“Sınava
daha çok zaman var, sonra çalışırım…”
Aylin’in
her işinin öncesi kurduğu klasik cümlesiydi bu. Her seferinde mutlaka yapacak
daha iyi bir işi oluyordu. Bu seferki bahanesi arkadaşlarıydı.
“Dersi
her zaman çalışırım ama arkadaşlarımı göremem.”
Arkadaşları
Aylin'in aksine üniversite sınavını kazanmıştı. Bu rahatlıkla son günlerini
arkadaşlarıyla keyifle geçirmek istiyorlardı. Oysa Aylin’in tekrar sınava
hazırlanması gerekiyordu. Aylin ise tercihini ders çalışmak yerine arkadaşlarıyla
geçirmek yönünde kullanmaya karar vermişti. Son kez gezip dolaşıp sonbaharın
tadını çıkarmanın peşindeydi.
Annesi Nermin Hanım:
- Aylin gezdin dolaştın, gününü gün ettin sonucu ortada. Şimdi de aynı hataları yapıyorsun. Geçen yıldan hiç mi ders çıkarmadın?
-
Ay anne zannedersin ki sınava yarın giriyorum. Sınava
aylar var. Çalışırım ben, sen merak etme.
Nasıl merak etmesindi Nermin Hanım. Merak etmesine ediyordu
ama elinden bir şey gelmeyince;
“Ben
kime söylüyorum ki? Şimdiki gençler neyi vaktinde yapıyor sanki?” diye söyleniyordu. Böylelikle kendince
görevini yapmış olduğunu düşünüyor ve üstündeki sorumluluğu Aylin’in kapısının önüne bırakıp diğer
işlerine dalıyordu.
Günler,
aylar geçti. Aylin her seferinde çok geçerli bir bahane ile ders çalışmayı
erteledi. “Sınava çok zaman var, ben çalışır hallederim.” cümlesi ise en önemli
destekçisi idi.
Yani
Aylin hep eski tas eski hamamdı. Kimseyi dinleyecek, duyacak halde değildi. Aslında
Aylin sadece ders çalışmayı ertelemiyordu. Hayatında birçok şeyde ertelemek
onun alışkanlığı olmuştu.
Her
sabah “Aman ne olacak sanki, akşam tekrar yatmayacak mıyım?” deyip yatağını
düzeltmiyordu.
Temizliği
erteliyordu.
Masasını
toplamayı erteliyordu.
Arkadaşlarını
aramayı erteliyordu.
Özür
dilemeyi erteliyordu.
Nihayetinde
sınav yaklaştı. Dersler birikti ve konular bir kar tanesiyken kitaptan
bir çığ haline dönüştü. Ve her seferinde sona yaklaştığında yaptığı gibi kafasını
ellerinin arasına koyarak kara kara düşünmeye başladı.
·
Ne yapmalıydı?
·
Bu girdaptan nasıl çıkabilirdi?
·
Nerede hata yapmıştı?
Annesinin
söylediği sözler Aylin’in aklına gelmeye başladı. Her şey gözünün önünden bir
film şeridi gibi geçiyordu. Zamanında çalışsaydı bu sıkıntıları yaşamayacaktı. Ertelediği
şeylerin büyüyerek önüne geldiğini fark etti.
Deneyimsel
Öğreti der ki: Ertelenen her şey büyür.
Düzeltilmemiş
her yatak, yapılmamış her temizlik, toplanmamış her masa...
Yapılmamış
her arama, dilenmemiş her özür…
Hepsi
o anda kişiyi rahatlatsa da mutlaka büyüyerek karşısına tekrar çıkar. İnsan ise
canının yandığı yere kadar bunu görmek istemez.
İnsanlar
sonuçlara bakarlar, tüm tepkilerini sonuçlara göre verirler ama asıl sır
sebeplerde gizlidir. Doğru sebepleri oluşturan kişiler doğru sonuçlara
ulaşabilirler. Problemin büyümesi bir sonuç, zamanında yapılması gerekeni
yapmamak ise sebebidir. O halde insan erkenden harekete geçtiğinde… En az maliyetle sonuca ulaşır.
Ve
hiçbir şey için geç değildir. Hadi Aylin! Hamam eski de olsa tası yenilemek
bizim elimizde.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Eski taslar, eski hamamlar bile yenileniyor. Restore ediliyor.
Yeter ki insan da istesin🌻
Emeğinize sağlık 🌺