Dört
yumurtayı çırpmakta mıdır hikmet?
Yoksa şekerde mi?
Bir keki, anne keki
yapan nedir sahi?
Neden hep yoktu da bu kek, son 20-30 senede ortaya çıktı? İnternetin yaygınlaşmasıyla aynı zamanlara denk gelmesi neden? Üstelik, kek kektir. Öyle ya o zaman abla keki de olsun. Teyze keki mesela... Hatta amca keki… Fiili gerçekleştirmekteyse hikmet, bu türlerin de olması gerekmez miydi?
Tamam!
Hikmet annede o zaman!
Eee anne bugün de anne…
Deneyim transferi
olmalı değil miydi?
Kek deseydik sadece…
Anne keki diyoruz ve
beraberinde özlem yüklü ifadeler. Bu neden? Marketten aldığı kekle duygusal bağ
kurana hiç rastlamadık.
Anneler,
yokluğunda özlemle anılandır.
Boşluğu doldurulamaz
bir annenin. Ama anlaşılan o ki “Anne
Keki”ne adını veren anne biraz başka.
Yumurtayı ucuza bulmadı
o anne. Yumurta da yumurtayı almak da ucuz değildi. Bir annenin en büyük
kıyaklarındandı kahvaltıda yumurta kırmak. Bu kadar değerli bir yumurtayı çırpmaktan söz
ediyoruz. Üstelik 3-4 tane…
Yumurtayı çatalla
çırpardı o anne. Bilmem kaç devir mikseri yoktu ama güçlenmiş bilekleri vardı.
Şekerin henüz zararını
bilmiyordu. Ağızlar tatlansın, çocuklar keyif alsındı gerçek niyet.
Birilerinin, harika kek yapıyorsun, demesine pek
ihtiyaç duymazdı. “Ne var ki? Herkes
böyle yapıyor zaten…”
Hayatında ilk kez kek
yapıp, sosyal medyada yayın yapanları hiç anlayamadı o yüzden...
Bahaneleri yoktu o
annenin;
“Toplantım var”,
“Yapamam”,
“İşe geç kalıyorum” demedi…
İşi hep vardı ama çocuğuna kek çırpmasına
engel olmadı.
Evin yanında market yok
ki, yumurta bitince iki dakikada gidip alsın…
“Komşuya da ayıp olur
şimdi; onda da yoksa mahcup olmasın...” diye düşünürdü çoğu zaman…
Şehirliyse en yakın
köye, köylüyse kümesin başına duaya giderdi o anne…
Mikrodalga fırını da
yoktu her şeyi çabucak pişiren. Kış ise odun sobasının fırınını kullanırdı. Bazen
sobanın yanmayacağı tutardı. Baca
tıkanmış, kek hamuru sobada bekliyor. Haydi bakalım borular kontrol edilsin,
baca temizlensin…
Kekin santim hesabına bakan yoktu; ne kadar kabarmış diye. Ama yine de kocaman kabarırdı o kek. Hani olur da kabarmazsa, anneden deneyimselleşmiş yöntemlerle üzerine şerbet yapılır, tatlıya çevrilirdi.
Bu annenin, neden kek
olmadı diye mızmızlanan çocukları da olmuyordu tabii… Davul fırının camından
dakikalarca keki seyreden heyecanlı gözler… Beklentisi hep düşük… Fırın yansın
yeter…
Ha, bu arada kek
tarifinin ayrı bir öyküsü var. Okuma yazma bilmeyen o anne biraz dertli. “Beni okutmadılar
ki!..” diye başlıyor… Ne çok şey anlatıyor o bakış, duruş, kıvamındaki
sessizlik…
Tarif diyorduk…
Tabi ki kulaktan dolma.
Denk gelirse, bileni yan gözle izlemiştir yaparken. Yan gözle, diyoruz çünkü
sadece oraya ayıracak zamanı yok. O esnada yapacak başka bir işi mutlaka vardır
yani. Tüm deneyim bundan ibaret...
O tarifi vermek için
nazlananlar da vardı. O nazı da çekmesi gerekmiştir o annenin. Belki
karşılığında fasulye doğramış, yufka açmış, bahçede çapaya bile gitmiş
olabilir.
Var olan parmağı ekrana
değdirmekten biraz farklı bu tarifin bedeli…
O yüzden sadece kek
değil; anne keki…
Hikmet anne olmakta
değil velhasıl...
Hikmet,anneyi anne yapan bedellerde…
O çabada, mücadelede…
Yoksulluğun,
yoksunluğun getirdiği acıda…
O acının, açlığın
doğurduğu olgunlukta, güçte…
Bugün adı anne keki
olan bir kek yiyebilir insan. Ama o kek o annenin keki değildir artık. Kokusu
onun gibi değil. Tadı onun gibi değil.
Tavuğun bedeli de
eskisi gibi değil. Sütün tadı hiç çocukluğundaki gibi olmuyor. Üzerine yumurta
kırıp ekmek bandığın yağ, artık hiç de lezzet vermiyor.
Neden ?
Tüm bedelleri geri getirsek, tüm sebepleri olması gereken gibi oluştursak… Yine de aynı tat olmayacak yaşamımızda.
Peki, benzer sebeplerin
benzer sonuçları oluşturması gerekmez mi? Hani sebep ve sonuç ilişkisinden bahseder ya
Deneyimsel Tasarım Öğretisi...
Yoksa, başka bir detay mı var bilinmesi gereken?
Yoksa, hikmet çok daha başka bir şeyde mi?
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yorumlar
Sadece bir kek’in serüveni ile tüm özlem duyduğumuz duyguları bize hissettirdiniz.. Teşekkürler 💐
Iyiki annelerimiz var💐🤍
Soyut/Somut bedelin lezzeti bu olsa gerek "Anne keki"
Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş..
Elle çırpılanın el lezzeti olurdu, “bunu kesin annem yaptı” dedirtirdi.. Ve artık makinayı bile elde tutmaya gerek yok, düğmesine basarsın o hal eder hale geldi. Gelip geçen zamanı tekrar yakalayabilme ümidiyle🌿
İmkanların çok temasın çok az olduğu bu günlerde özlemini duyduğumuz o günleri yaşattınız...
Kaleminize sağlık...
Niyet ve samimiyet …
Bir şeyi kıymetli yapan, güçlenmesine sebep olan ve onu da lezzetlendiren bedelleri sevmeyi öğrenmek nasip olması duasıyla...
Hikmet, anneyi anne yapan bedellerde…
O çabada, mücadelede…"
Evet, aylarca karnında taşımak ve doğurmak da elbette büyük bedeller. Ama bir çocuğu sadece büyütmek değil de, onu yetiştirebilmek için asıl bedel doğumdan sonra başlıyor belki de...
Onun hayata karşı güçlü olabilmesi için, onun yükünü almamak, büyüme sürecinde sabırlı olabilmek...
Anne gücü, anne sabrı diye bir şey var...
Ne mutlu geç de farkına varabilenlere.
Çok teşekkürler bu güzel paylaşım için...
İnsanın ilk gerçeği ise gerçekliğe muhtaç olduğunu anlamasıdır...
Hayatlar Gerçek ödenen Bedeller Gerçek,,
Kaleminize sağlık 🌺🌺🌺🌺
Tadı damağımızda, hissi yüreklerimizde kalan, kendimiz anne olunca o imkansızlardaki üretimi ancak algılayabildiğimiz annelerimizin emekleri...
Bizdeki etkisinin gücü de oradan geliyor sanırım🤷♀️
Çok güzel bı yazi olmuş
Birkaç malzeme ile hissedilen zenginlik…
Sana açılan kapıya çıkan güler yüzün ardındaki mutfaktan gelen mis koku ile birleşen anne sıcaklığı…
İçerisindeki zamanın çeşit çeşit tatlarının üzerine çıkmasına izin vermediği lezzet…
Anneyi anne yapanlardan…
Ocağı ocak yapanlardan…
Ders alınabilesi…
Kaleminize sağlık…🌿👌
Acı gerçeği çok tatlı yansıtan güzel bir yazı. 🍁
O sevgi bütün hücrelere işler.
İyi ki varlar.
Verilen görevi layığıyla yapanlardan olabilmek duasıyla
O dönem geldi geçti. Şimdi hepimiz tıka basa tokuz. Alacaklı değil borçluyuz bu hayata...
“Sevgimi kattım”
o anne kekinde sevginin içinde, o iki kelimenin içinde bir dünya kadar anlam var… çok emek var, sabır var, merhamet var, zorluklar var, engeller var, imkansızlıklar var, açlık var, kıymet var ve temas …
Çocukluğum gözümün önüne geldi okurken :') Emeklerinize sağlık
Sobalı bir evde 3 çocukla bir kadın, odun kırar, taşır, külü temizler, ders, yemek, çamaşır ve daha niceleri...
Şimdi günlük ev işleri bile daha kolay olması lazımken daha zor geliyor. Kolaylık mutluluk da getirmiyor sandığımızın aksine. Öyleyse her güçlükle bir kolaylık var.
Güzel bir yazı, ellerimize sağlık.
Hikmet, anneyi anne yapan bedellerde…
O bir dönemdi ve geçti…🤍
Emeklerinize sağlık…
O yüzden sadece kek değil; anne keki…
Kaleminize sağlık…