Annemden Mektup Var - 6 / Haksızlık

 

                                                                                                                                             

Merhaba yavrum,

Öyle bir mektup yazmışsın ki şu çığlığı duyar gibi oldum; “Ama bu haksızlııık!” Canının yanmasını, kalbinin acımasını çok iyi anlıyorum. Çok haklısın; insan haksızlığa uğradığını düşündüğünde, yaşama adapte olması kolay olmuyor.

İnsanoğlunun en büyük problemlerinden birini senin de yaşıyor olman, şaşırtıcı değil elbette. İnsanoğlu var olduğundan beri, hak arayışı hiç bitmedi. Tabii en önemlisi şu ki insan hep kendini haklı gördü. Nasıl oluyor da her konuda, her canı yandığında kişi kendisi haklı olabiliyor(?) Bunda bir tuhaflık yok mu? İşe şuradan başlamak daha iyi olmaz mı; acaba benim de haksız olduğum bir yer olabilir mi? Ki var! İki kişinin olduğu bir yerde… Bir kişi ile ilgili hiçten bahsedebilir miyiz? Kişi hiç, olmadığına göre… Orada, var olduğuna göre… Onun hiç etkisinin olmamasından söz edebilir miyiz?

İlişkilerde yaşanan bir problem varsa, bu problemde tarafların hepsine düşen bir pay vardır. Ve işin sırrı şu: herkes, kendi payına düşen ile ilgilenmelidir. Diyelim ki senin payına da çok ama çok minik bir yanlış düştü. Hah, işte yavrum, senin derdin bu olmalı… Kocaman haklılığın peşine herkes düşer zaten. Bu bir başarı değil ki! Herkes zaten kendinden yana…

İnsan, yaşadığı haksızlıklara, ceza almış gibi tepki verir. Bu anlaşılması zor bir şey değil. Canı çok yandığı için, e normal şartlarda bile her olumsuzlukta suçlu avına çıkan insanoğlu, elbette ateşini söndürmek isteyecek... Zaten içi yanıyor; odunu kendi ateşine mi atar yoksa karşıya mı?

Anne kalbi, “anne çok canım yanıyor” demene dayanamaz. Ama müjde o ki hayat, kimsenin canını yakmak istemiyor. İşte bu yüzden bana da “ha gayret yavrum” demek düşer.

Anlattığın olayda sen, hayatın senden istediği gerçekliğe göre yaşamak isterken, zıttı bir suçlama ile karşılaşmışsın. Elbette ilk önce şundan emin olmalıyız; gerçekten insanın haksızlık, dediği şey haksızlık mı? Dedim ya herkes kendinden yana; kime sorsan, ben haklıyım, diyor. İşte kim haklı, kim haksız sorusuna evvela net bir yanıt bulmak gerekiyor.

Bunu bilmenin tek bir yolu var; yeryüzüne, var oluşa kazınmış bir kural olması gerekir. Hiçbir kişinin müdahale edemediği ve dünya var olduğundan beri tıkır tıkır işleyen kurallar… Deneyimsel Öğreti’nin bahsettiği soyut yasalar bu yüzden çok önemli işte! Bize hakemlik edecek olanın, bizden, bizim bildiklerimizden çok daha fazla bir şey olması gerekir.

Senin gerçeğe uyumlu yaşama isteğin, elbette çok haklı bir istek. Ancak,  sana hakkını verecek olanın karşındaki olduğunu düşünmekle, yanılıyor olabilir misin? Hak ettiğinden, haklı olduğundan emin olan insanın düştüğü bir diğer tuzak; hakkı kendisine karşıdakinin vereceğini zannetmesidir…


Birincisi, kimse kimseye bir şey vermek zorunda değil yavrum. Verirse çok güzel; alabilmenin yolu bu… Ama verilmediği düşünülen hak için savaşmanın en etkili yolu, o haktan nasıl pay alabilirim, diye bakmaktır. Öyle bakıp, onun için gereken iyi davranışları sergilemek…

“Ben hak ettiğimden eminim” diyeceksin. İyi ya;  haksız olduğun bir yerde savaşıyor olman daha acı olmaz mıydı?

Müjdeler olsun! Hayat sana kucak açmış… Seni, bulunduğun seviyeden, daha iyi bir seviyeye layık görmüş. Ve birilerini de sana haksızlık etmesi için seçmiş. O birileri ise bu rolü tercih etmekle çok büyük hata etmiş… Kendine yazık etmiş… Bunların bir önemi yok yavrum. Sen gayret et… Dimdik, yolunda devam et. Hiçbir emek boşa gitmeyecek; emin ol! Kalbinin her zerresinde yaşanan acının ise bir hesabı olacak. Rahat ol! Hak, hakimdir! Sen istesen de istemesen de o gerçekleşir.

Hak nedir? Hakkın, pay almaktan farkı nedir?

Nasıl hak eden olunur?

Haklı mıyım, haksız mıyım ya da ne kadar haklıyım; nasıl anlayabilirim?

Haksızlık edene karşı nasıl davranmak gerekir?

Hakkımı nasıl aramalıyım?

Hak hakimdir, ne demek?

Bunları sen gelince yüz yüze konuşuruz… Haksız olup acı çekmektense, haklı olup acı çekmenin tadını çıkar. Çünkü herşey geçici…

Görüşmek üzere yavrum!

 

                                                                                                  ===

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

“Kim Kimdir”“İlişkide Ustalık”“Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Keşke her anne evladına bu kadar güzel bir bakış açısı sunabilse.. O zaman hayat ne güzel bir yere dönüştürdü..
İlim bilmek bu yüzden çok kıymetli. Herkesin hayatını değiştiremeyiz ama kendi hayatımızı değiştirdiğimizde olaylara doğru tepkiyi nasıl verir öğrenir ve kaybetmiş gibi gözüksekte kazanan biz oluruz..
Adsız dedi ki…
İnsanın canı çok yanıyor gerçekten haksızlığa uğradığında. Ama nihayetinde gerçeğin bir gün ortaya çıkacağını bilmek umut verici
Ayşe Temelci dedi ki…
Hocam derdi ki Haklı olmaya çalışmayın, Hak etmek derdiniz olsun.

Öyle samimi içten ki, yazıyı yazan kişi annem oldu kulağıma fısıldadı ve bende güçlendim gibi oldu.Ne neden olduğunu ve olmadığını tekrar hatırlattı.

Haksızlığa uğradığım anlara tekrar şükür ettim. Rabbimin ikramına.

Kaleminiz bereketlensin inşaAllah🕊
Adsız dedi ki…
Çok güzel bir anlatım
Pınar Yenilmez dedi ki…

"Ve işin sırrı şu: herkes, kendi payına düşen ile ilgilenmelidir. Diyelim ki senin payına da çok ama çok minik bir yanlış düştü. Hah, işte yavrum, senin derdin bu olmalı…"

Nasıl güzel bir farkındalık cümlesi, her annenin üzerinde düşüneceği...

Ah bu anneliğino duygu patlaması😥var ya, hele bir de canı
yanan evladını öyle görüp, duyup, hissedince bilincinin kapandığı an... RABBİM herkese özellikle annelere bilinç açıklığı versin. Çünkü o evlâdı veren, onu anneden daha çok düşünendir...

Yüreğinize, kaleminize sağlık👏👏👏💚
Adsız dedi ki…
İnsanın payına düşene razı olması çok kıymetli… Sen haklı olunca haksızlığa uğrasan da iyisin, huzurlusun. O zaman da payına güzel şeyler hazırlanıyor çünkü… Emeklerinize sağlık…
Adsız dedi ki…
Bağımlı değil de bağlı olduğumuz her yakınımıza keşke bu annenin çocuğuna anlattığı gibi davranabilsek… bizden karşılıksız hak vermemiz beklenmese desek olmuyor beklentiye gireriz; en azından biz karşımızdakine bize karşılıksız yüzde yüz hak vermesini istemeSek ne de güzel olur…
Sümeyrak dedi ki…
Haksızlığa uğramak kadar güzel bişey var mı? İnsan her haksızlığa uğradığında çok şükür diyebiliyorsa hakkından bir şey kaybetmiş midir gerçekten? Kazanan olmasına engel ne?
Adsız dedi ki…
Annem den gelen bir mektubu okumuş gibi okudum içime dokundu ne kadar manidar yüreğinize sağlık 💌
Tugba Asula dedi ki…
Emeğinize sağlık, insanın yüreğine dokunuyor
Cml dedi ki…
Haklı iken haksızlık karşısında dimdik durarak orda HAK’kın senin haklılığını bilmesi kadar huzur verici birşey yoktur sanırım Elhamdulillah
Emeğinize yüreğinize sağlık 🌿
Adsız dedi ki…
İnsanoğlu ilim aldıkça haksızlığa sevinir hale geliyor🌸
Adsız dedi ki…
Çoğu zaman olaylara tek taraflı bakar,hep kaybettiklerimize odaklanırız…deneyimsel tasarım öğretisi bize kaybettiklerimiz bir bardakla ölçülse;kazancımızın okyanus olduğunu gösteriyor✋ Teşekkürler D. T. Ö
Adsız dedi ki…
Çok güzel
Tuba dedi ki…
Bulunduğumuz şartlar gereği çokça yaşadığımız fakat anlam veremediğimiz hak- haksızlık meselesine çok güzel bir bakış açısı, en çok yanıldığımız yer, hak etmek-etmemek. Nedense hep hakkı karşı tarafın vereceğini sanmışız, yanılmışız. Bu berrak anlatım için çok teşekkür ederiz..
Adsız dedi ki…
“Çünkü her şey geçici”. Emeğinize sağlık.
Adsız dedi ki…
Emeğinize sağlık 💐
Sibel Dönmez dedi ki…
Çok şükür ki hak edene hak ettiğini veren bir mercii var.
Sonnur dedi ki…
Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine adaletle hareket Edip tek başına kal daha iyi
Öznur dedi ki…
Haksız olup acı çekmektense haklı olup acı çekmek, hak eden olabilmeyi tercih etmek, seçim bizim!
Adsız dedi ki…
❤️
Adsız dedi ki…
Elinize sağlık ne iyi bir anlatım olmuş 🌸
Adsız dedi ki…
Çok kıymetli içeriğe sahip yazınız..Umarım çok geç olmadan uyanıp gerçekleri görebiliriz...Yüreginize sağlık.....A.B
Adsız dedi ki…
Haksız olup acı çekmektense, haklı olup acı çekmenin tadını çıkar… sonraki serisini keyifle beklediğim bir yazı dizisi💜
Ayşe dedi ki…
Ne güzel anlatmışsınız, teşekkürler...
Zeynep dedi ki…
“Hak ettiğinden, haklı olduğundan emin olan insanın düştüğü bir diğer tuzak; hakkı kendisine karşıdakinin vereceğini zannetmesidir…” Kaleminize sağlık 🌱