Çeviri

Sayfalar

GENÇLİK ELDEN UÇTU GİTTİ

 


GENÇLİK ELDEN UÇTU GİTTİ

    Hey gidi gençlik hey! Gençlik elden uçup gitti diye düşünüyordu. Bükülmüş beli ile sokakta adım adım yürürken. Adım adım yürürken. Güneşli bir havayı bulmuşken kendisini sokağa atmıştı. Yandaki okulun önünden geçerken bahçedeki cümbüş dikkatini çekti. Bahçe duvarına doğru yaklaştı. Bu kadar gencin ne yaptığını anlamaya çalıştı. Beden eğitimi öğretmeni elinde düdük, gençleri sıraya sokuyordu.  Bahçenin tam ortasında duruyor ve ses sistemini de kullanıyordu. Bayrakları gördüğünde anladı. Bu,  19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı hazırlığıydı… Gülümsedi, “Gençlik Bayramı” geliyor diye düşündü.  Yüzündeki çizgiler, belindeki kambur, saçındaki aklar aklına geldi. Aahh ahhh nerede o gençlik diye düşündü. Önceleri ne yollar yürür, yorulmak nedir bilmezdi. Ya şimdi? İki adım atıp dinlenecek yer arıyordu.  Günlerce uykusuz kalır yine de şikâyet etmezdi. Şimdi ise oturduğu her yerde uyuyakalıyordu. Gençken ne yediği dokunur ne içtiği rahatsız ederdi. Artık ne mümkün! Her yediği mutlaka midesini ekşitiyordu.

    Ağır ağır yürüyor, bir yandan da düşünüyordu. Gözü, köşedeki parka takıldı. Parkta oturup dinlense iyi olurdu doğrusu. Kendini, parktaki banka zor attı. Nefes nefeseydi. Etrafındaki çocuklara baktı, cıvıl cıvıl oynuyorlardı. Caddede yürüyen, Caddede yürüyen, koşturan gençlere takıldı gözü. “Gençlik ne güzel şeysin. Kıymetini bilemediğimiz bir kuş misali avuçlarımızdan uçup gidensin. Ne kıymetini bilebildik ne de tutsak tutulurdun” diye söylendi kendi kendine. Sahi, bu kadar kıymetli olan anları nasıl harcamıştı? Önceleri sorsalar gençliğimi kendim için yaşadım der geçerdi. Şimdilerde daha farklı düşünmeye başlamıştı. Her insan gençliğini zaten kendi için yaşamıyor muydu?  Doğrusu; “Gençliğini nerede yaşayıp harcadın?sorusuydu sanki. 



Nasıl olsa uzun yıllar var

    Gözünün önüne kendi gençliği geldi. Başını iki yana sallayıp duruyordu. Herkes gençliğinde benim gibiydi diyecek oldu ama yok, doğru değildi. Misal sıra arkadaşı Tarık, hiç de onun gibi değildi. Daha gençliğinde kendine hedefler koyup, yaşlılığında daha konforlu bir hayat yaşamayı seçmişti. Mesleği ile ilgili doğru kararlar vermiş, elindeki imkânları en verimli şekilde kullanmıştı.  Okuldan sonra yarı zamanlı bir işte çalışırdı. Oradan edindiği deneyimler, dükkânını açtığında çok işine yaramıştı. Demek ki her gençlik, onunki gibi kafasına göre takılmakla geçmiyordu. Asıl kıymetli olan, bir şeyleri gençken fark edebilmek değil miydi! Gençlik, insanın elindeki imkânı en iyi şekilde kullandığı yanılgısına düştüğü bir süreçti.  Duyguların aktif olduğu düşünmeden hemen tepki verdiği bir dönem. Nasıl olsa uzun bir hayat var önümde dediği, hep o yaşta kalacağını zannettiği anlardan oluşuyordu. Çoğunu anlamadan, boşa geçirdiği, kalan çok az kısmını uzatmaya çalıştığı zamanlar.

    Etrafını seyrederken aklına haberlerde izlediği Gazze’deki gençler geldi. Kim gençliğini nerede harcadı? Neye harcadı? Nasıl harcadı? Bu sorular şimdi daha başka bir anlam kazanmıştı. Tarık, onun için iyi bir örnekti ama ondan daha da iyisi vardı elbette. Elindeki bastona eğilip gençliğini nerede harcadığını düşünüyordu. İçi cız etti, ne kadar da ziyan etmişim bana verileni diye düşündü. Eliyle kederli bir şekilde bacağına vurdu, derinden bir iç çekti. Son zamanlarda pek hayıflanıyordu bu haline. Her bulduğu gence bu yüzden öğüt verirdi. “Sen sen ol gencim daha yapacak vaktim var deme. yapacak vaktim vardeme. Vakit bulursun da gücünü bulamazsın. Gücünü bulursun da imkânını bulamazsın. Gençliğinde kanın deli deli aktığında, kendine gerçek amaçlar bul ve onlar için çalış!

    Hazır Gençlik Bayramı da geliyordu şimdi yine söyleyesi tutmuştu; “Gençlik elden uçtu gitti döndüm gazel yurduna” Akif bunları düşünürken ağaçta bir kuş öttü. Yanındaki salıncaktan bir çocuk düştü. Ilık ılık bir rüzgâr esti yüzüne. “Gençliğini nerden harcadın Akif?” diye tekrar sordu.

    Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; başı olanın sonu vardır. Bir şey zıddını içeriyorsa gerçektir. Gençliğin, elbet bir yaşlılığı olacaktı!

===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu



You May Also Like

3 comments

  1. Nasıl olsa uzun yıllar var dediğimiz , aslında sadece bir süre verilmişti bize. Süre başı ve sonu olan bir zaman dilimi. Geldi ve geçti. İnsan bir süreliğine sınav salonundaydı zil çaldı ve Sınav bitti. İnsan sonsuza kadar burada kalacağını zannediyor. Ve insan aldandı. Bize verilen süreyi doğru kullanmak nasip olsun...

    YanıtlaSil
  2. Adsız15/6/24

    Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Nermin Yaman1/7/24

    Gerçekten göz açıp kapayıncaya kadar bir ömür geçiyor. Doğduysak mutlaka d öleceğiz. Mesele o arada ne yaptıklarımız yada ne yapmadıklarımız...

    YanıtlaSil