Çeviri

Sayfalar

HER ZAMAN DAHA FAZLASI

 


HER ZAMAN DAHA FAZLASI…

Ahsen bir haftadır şehir dışında olan eşinin gelmesini bekliyordu. Büyük bir emekle yaptığı birbirinden güzel yemekleri kızıyla birlikte masaya getirdi. Anne kızın heyecanı yüzlerinden okunuyordu. Hem yeni yıla gireceklerdi gecenin sonunda, hem de evin babası geliyordu.

Yaklaşık 2 saat önce; ‘’ Canım az sonra biniyorum uçağa, saat dokuz gibi evdeyim’’ demişti. Ahsen ‘’Saat on oldu neredeyse. Bagaj teslimi, İstanbul’un trafiği derken gecikmesi normaldi. Biraz koltuğa geçti dinlenmek için. Yorulduğunu oturduğunda fark etti. “Sedat gelene kadar atarım yorgunluğumu.” diye geçirdi içinden. İnsan sevdikleri için ne yapsa yorulmazdı.

İşlerini hallederken bir yandan; “Artık şehir dışı işleri de eskisi kadar yoğun olmayacak, bu kadar yalnız kalmayacağım” diye geçirdi içinden. Odasında oyun oynayan kızı; ‘’ Anne nerede kaldı babam? Ben acıktım.” dediğinde saat on bire çeyrek vardı. Gerçekten nerede kalmıştı Sedat, aramamıştı da. ‘’Dur bakalım babanı bir arayalım nerdeyse şimdi gelir’’ dedi kızına. Telefonu çalıyor ama Sedat cevap vermiyordu. “Duymamıştır, tekrar ararız” dedi. Sonra tekrar tekrar aradı ama açan olmadı. Saat gece yarısı olmuştu. Merak ediyordu ama aklına kötü şeyler getirmek istemiyordu. Nerede olabilirdi? Kötü bir şey olsa haberi çoktan gelirdi. O arada kızını yedirmiş ve çoktan yatağına yatırmıştı.

Ahsen sabaha dek belirli aralıklarla aramaya devam etti. Sedat’ın telefonu artık kapalıydı. Tek lokma yemeden sofrayı topladı. Sofrayı toplarken; “İnşallah düşündüğüm gibi değildir, uçak rötar yaptı. Sedat o arada bekleme salonun da uyuyakaldı’’ diye teselli verdi kendine. Farklı tahminleri de vardı ama kondurmak istemiyordu. İçine tarif edemediği bir huzursuzluk çöktü. Her defasında neden bu sorunu yaşadığını sorgulamaya başladı. Eşine olması gerekenden fazla düşkün olduğunun  farkındaydı.


Gözünü açtığında sabah olmuştu, gelen olmadığı gibi telefonda hiç çalmamıştı. “Aramayacağım artık, nasıl olsa gelecek!” dedi. Kızı bir yandan babasını soruyor bir yandan da “Şimdi yeni yıla girdik mi anne?” diye masumca sorular soruyordu. Ahsen erken bir saatte, kızını da alıp aynı semtte oturan yakın arkadaşı Mehtabın evine gitti. Ahsen’in kızıyla Mehtabın çocukları iyi anlaşıyordu. Gün boyu olanları konuştular. Mehtap ona ne düşündüğünü sorduğunda sessiz kaldı.  Artık ne olduğunu, ne yapması gerektiğini kendisi de bilmiyordu.

Son zamanlarda neden bu tarz şeylere maruz kaldığını daha çok düşünür olmuştu. Oturdukları evi almak için birçok borcun altına girmişler ve genç yaşta hayattan tat alamaz hale gelmişlerdi. Bir çocukları vardı ama keşke bu borçlar bittiğinde olsaydı diye düşünmekten de geri duramıyorlardı. Sedat taşı sıksa suyunu çıkaran bir adamdı. İş olsun, para kazansın ve borçlarını kapatsın diye Ahsen de ona ses çıkarmıyordu. Uzun süren iş seyahatleri, maddi sıkıntılar, yalnız geçen yıllar ikisini de yıpratmıştı.

Nerede yanlış yapıyordu?

Gerçekten yanlış mı yapıyordu?

Peki neydi yaptığı yanlış?

Farkına varamıyordu. Merhamet adı altında birçok taviz veriyordu ama iç sesi ona; “Tabii ki çalışıyor yoruluyor, o yüzden de eve geç geliyor” cevabını veriyordu. Aklından geçirdiği bu düşünceler bir süreliğine onu geçici olarak tatmin ediyordu. Sonra tekrar başlıyordu ve kendi iç sesiyle çatışıyordu. "Ya öyle değilse?”

Seneler önce o ilk soruya yanlış cevap vermişti. Satacaklardı o evi ve borçlarını kapatacaklardı. Eşinin para kazanma hırsı onun rotasının sapmasına sebep olmuş, başka yollara itmişti. Artık önüne geçemiyor dur diyemiyordu. Sedat çocukluğundan beri pazarda bazen su satmış bazen balıkçıda çıraklık yapmıştı. Biraz serpilmeye başladığında minibüs şoförlüğü ve birçok işle beceri kazanmış, şimdi ise ticaret yapar hale gelmişti. Ahsen, yorgun olan eşine kıyamazken merhamet sandığı tavırları tavize dönüşmüş ve eşi tarafından ihmal edilen bir kadın haline gelmişti.

Artık bu yaşadıkları ona;“Nerede hata yapıyorum?” dedirttiğinde verdiği tavizler sadece kendine değil, eşine ve kızına da zarar verecek boyuta gelmişti.

Merhamet duygularına sahip olmak güzeldi. Peki ya merhamet ettiğini zannettiği durumlar yerini nasıl olmuştu da tavize bırakmıştı?

Taviz vermenin bir insana bu kadar zararı olabilir miydi?

İnsanın merhameti ne zaman tavize dönüşürdü?

O ilk soruya verilen cevap şekillendirir insanın tüm öyküsünü…

Merhameti hak ettiğini düşündüğümüz kişiye gösterdiğimizde karşılıklı mutlu eden güzel bir duygu. Taviz pişman olacağımız şeyleri yapmamıza sebep olabilecek ve sonu ise mutsuzluk olan kötü hissettiren bir duygu.  

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki ‘’Her seçim aynı zamanda bir vazgeçiştir’’.

Merhamet ve tavizkar olmak da yaptığımız seçimler arasındayken nelerden vazgeçiyoruz hiç düşündük mü?

İnsan adalet çerçevesinde merhametli olursa, diğer insanları, aileleri, toplumları, ülkeleri, dünyadaki dengeleri değiştirebilir. Taviz verirse, insanların mutsuz olmasına, yuvaların dağılmasına, toplumun bozulmasına hatta kaos ortamlarının oluşmasına dahi  sebep olabilir. Bu yüzden ilişkilerde sınırları bilmek, aşırılığa gitmemek, iyilikte dahi tavize dönüştürmemek, ezmemek ezdirmemek gerekir. Bir şeyler aşırılaşmaya başladığında, birilerini tavize birilerini de zorbalığa götürebilir. İlişkilerde taviz vermek insanın kendi öz sermayesinin tükenmesi gibidir. Olumlu durumlarda ve şeylerde yanlışlarına, olumsuz durumlarda ve şeylerde ise doğrularına konsantre olmalıyız. Çünkü bu durum bizi tekrar dengeye getirecektir.  

 ===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu





 

 

 

 

 


You May Also Like

16 comments

  1. Kader G.6/4/24

    Kaleminize sağlık 🌻
    Taviz mi jest mi?
    Merhametli olduğumuz yerde güçlüyüzdür aslında taviz vermeyiz.
    Merhametli insan güçlüdür de ama biz ne oluyor da karıştırıyoruz? Aşırılığa giden dengenin bozulduğu durumlarda taviz verdiğimizde. Etkileyici bilinç açıcı bir yazı olmuş 🌿

    YanıtlaSil
  2. Nurcan4/5/24

    İnsanın sevdiği şeylere değer vermesi güzel bir şey ancak aşırılaştığında kendi değersiz olmaya başlaması da zıttın da kötü bir şey... dengede tutmak ve sınırlar dediğiniz gibi oldukça önemli... ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Nerede durman gerektiğini bilmek me kadar da önemli

    YanıtlaSil
  4. Sherry5/5/24

    Insan isteklerine gore degil dogru olana gore tepkilerini ayarlarsa, kendini o yönde kurarsa tavizi azalir diye dusunuyorum.. malesef yazidaki gibi aile cok, dengelerin bozuldugu, asiriya gittigimiz ve hayat akip giderken hayat araclarini amaca donusturen....

    YanıtlaSil
  5. Adsız5/5/24

    Kıvam ve optimum yoksa her Merhamet zannettiğimiz Tavize dönüşe biliyor….

    YanıtlaSil
  6. Adsız5/5/24

    Çok haklısınız🌹

    YanıtlaSil
  7. A.N.Kaya5/5/24

    İnsan merhamet ettiğini zannedip, karşılaştığı sonuç kendini rahatsız edince taviz verdiğini anlıyor. İlişkilerde kıvam önemli :)

    YanıtlaSil
  8. Büşra5/5/24

    Merhamet mi, taviz mi nasıl anlarız? Peki Sedat’a ne olmuş, Ahsen şimdi ne yapacak?

    YanıtlaSil
  9. Adsız5/5/24

    Kaleminize Sağlık

    YanıtlaSil
  10. Adsız5/5/24

    Emeğinize sağlık👏çok güzel bir yazı olmuş. İnsanoğlunun çıkmaza ve sonrasında o girdiği sapak. Gittiği yol taviz mi yoksa merhamet tarafından mı? Burayı ayırt ettiğimizde ilişkilerimizde denge başlıyor.

    YanıtlaSil
  11. Adsız5/5/24

    Elinize sağlık, olumlu da olumsuzu, olumsuzda da olumluyu korumanın da dengesini bozmayız inşallah. Bir yazıda bir çok önemli detayı ince ince işlemişsiniz kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Adsız5/5/24

    Merhamet, taviz gibi kavramların gerçeğini irdelememize sebep oldu :) ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Adsız5/5/24

    Her seçiş bir vazgeçiş ne kadar doğru. Biz hepsini seçmek istiyoruz.

    YanıtlaSil
  14. Zahide okur5/5/24

    Kaleminize sağlık..
    Ne kadar bilinç açıcı bir yazı olmuş…
    Hayatın her yerinde dengede olmak. Hayatın yasalarına uyumlanmak.. aslında taviz vererek ben hayatın akışını bozuyorum ve hayatın yasalarına karşı kürek sallamak gibi… günün sonunda ise bana kalan koca bir yorgunluk, karmaşıklık aslında…

    YanıtlaSil
  15. Adsız6/5/24

    Merhamet ne, taviz ne; kavramların anlamını bildiğimizde davranışlarımız ona göre şekillenir.

    YanıtlaSil
  16. Emine Ç9/5/24

    En acısı da biz merhamet zannederken meğerse taviz veriyormuşuz uyanışı..
    İnsan dengeden uzaklaşınca ağzında tat kalbinde huzur kalmıyor hakikaten..

    YanıtlaSil