Seçtiğime Razı mıyım?

 

Seçim Yapabilmek

Aylin soğuk kış günü camın önündeki koltukta kahvesini yudumlarken dışarıda yağan yağmurun cama vuran sesiyle dalıp gitmişti. Bu aralar zihninde dönüp duran ve hep aynı yere vardığı düşünceler vardı. Hayat da onu bu düşüncelere şahit tutacak öykülerle karşılaştırıyordu. “Ne garip!” diye geçirdi içinden.

İnsanları diğer canlılardan ayıran özellikleri vardı. Seçim yapabilmeleri. Bir kuş, karınca, balık gibi değillerdi. Seçimlerinde özgürlerdi. Özgür olmalarına rağmen neden hep seçimlerinden şikâyetçi olurlardı ki? 

Yolda kiminle karşılaşsa, hal hatır sormak için telefon görüşmesi yapsa ya da ziyarete gitse insanların genelinde seçimlerinden dert yanar hale gediklerini duyuyordu.


Her seçim bir vazgeçiş değil miydi? İnsan bir şeyi seçtiğinde zıddında da başka bir şeyden uzaklaşmıyor muydu? İnsan bu gerçeği bilmiyor muydu? Evet, insan bu gerçeği biliyordu bilmesine de egosuna ters gelen yerde hemen reddedebiliyordu. Sonrasında da “aaammmaaannn” diye başlayan ve sonu “bizde şans mı var canımla” biten cümleler kurabiliyordu…

Arkadaşı Nilda’yla yaptığı telefon görüşmesi geldi aklına.

-Nasılsın?

-Amannn nasıl olayım çalışıyorum iş, güç yoğun koşturmaca. İşler yolunda ama hiç tadım yok.

-Annenin hastalığı nasıl oldu?

-Nasıl olsun ameliyat oldu. Bir izin bile alamıyorum ki çok yoğun çalışıyoruz. Doktora götürecek vaktim olmuyor.

Emekli olmasına rağmen çalışmaya devam etmeyi kendi seçmişti. Kızını yurtdışında okutmayı istemesi, erkek kardeşinin defalarca iş batırıp, her defasında yeni iş kurmayı istemesi, daha rahat bir yaşam sürmeyi istemesi, gibi sıralanabilirdi.

Sonra çocukluk arkadaşı Rana ile yaptığı telefon görüşmesi geldi aklına.

-Nasılsın?

-Çalışıyorum sen nasılsın?

-Biraz işlerim vardı onları halletmek için dışarıdayım. Sana bir şey sormak için aramıştım çok vaktini almayayım o zaman demesiyle.

-Ooo ne güzel ya biz çalışalım sen gez.

Çalışmayı da Rana seçmişti oysaki. Tüketimlerini biraz kısarak çok rahat hayatını idame ettirebilirdi.

Her dezavantajın da bir avantajı vardı

İnsanın hayatta seçimleri avantajı ve dezavantajıyla beraber veriliyordu. Her avantajın getirdiği bir dezavantaj, her dezavantajın da bir avantajı vardı.

Çalışan kişi para harcama imkanına sahipken zıddında çalışmayan insan harcamalarında biraz daha dikkat etmesi gerekebilirdi. Birinin iş saatleri içinde rahatça dışarı çıkamaması, diğerinin bu konu da daha rahat hareket etmesi. Evet, her ikisinin de avantajlı ve dezavantajlı olduğu durumlar vardı. Ama her ikisi de kendi seçimlerini yaşıyorlardı.

Tüm yaşadıkları film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden.

Yıllardır çalıştığı iş yerini kapatma kararı alan arkadaşı Ahmet’te geldi aklına.

Onun da yaşadıkları aşağı yukarı benzer şeylerdi. İş yerini kapatma kararı aldığında kimseyi dinlememiş, söylenenlere kulak tıkamıştı. Şimdilerde ise çok pişman olduğunu dile getiriyordu.

İnsanların seçim yaparken egolarını, duygularını pasifleştirip, bilinçlerini aktifleştirerek karar vermeleri gerekiyordu. Çünkü insan anda verdiği kararda toplamda zarar görebiliyordu. Sorup, danışıp, yaparsam ne olur, yapmazsam ne olur? Bunları düşündükten sonra daha sağlıklı kararlar verebilirdi.

Ya yıllarca evlenme hayali kuran Ece.

Evlendiğinde prensesler gibi yaşayacak, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacaktı. Tek çocuk olması, insanlarla kolayca arkadaşlık yapamaması sebebiyle eşiyle beraber gezip, eğlenecekti.

En nihayetinde prensini bulmuş prenses olma yolunda ilk adımını atmıştı. Atmıştı adımı atmasına ama hiç de hayalindeki gibi prenses olamamıştı. Çünkü evlendikten sonra evliliğin getirdiği sorumluluklar biraz ağır gelmişti. Yemeğini annesi yapacak, temizlik için yardımcı gelecek, hafta sonları eşiyle sürekli doğada gezip, arkadaşlarıyla sinemaya gidip, farklı eğlenceler yapabileceklerini hayal ediyordu. Kısacası bu evlilik hiç de istediği gibi olmamıştı. Eve gelince yemek yapmak, hafta sonları temizlik yapıp bir de üzerine kayınvalideyi ziyaret etmek. Ziyaret etmek yetmezmiş gibi bir de ev işlerine yardım etmek de üzerine tuz biber oluyordu.

Tabi ki evliliği hep mutsuzlukla geçmiyordu. Sadece hayalindeki prenses olamamıştı. Mutlu olduğu, keyif aldığı zamanlar yok muydu? Çoğu zaman mutluydu. Ama Ece hep gezelim, eğlenelim istiyordu.

İnsan evlendikten sonra aynı bekâr gibi hayat yaşayabilir miydi ki? Evliliğin getirdiği sorumluluklar, farklı bir kişiyle hayatı paylaşıyor olmak.


Bir seçim yaparken her yönüyle düşünmesi gerekmez miydi?

Belki de dedi insanların genel ahvali bu olsa gerek, düşünmüyorlar. Evet, evet insanlar bir seçim yaparken aynı zamanda başka bir şeyden de vazgeçmesi gerektiğini düşünmüyor!.. Her şeye aynı anda sahip olmak istiyor.

Bazen de seçtiği şeyin bedelini ödemek istemiyor, bedelinden kaçıyor.

Bedelinden kaçarak anlık yaptığı seçimler tüm hayatını etkiliyordu oysa.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu




Yorumlar

Adsız dedi ki…
🖊️ kaleminize ve bedellerinizi rabbim ecrini versin
Adsız dedi ki…
Emeğinize sağlık bu soğuk havada sıcacık bir yazı 😊
Rahşan dedi ki…
"Her yaratılan amacı doğrultusunda hareket eder. Peki ya sen?" çok etkileyici bir cümle.. insanın üzerine uzuuun uzun düşünmesi gereken bir cümle..
Adsız dedi ki…
Evet, her seçim aslında bir vaz geçiş… Nasıl da unutuyor insanoğlu… Emeğinize sağlık :)
Adsız dedi ki…
Çok güzel anlatılmış kaleminize sağlık. Şikayet ediyorum ama şikayet ettiğim şeyleri ben seçtim. İnsanın susması için bile yeterli
Naciye dedi ki…
İnsan...
Hem karnım doysun ister
Hem pastam dursun ister
Birşey istemek birçok şeyi de istememek aynı zamanda, bir şey olmak bir çok şey de olmamak..
İnsanın heryerde düşünmeye ihtiyacı var kaleminize sağlık

İnsan sectiginden daha ziyade vazgeçtiklerini netlestirebilse ve seçimlerini yaparken netlesebilse hayat çok daha yaşanılır bir hale bürünür.
Zerrin dedi ki…
"İnsanın hayatta seçimleri avantajı ve dezavantajıyla beraber veriliyordu." Secimlerimizin avantajlarına göre ilerlemek isteriz ama dezavantajları da çıkar karşımıza. O zamanda rağmen ileriye gidebilecek irademiz olmalı. Teşekkürler yazınız için
HK dedi ki…

“…Evet, insanlar bir seçim yaparken aynı zamanda başka bir şeyden de vazgeçmesi gerektiğini düşünmüyor!.. Her şeye aynı anda sahip olmak istiyor… Bazen de seçtiği şeyin bedelini ödemek istemiyor, bedelinden kaçıyor…”
Güzel bir özet… Emeklerinize sağlık. Teşekkürler 🌷 
Zeynep dedi ki…
Evet, evet insanlar bir seçim yaparken aynı zamanda başka bir şeyden de vazgeçmesi gerektiğini düşünmüyor!..
Adsız dedi ki…
Insan bir seçim yaparken önce seçtiği şeyin bedelini ödemeye razı gelmesi gerekiyor... Çok güzel anlatılmış, teşekkürler:)
Figen Ekame dedi ki…
Kimi kime şikayet ediyoruz ki? Kendi yaptığım seçimlerin sonucuna yine kendimin isyan etmesi nasıl bir illüzyon, gerçekten hayret verici…
Firuze dedi ki…
İnsanlar birseyi seçerken diğerinden vazgeçecek olmayı düşünmüyor hepsi aynı anda olsun istiyor...
Ne kadar az düşünüyoruz, düşünmeye sevk eden bir yazı, teşekkürler...
E.U dedi ki…
Bir şeylerden faz geçmeden, emek vermeden bir şeyler istiyoruz veya bir yerlere varmak istiyoruz.. böyle olabileceğini düşünmek büyük bir illüzyon.. hakikaten insanoğlu ne kadarda az düşünüyor.
Kaleminize sağlık 🌸
Ayşe dedi ki…
İnsanın düşünmeden karar vermesi, istediği bir hayat yaşamasına neden olur. Seçtiğimiz her neyse, ihtiyaç mı istek mı? Bazen isteğimizin kurbanı olabiliyoruz.
Havva Ağırdil dedi ki…
İnsan acayip bir canlı hem isteyip hem de razı olmuyor seçimine . Bu da insanın karar verirken tek tarafa baktığını gösteriyor her şey avantaj dezavantajıyla beraberdir.
Dilek dedi ki…
Her seçim bir vazgeçiş, neden vazgeçtiğimize dönüp bakmak bilinç vererek seçim yapmak. Kaleminize sağlık