Çeviri

Sayfalar

AYSEL



Aysel

Hava çoktan kararmıştı ama perdeler açık olduğundan hala odada loş bir ışık vardı. Açık mavi koltuklar ve üzerine serilmiş örtülerin üzerinde, kim bilir kaç saattir oturuyordu. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleri, halının üzerindeki bir noktaya takılıp kalmıştı.

Vücudundaki sızı ile kalbindeki yarışıyordu. Her ikisi de gün geçtikçe artıyordu. Yine komşular gürültüye koşup gelmişlerdi. Adamın elinden zor almışlardı Aysel’i. Onun bu haline üzülüyorlardı. Kadınlardan biri kolonya dökerken, öbürü bir bardak su getirmişti.

Erkekler sakinleştirmeye, nasihat vermeye çalışırken, kocası yine yalan söylüyordu. “Akşam arkadaşlarımla gezmeye gideceğim diye tutturdu” diyordu. Kiminin kafası karışıyordu, kimisi böyle olmadığını biliyordu. “Ben gideyim, yoksa elimden bir kaza çıkacak” deyip evden gitti kocası. Yine saatler sonra hiçbir şey olmamış gibi dönecekti.

Mahalleli alışıktı onların bu hallerine. Kimisi: “Ne çektin bu adamın elinden. Ağzımızın tadı bozulmasın diye hem iştesin hem evde. Canla başla çalışıyorsun. Marketi, pazarı, senin elinde. Kocandan bir şey istediğin yok. Bir dediğini iki etmezsin, vallahi rahat batıyor bu adama” derken, kimi Aysel’e kızıyordu “Kendini çok ezdiriyorsun da ondan, ezdirme bu kadar” diyordu.

Aysel evliliklerinden birkaç yıl sonra, eşine destek için çalışmaya başlamıştı. Nasıl olsa yolumun üzerinde diye, market pazar işlerini devraldı. Titiz bir kadındı, eve gelince yemeğini yapar, çamaşırını yıkardı. “İki elden çalışalım adam olalım, evde dursam ne yapacağım” diyordu. Bazı zamanlar hafta sonları da çalışmaya başladı. Böyle günlerde, evini gece temizlerdi. Eşi tamir işlerini sevmiyordu. Evde bir şey bozulsa kendi tamir etmeye çalışırdı. Ampul patlasa kendisi takardı. Eşi bir süre sonra anlaşmazlık yaşayıp işten ayrıldı. Sonra girdiği birkaç işten de ayrıldı. Ya ona göre değildi, ya parası azdı. Aysel artık eşine de para verir oldu. Başlarda almam dese de, zamanla alıştı. Zamanla değişen yalnızca bu değildi. Evdeki huzur da kaçmaya başlamıştı. Bazen yemekteki tuza takılıyordu, bazen kapı açık diye kızıyordu. Bir gün eve geldiğinde “Balkondaki musluğa takılı hortum neden toplanmadı? Güneşten gevrer” diye kızdı. Aysel hemen topladı. Ertesi gün “Neden böyle topladın, kıvırdığın yerden kırılır” diye kızdı.  Bir süre sonra yemeği beğenmeyince tepsiyi ters çevirmeye başladı. Çayı beğenmeyince de bardağını fırlatıyordu. Aysel her defasında, onun kızmayacağı şekilde davranmaya çalışsa da olmuyordu. İş şiddete varmıştı artık. Konuşsa eşi iyice sinirleniyor, sussa konuşmuyor diye kavga büyüyordu.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Bedel ödeyen bedel ödediğine düşkünleşir, bedel alan nankörleşir.

Mutlu bir evlilik için eşlerin birbirine bedel ödemesi gerekir. Her iki tarafın da ödeyeceği bedeller birbirinden farklıdır. Her ikisi de, yaratılışından getirdiği avantajlı yanları ile sebeplerini oluşturur. Biri forvetse diğeri defanstır. Aynı değildirler ama birbirlerini tamamlarlar. Birisi olmadan diğeri olmaz.

Bazen beğenilme isteğiyle, bazen huzursuzluk çıkmasın diye veya bazen de ben kendime yeterim düşüncesiyle, eşimizin sahasına gireriz. Onun yerine her oynayışımızda o oyuncu pasifleşir. Zamanla yeteneklerini kaybeder. Benimle ilişkisi bozulmaya başlar. Yaptığım jestler artık görevim haline gelmiştir.

İnsan bir şeye ne kadar çok bedel ödedi ise ona verdiği değer de o kadar çoktur. Bedeli azalan insanın verdiği değer de azalır. O oranda üzüp kıyabilir olur. İlişkilerde doğru bedeli ödemek her iki tarafa da iyi gelir.  


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu



You May Also Like

6 comments

  1. Adsız27/2/24

    Ne güzel bir bilgi, bedeli öderken dikkat etmek gerekiyor demek

    YanıtlaSil
  2. zerrin27/2/24

    Evlilikte hayat müşterek deriz ama bazen terazinin dengesini kaçırıp, bir taraf daha fazla bedel öder. O zamanda evlilikte problemler yaşamaya başlarız. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. İnsan yanlış bedel ödedikçe daha çok üzülüyor oysaki “İlişkilerde doğru bedeli ödemek her iki tarafa da iyi gelir.”

    YanıtlaSil
  4. Adsız28/2/24

    Herkes kendi bedelini ödese evlilik ilişkiler işyeri harika olur. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Adsız28/2/24

    Çok şahit olduğumuz bir öykü ama çözümünü bilmeyince insanların ne kadar çok canı acıyor. Mesele bedel dengesini korumak...

    YanıtlaSil
  6. Sibel Basılgan2/3/24

    Başkasının sahasına girince amaç iyi niyet olsa bile denge bozuluyor. Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil