSilMesele problemleri yaşam alanına dönüştürmemek…Teşekkürler Deneyimsel Öğreti🌺
Her problemin bir çözümü vardır. Yeter ki insan ümidini kaybetmesin...
YanıtlaSilHer zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu bilsemde ,onunla nasıl başa çıkacağımı,çözümü nasıl bulacağımızı bu ilmi aldıktan sonra öğrenmeye başladım çok şükür, yani demem oki yüzme bilmeyenin suyun içinde kalması gibidir;çözümü bilmediğimizde problemlerle başa çıkmak…! DTÖ yolumun aydınlığa çıktığı yerdir👍
YanıtlaSilUzaktan bakarken gördüklerimizle yakınlaşınca fark ettiklerimiz bambaşka. Zor veya kolaydan öte bize zor gelen veya bize kolaylaşanlar var.
YanıtlaSilRabbim hepimizle beraber olsun
YanıtlaSilÇünkü “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” Bir anlasa insanoğlu... Çok güzel bir yazı olmuş, içimize su serptiniz yine..
YanıtlaSil👍🏻
YanıtlaSilÇocuk yetiştirmede ne kadar güzel bir strateji aslında. İnsan her an her saniye çocuğunun başında olup onun her sıkıntısını gidermeye çalışıyor. Oysa o sıkıntılar onu güçlendiriyor. Hayatı boyunca çocuğunun başında olup onun problemlerini çözemez ki insan. Onlara yalnız kaldıklarında ne yapacaklarını nasıl hayatta kalacakları öğretmek değil midir yetiştirmek...
YanıtlaSilKaleminize sağlık..
YanıtlaSil"Zorluk dediğimiz her şey, bizi yormak için değil daha iyi hale getirmek içindir."
YanıtlaSilÇok şükür 🤲🏻🍀
Bazen sahip olduğun her şeyi kaybetmen gerekir ki rahatın bozulmadan o istediğin daha iyi şeylere hak ediş oluştur diye...
YanıtlaSilKimi insan buna şükreder kimisi ise isyan... Başına gelen her şeyi önce kabul edebilmeyi sonra da hakkını verebilmek nasip olsun...
Ellerinize sağlık 🌿
Bir problemi çözmek için önce kabul etmek, sonra da bedel ödemeye hazır olmak gerekir. Çok güzel bir yazı, teşekkürler.
YanıtlaSilelinize sağlık :)
YanıtlaSilİnsanın yaşadığı problemleri göz önüne getiren, sorgulamasını sağlayan bir makale. Hem umudu, hayata ne olursa olsun daha sıkı tutunmaya sevk eden.
YanıtlaSilİnsan ne yaptığında güçleneceğini ne güzel anlatılmış.
Kaleminize kuvvet olsun 🕊
Teşekkürler Deneyimsel Öğreti, ne de güzel anlatılmış..
YanıtlaSilProblemden kaçmak yerine problemi kabul etmek zorlukları kolayca aşmayı sağlayan unsurlardan biridir.
YanıtlaSilİmkanlar içinde yüzen bir gün bu imkanları gittiğinde sudan çıkmış balığa donecek şimdiki nesilin okuması gereken bir yazı ✍️ olmuş... elinize sağlık
YanıtlaSil“Her zorluğun ardında bir kolaylık vardır”
YanıtlaSilKeşke ilk duyduğumuzda anlabilsrk baskı anlarında bunu hatırlayabilsek