Kaygılanmak kötü bir şey midir?
İnsanoğlu tüm hayat serüvenini
kaygıyla geçiren bir canlıdır.
Bir bebek anne karnındayken nereye
ve nasıl doğacağının kaygısını taşır.
Doğduktan sonra rızkının kaygısına düşer.
Sevmek sevilmek ile ilgili kaygıları olur.
Büyür, sosyalleşir, bir yere ait olmayla ilgili kaygılar yaşar.
Meslek sahibi olabilmek için birçok okula gider, sınavlara girer.
Tüm süreçte hep kaygıları yanı başındadır.
Kaygılanmak kötü bir şey midir? Değildir.
Çünkü, kaygı olmasa hareket olmaz.
İnsan kaygısını yaşamadığı bir şeyin peşine de düşmez.
Kaygılandıklarımız için üzülürüz, seviniriz.
Peki kaygı bozukluğu diye, bozukluk
olarak anılan nedir?
İnsanın kaygılanmasında sorun yok.
Sorun, o kaygıyı yönetemiyor olmasında.
Kaygımızı nereye yöneltiyoruz
oralara bir bakalım.
Bir insan kendine uygun bir eş
bulabilmek için kaygılanır.
Bir tüccar para kazanmak için
kaygılanır. Seyahat etmekten ailesine ayıracak zaman bulamaz.
Bulsa bile aklı
hep almakta ve satmakta olur.
Bir öğrenci, kazanmak istediği
sınav için kaygılanır. “Şu sınavı bir atlatsam rahata erişeceğim” diye düşünür.
Peki ya hayatın kendisi bir soruysa?
Ve asıl kaygılanmamız gereken
konuları teğet geçiyorsak?
Aslında insan kaygılanmaması gereken
konularda kaygılanıyor olabilir mi?
Bu sebeple oyalanıp duruyor
olabilir mi insan?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar