Banyo kapısını tıklatan ki bu pek
kibar oldu aslında yumruklayan bir abi, sabah haberlerinden gözünü ayırmayan
üstü gömlek, gravat, alt tarafı eşofmanlı bir baba, banyo lavabosunu var gücüyle ovalayan anne,
tüm bunların yanında bambaşka bir hayat yaşıyorcasına güne uyanan evin Leyla’sı…
Gözleri aşka gülen taze söğüt
dalı gibi dolanıyordu evin içinde. Tabiri caiz ise aval aval bakıyordu herkese.
Sevdiği çocuk hariç tabii; onu görünce kilitleniyordu gözleri ona. Annesinin
tabiri ile “konuştuğu çocuk”, arkadaşlarının tabiri ile âşık olduğu çocuk.
O ise bir kelime, cümle ile tarif
edemiyordu onu ve ona olan hislerini. Bir onu konuşuyor, onu düşünüyor tüm
hayatı oymuş gibi yaşıyordu. Aynı kitaplarda okuduğu büyük aşklar gibi tutkulu
bir şeydi yaşadıkları. Kolay mı; kavuşmaları yıllar sürmüştü. Ne emekler
sonrasında, nihayetinde kavuşabilmişlerdi. Ondan öncesi ve sonrası diye
hayatını ikiye ayırıyordu. Çok güveniyor, seviyordu. Ciddi düşünüyorlardı
üstelik…
Bir yerlerde okumuştu; “İnsan
âşık olunca bilinci kapanır, yanlış kararlar verebilir.” Sonra bir arkadaşı
söylemişti iyi düşünmek, düşünebilmek gerekir, diye…
Birini bu kadar sevmek güvenmek
doğru mu?
Biraz daha beklesek mi ciddi
kararlar vermek için?
Her şeyin bu kadar iyi gitmesi
normal değil acaba göremediğim bir şeyler olabilir mi?
Bu kadar duygum yoğunken doğru
kararlar verebilir miyim acaba?
O bu kadar düzgün biri mi yoksa
ben mi onu öyle görüyorum?
Ailelerimiz uygun mu ilerde sorun
yaşar mıyız?
Gibi sorularla havada uçarcasına
yol alan ayaklarını yere değdirmeye çalışıyordu. İşe de yarıyordu esasında.
Bugüne kadar neyi nasıl yapamam diye çalışan zihni artık her şey mümkün bu
hayatta ne istersek başarabiliriz motivasyonu ile yaşıyordu.
Yıllarca alıştığı kendini
tanıyamıyordu ve bu da çok ürkütücü geliyordu. O nedenle yaşadığı mutluluk, her
şey mümkün hissi ona yabancı geldiğinden, onu eski günlerdeki kendisine, o aklı
başında kişiye dönüştürecek müdahalelere ihtiyacı vardı. Olayın dışına çıkıp
yaşadıklarını, kendini, karşısındakini sorgulamak ona çok iyi geliyordu. Sevdiğine
güvendiği kadar kendine, düşüncelerine güvenemiyordu. Çünkü ne kendine ne de
düşüncelerine yön veremiyordu.
Eskiden ne yaptığından emin, aklı başında insan gitmiş, ne zaman ne yöne
gideceği belli olmayan bir kuş, eyeri
boşa çıkmış koşu atı gibiydi. Tam da bu sebeplerden kendini “güvenilir” olarak
tanımlamaması çok normaldi. Bu nedenle de başkalarının ne dediğini daha bir
önemser olmuştu.
“Kendini bırak, tadını çıkar, geçiyor bu
günler” diyenler olduğu gibi “Aman ha dikkat et; aşk başa düşünce akıl elden
gider, geçiyor bu günler” diyenler de oluyordu. Zaten öyle diyenler, böyle
diyenler hiç bitmiyordu. İşin aslını söyleyecek, ona yol gösterecek birilerine,
bir şeye ihtiyacı vardı.
Daha yolun başında daha ilk adımları idi…
Eş, iş, çocuk daha nice kararlarım olacak, bu kararları kime
göre neye göre vermeliydi?
İlk seven, ilk iş kuran, ilk çocuk sahibi olan ben
olmayacağım gibi son da ben olmayacağımdır, diye düşündü.
Birileri bunları yaşadı, olumlu olumsuz deneyimleri oldu…
Kamp sandalyesinin bile, çarşaf kadar kullanım kılavuzu var
da bizim yok muydu acaba?
Öylesine göre mi böylesine göre mi şöylesine göre mi
yaşamalıyız?
Sorularının cevaplarını çok merak ediyordu…
Tek merak eden kendisinin olmayacağını düşündü. Birileri
düşündü ise cevabını da bulmuş olabilirler miydi?
İşte böyle tanıştı, Deneyimsel
Tasarım Öğretisi gerçeği ile…
Geriye dönük baktığında da yüzünü, özünü güldüren, ne kadar
sağlam ne kadar doğru ama küçük adımlarla büyük ilerlemeler kaydetmişti.
Gözleri aşka gülen taze söğüt dalı olmanın yanında, köklerini de toprağa salıvermişti. Meyvesi,
dalı, yaprağı kökleri ile var olduğunu hissediyordu.
Hala ailesi ile yaşarken ki telaşlı sabahları eksik olmasa
da tatlı bir huzur, içini ısıtan bir güvenle güne başlayan bir Leyla idi artık…
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar