Sayın seyirciler,
Seyircisi olduğunuz hayatın, başrol oyuncusu
olduğunuz gerçeğini açıklayan bültenimize hoş geldiniz.
Lütfen alıcılarınızın ayarları ile oynamayınız. Panik olmayınız! Şimdi rahatça koltuğunuza oturup, arkanıza yaslanınız. Ha, doğru zaten hep oradaydınız. Peki, koltuğunuzu biraz bu tarafa çevirir misiniz? TV karşısından minik bir açı, bu tarafa doğru… Hay ALLAH! Koltuk hareket etmiyor. Tabii yıllardır aynı yerde… Çakılmış koltuk… Sizi yoracağız ama biraz başınızı çeviriniz o halde… O da tutulmuş! Sizin kafa için yapacak pek bir şey kalmadı; üzgünüz. İllüzyonunuz az olsun!
Genç ve güzel kardeşim! Botoks için biraz erken
değil mi? Pardon! Sana sesleniyorum (Hiç tepki yok). Aa, bayıldı. Botoks
değilmiş meğer, çocuk hakikaten donmuş. Annesi de bize kızıyor; böyle haber mi
olur, çocuğum sizin yüzünüzden ne hale geldi, diye.
Teyzeciğim, gerçekten çok özür dileriz. Sizi de
rahatsız ettik. Tam Şukufe hanımlara kahveye geçecektiniz, iş çıkardık
başınıza. Biz de emir kuluyuz napalım. Bizim patron biraz gerçekçi. Bir şey
konuşacaksanız, gerçek olsun, yoksa kapatalım gitsin bu kanalı diyor.
Tabii şunu diyen oldu; patron, gerçek her zaman her
yerde söylenmez ama… Cevap çok netti: Ben ne zaman nerede öleceğimi bilmiyorum!
İnandığını konuşmayana iş yoktur bizim kanalda.
Doğrusu çok haklıydı patron… Her an,
diye bir bilgi olunca… O haberin yayın saatini belirlemek ile ilgili
biraz sıkıntı oluyor tabii. Yani, andan daha kısa bir zaman bilmiyoruz.
Doğrusu, bu haberi geciktirdiğimiz için endişeliydik biraz; aktüel değil,
reyting yapmaz demiştik. Ama anlaşılan o ki o sayfalar hiç okunmamış daha önce…
Şakir amca, size de selam! Bizi seyrediyorsunuz, ne
güzel. Tam kanalı değiştirmek üzereyken yakaladık sanırım sizi. Sıkıcı
olabiliyor bazı haberler. Bizim bülteni çoğunlukla da öyle buluyorlar.
Haklısınız, karpuzdan dansöz çıkaran haberciler bizde de geçici bilinç kaybına
sebebiyet veriyor. Yok yok; bizimki hayranlık değil de pek… Nasıl desem “yuh
artık yaa” boyutu… Sizin oğlan biraz kızdı herhalde bize; kapıyı fena çarptı.
Tabii çocuk da haklı, ölüm can sıkıcı şuan onun için. Bir maç daha vardı. Siz
de söz verdiğiniz telefonu hala almadınız çocuğa(!)… “Lan önümüzdeki yaz ilk
kez arkadaşlarla Antalya’ya gidecektik” kafası için, ağır bir haber oldu.
Sayın seyirciler, az önce gelen bilgiye göre, haberi
duyup işini bırakanlar olmuş. Eşini boşamaya gidenler… Bankadaki tüm parasını
çekip, isteyip de alamadıklarını alanlar… Eğlence mekanları bu saatte tıklım
tıklım olmuş. “Amaan, ölümlü dünya” kafası… Hani var ya “abi nasıl olsa
ölmeyecek miyiz” diyenler… İşte onlar, haklı çıkmanın sarhoşluğuyla, kutlamaya
gitmişler.
Lütfen sakin olunuz! Alıcınızın ayarlarıyla oynayınız! Şu çekim yasası deyip durduğunuz şey keşke gerçek olsaydı; biraz idrak çekerdik... İdrak yolları enfeksiyonu diye bir şey duymuştum(!..) Keşke o da gerçek olsaydı. İlacı bulunurdu belki…
Sayın seyirciler, haberin başlığını verdik sadece.
Ancak büyük bir kargaşa yaşanıyor. Arka arkaya mesajlar düşüyor hattımıza.
Gitmek istemiyorum, diyenler var. Ben bin dönüm arsanın tapusunu aldım, yazmış
bir izleyicimiz. Vah, travması büyük olacak zannediyorum. Evet, bir mesaj daha
okuyalım: “Lan, biiiiippp, sen, biiiipppp, akılsız, deli, biiiiippp, sahtekar,
biiiiip, kim lan sizin patronunuz, biiiippp, hangi derneğe üyesiniz, biiipppp,
kimi kandırıyorsunuz, biiiipppp…” Hanzollah Bey, size de merhaba. Biraz
incinmişsiniz anlaşılan… Ispanak suyu iyi geliyor.
Biz, seyircisi olduğunuz hayatın oyuncusu olduğunuzu
hatırlatacaktık. Ama oraya geçemedik bile. Süremiz daralıyor. Yani, daha önce
defalarca yazılmış bir haberin, bu kadar ses getireceğini düşünmemiştik.
Gerçeğin gücünü biliyorduk ama böylesi bir etki, beklemiyorduk.
Haberi duyan
bazı kişiler, dağlara doğru çekilmeye başlamış. Doğrusu bunu pek anlayamadım.
“Geliyor gelmekte olan” şarkısı eşliğinde dağlara kaçmak da neyin nesi…
Geleceği net olanı, gelinenden, hangi gidiş koruyabilir ki…
Sayın seyirciler, bir günün daha sonuna geldiniz. Biz en iyisi size bilinç açıklığı dileyelim;
en güzel günler en güzel geceler yerine... Hem öyle olunca, geceler, gündüzler
zaten güzel olacaktır.
Günün sonunda, bir sonraki günün hayrı için, lütfen biraz düşünelim: Bugün neden ve nasıl uyandım? Bugün ne yaptım; hangi amaç uğruna koştum tüm gün? Telaşım nedendi? İşe geç kalsam ne olurdu mesela? Yanlış dosyayı imzalatsam müşteriye? Çocuğum zayıf alsa? Eşim kapris yapsa?
Hayata geç
kalmaktan korkuyor insan, telaş ediyor yaşarken. Korkma, yaşamak senin kontrolünde değil. Sen, doğru yaşamanın sebeplerini dert edin kendine. Yaşamayı
dert etme. Ölümü de çok dert etme. O gelir sana merak etme. Kaçarken attığın
her adım, kaçtığına götürür seni.
İyi seyirler, demeye dilim varmıyor. Ekrana
bakmaktan gözlerin bozuldu. Sadece seyrediyorsun. Evde, işte, arabada, yolda…
Sadece seyrediyorsun. Sonra seyrettiklerini yorumluyorsun ve bunu yaşamak
zannediyorsun. Hayranı olduğun binlerce oyuncu var. Dünya sahnesinin binlerce
oyuncusuna bakıyorsun dikkatle. Ve bunların çoğunun, senin senaryonla hiç
ilgisi yok. Kendi oyununa küsmüşsün çocuk gibi; bana ne, oynamayacağım,
diyorsun. Ama senin sahnende ışıklar çoktan açıldı. Oyuncular sahnede, bu son
perde ve çok az vakit kaldı. Sen ise hala başrol oyuncusu olduğundan habersiz,
başka sahnelerin yönetmeni olmayı hayal ediyorsun .
Perde ne zaman kapanacak, diyorsun. Pek yakında!
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Kendimizin, özümüzün farkına varmak..
Hakketten insanoğlu niye var?Düşündük mü 🤔
Gerçek, gerçekleşecek..
Ba-yıl-dım 👏
Hergün düşünüp tazelemek, insana geleceğine çok iyi gelir👍🏻
N. Fazıl Kısakürek'in şiirinde dediği gibi "Hiç Güzel Olmasaydı Ölür müydü Peygamber?" insan güzel yaşarsa, iyi insan olursa, güzel ölür.
"Perde ne zaman kapanacak?" Diyorsun...
Pek yakında...
İnşaALLAH geç olmadan seyirci olduğumuz sahnelerin oyuncusu olacak bedelleri ödeyebilenlerden oluruz...
Kaleminize kuvvet olsun inşaAllah 🫧
Kaleminize yüreğinize sağlık
Acı ama gerçek muazzam güzel bir yazı olmuş. Maşallah ellerinize sağlık
çok net, çok gerçekçi… Algılayabilenlerden oluruz inşALLAH
Biz onlardan farklı mıyız?
Biz ne yaptık ,hep başkalarının sahnelerinde rol aldık. halbuki kendi sahnemizin başrol oyuncusuyuz... Seyircisi olduğumuz bu hayatın başrol oyuncusu olduğumuzu anlamak dileği ve duasıyla.