Kalk kardeşim…
Kalktığında
göreceksin yalnız olmadığını
Tek bildiği
iş pamuk şekeri yapmak olduğunu söyleyen amcayı…
Önünde
sıra sıra dizilen çocuklara pamuk şeker dağıttığını göreceksin.
Ve para
almadığı halde cebinin dolduğunu…
Kan bağı
olmadığı halde, tüm çocukların amcası olduğunu göreceksin.
Elinde
şekerleri, gözlerinde sevgisi, gönülde muhabbeti…
Peki
kimdi o amca?
Bir yüzü
güldürmek için yapılan fedakarlıkların, asıl zenginlik olduğunu bilendi.
Yüzü
gülenler kimdi?
Yere
düştüğünde ayağa kalkıp mücadele eden...
Küçükken
ilk adımını attığındaki yere düşen sen...
Hiç
ağlamadın ve yeniden kalkmak için çabaladın.
Hatırla
o kalkışını, emekleyişini…
Ellerinle
yerden destek aldığında sana uzanan elleri…
O eli
tutuşunu, yeniden kalkmak için verdiğin mücadeleyi….
Ayağa
kalkar kalkmaz oynamaya başladığını hatırla.
Dizin
acımıştı ama oynarken unutmuştun.
Sanki
hiçbir şey olmamış gibi, köşede oynayan çocuklara bak.
Bir
çocuğun bir yetişkine öğrettiği şeyleri şaşkınlıkla izleyeceksin...
“Hayır bu
bizde var, bunu başkasına verirsiniz” diyen çocuğu duyduğunda...
Herkesin
kendi derdine düştüğü yerde başkasını düşündüğünde…
Yokluğa rağmen
küçücük şeylere gülümsediğinde…
Kalkarken
ayağına takılan şeyleri önemsemediğinde…
Aynı o
küçük çocuklar gibi özgürleşeceksin.
Kalk
kardeşim…
Kalktığında
göreceksin yalnız olmadığını...
Ocağım
yıkıldı ama hamuru yapan eller hala bende diyen teyzeyi…
İnsanlara
hamur açıp pişirirken göreceksin.
Yıkıntıların
arasında ne de güzel mayalanmış hamuru…
Kokusu
ötelere varan, sanki dünyanın en leziz gözlemesi, en güzel ekmeği.
Peki
kimdi o teyze?
Ekmek
yapmak için mutfağa ihtiyaç duymayandı.
O
gittiği yeri mutfak haline getiren…
Açı
doyuran, doyurdukça doyandı.
Kalkıp
yola koyulandı.
Kalkanlar
çoktan yol almıştı...
Kalk
kardeşim…
Yollarda
göreceksin koşanları…
Evim
yıkıldı ama ben yıkılmadım diyen adamı…
Sanki
yıllardır çadırda yaşamış gibi kurduğu çadırları…
Çadırın
içini düzenleyen çadırın önünü süpüren kadını…
Çadırı
yuva yapan insanları göreceksin.
Peki kimdi
o insanlar?
Evi ev
yapan insan, çadırı yuva yapan aynı insan…
O ki
düştüğünde nasıl kalkarım diye düşünen…
Kalkarken
kaldıran, düştüğün yerde o eli uzatan.
Kalk
kardeşim…
Yer
soğuk, soğukta üşüteceksin.
Neden
düştüm derken yerde sürüneceksin.
Süründükçe
dizlerin acıyacak, üzüleceksin.
Kalk ki
ayağına kuvvet gelsin, başını kaldırmadan sana uzanan eli göremezsin.
Sen sadece
kalkmayı iste, gücünü topla ki sendeleme.
O güç ki
seninle, senin içinde.
Kalk
kardeşim….
Kalktığında
göreceksin güçsüz olmadığını
Yavrumu
kaybettim ama ben hala anayım diyen kadını…
Kimsesiz
kalmış çocuklara ana olduğunu…
Bir
annenin ne kadar güçlü olduğunu göreceksin.
Bir
babanın ne kadar güçlü olduğunu göreceksin.
Dizindeki
yarayı bantlayıp çalıştığını...
Servetim
gitti ama yeniden kazanırım dediğini göreceksin.
Peki
kimdi o kazananlar?
Kazananlar,
düşmeyenler olmadı hiç…
Kazananlar,
nasıl kalkacağını bilenlerdi.
Kazananlar,
kaybetmeyenler olmadı hiç…
Kazananlar,
kaybettiğinde yeniden başlayanlardı.
Kalk
kardeşim…
Kalktığında
göreceksin yalnız olmadığını….
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Emeğinize sağlık..
Yolunuz açık olsun teşekkürler güzel yazınıza