Perdeyi Kapatır mısın?

 


Kaçıncı kattayız ya ne perdesi?


Merve “Perdeyi kapatır mısın!” diye bağırdı. Sena, “Kaçıncı kattayız ya ne perdesi? On beşinci katta kim görecek seni kızım?” diye dalga geçti.  

 

Hayat bu ya ertesi sabah Merve gürültüyle panikleyip uyandı. Sena, Merve’nin bağırışı ile apar topar kalktı. Camda bir adamla göz göze gelmişti. “Nerden çıktı bu adam” diye birbirlerine bağırarak baktılar. Korkuları şaşkınlıklarına karıştı karışmasına ama adam hiç onları sallamamıştı. 

 

Elindeki silecek ile camdaki köpükleri korkunç bir ses çıkararak siliyordu.  Kızlar “Bizi bu ses uyandırdı” diye düşündüler. Sena yataktan fırlayıp hemen perdeyi çekiverdi.  Merve ise bunu fırsat bilerek kendini yan odaya atıverdi. Bu arada görevli camdan seslendi; “Silmem lazım abla camı kapatır mısın?”

 

Hiç tanımadıkları bir adam diplerine kadar girmişti. Merve çok kızgındı, eli ayağı titriyordu. “Ben biliyorum yapacağımı” diye kendi kendine söylendi. “Tak!” diye camı sertçe kapadı ve hemen yöneticiyi aradı. Evlerinin mahremini bozan bu adamı şikayet etmek istiyordu.  Ama site yöneticisi gayet sakindi. “Sitenin girişinde bu konuda bir duyuru yapıldı hanımefendi” dedi ve pat diye telefonu kapattı. Merve çok bozulmuştu, kendi kendine mırıldandı. “Biz niye görmedik ki bunu? Görmediğin bir uyarı konusunda nasıl tedbir alacaksın.”

 

Biraz sakinleşince kahvaltıda Sena’ya döndü. “nırlar ve kurallar insana hep sıkıntı verir sanıyoruz. Aslında onlar bizim koruma kalkanlarımız. Bizi, bize zarar verecek durumlardan koruyor.  İnsanın kendinden bile kendini korumaya ihtiyacı var. İnsan anatomisi bile böyle...  En küçük yapıtaşımız hücreyi düşünelim. Hücrenin dışında zar olmasa hücreye neler girer? Her yediğimiz hücreye direkt taşınsa ne olurdu bilmiyorum? Mesela bizim burun mukozamız, ağız mukozamız bizi dış olumsuz etkilerden koruyor. Derimiz hem çok faydalı hem çok estetik hem de çok farklı bir perde aslında. Ben bunlara insanın şükretmeyi bilmediği mucizeler diyorum.”


 


“Sabah perdemiz kapalı olsaydı bu kadar korkmayacaktık. Ve görevli de bu kadar rahat olmayacaktı. Evin kapısının olması da böyle bir sınır oluşturur.  İnsan herkese aynı yakınlıkta olamaz ve her gördüğü ile selamlaşmaz. Her selamlaştığıyla tokalaşmaz. Her tokalaştığını evine davet etmez. Kısaca insanın duvarları, sınırları, perdeleri var. İçeri aldıkları ve almadıkları var. O perde her insanda başka kalınlıkta oluyor.  Böylece her isteyen elini kolunu sallayarak aşamıyor sınırlarımızı.  Aslında sınırlarımız sayesinde bir elek oluşturuyoruz. Bize emek harcayan bize sabır gösteren bize değer veren ya da vermeyen insanları birbirinden ayrıştırabiliyoruz. Olmasa ne yapardık?”

 

Sınır bilinenin aksine sandığımızdan da daha kıymetli bir değer. Hem bizim için hem de karşı taraf için. İnsanlar senin sınırına göre şekil alır. Sınırın içindekiler daha yakın olduklarımızdır ve kendilerini özel hissederler. Sınırın dışındakiler ise yaklaşmasına izin vermediklerimizdir.

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “İnsanın iletişim ve ilişkilerinin iyi olmasını sağlayan koyduğu sınırlardır.” Sınır koyamayan insan herkese aynı davranır ve herkes de ona istediği gibi davranır. Sınır koyulmayan kişiler çok yorar, çok can sıkarlar. İnsanın sabrını çok zorlar. İnsan ne zaman “evet” ne zaman “hayır” diyeceğini bilmelidir. Ne hep “evet”, ne de hep “hayır” demek doğrudur. 

Sınırları kime kapatacağımızı ve kime açacağımızı öğreniriz. Hayatımızda huzurla yaşamak,  ticaretimizi güvenli yapmak, evimizde huzurla uyumak ve uyanmak için sınırlar gerekir.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu

 


Yorumlar

G.A. dedi ki…
İletişimde sınırları hatırlatan çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık.
Perdesini kapatmış, kapısını kilitlemiş, semsiyesini alıp yola çıkmış kısacası hayata karşı tedbir almış olan için risk minimuma düşmüştür. Hayat bizim aldığımızda tedbire göre karşılık veriyor.
Naciye dedi ki…
İnsan sınır cizemeyen
Sonrada şikayet eden.
Biz öğretiyoruz bize nasıl davranılacagını
Kaleminize sağlık
Tekrar tekrar okunup, üzerine düşünülesi yazınız için :)
A.Ü dedi ki…
Herşeyin bir sınırı olduğunu ve sınırları korumamızın önemi anlatan,düşündüren bir yazı olmuş. Elinize sağlık...
E.U dedi ki…
İnsan ne zaman “evet” ne zaman “hayır” diyeceğini bilmelidir. Ne hep “evet”, ne de hep “hayır” demek doğrudur...
Kaleminize sağlık 🌸
Adsız dedi ki…
Sınırları bilmek ilişkiyi güçlendirir 🌸
Sibel dedi ki…
Sınırlarını doğru belirlemek her şeye etkisini arttırır. Kaleminize sağlık
HK dedi ki…
“İnsanın iletişim ve ilişkilerinin iyi olmasını sağlayan koyduğu sınırlardır.”
Evet bu doğru.
O zaman neden sınırları kaldırıyoruz?
Bununla ilgili de yazı bekliyorum Sevgili Yazar :))
Emeklerinize sağlık, teşekkürler. 🌷
Figen Ekame dedi ki…
Sınır koyulmayan kişiler çok yorar, çok can sıkarlar
Büşra Ç dedi ki…
İnsanlar senin sınırına göre şekil alır. Ne kadar doğru bir tespit...
zerrin dedi ki…
"Derimiz hem çok faydalı hem çok estetik hem de çok farklı bir perde aslında. " Emeğinize sağlık. Bu şekilde düşünmemiştim.