Çeviri

Sayfalar

Hafiflemek




Ne kadar sıkıcı bir gün! 

Hem hava kapalı hem de ev kalabalık. Hava güzel olsaydı hiç değilse balkona çıkar nefes alırdık. İnternet de çekmiyor burada. Televizyon açık ama onun da sesi kapalı. Aa! O ne, fil mi o? Doğum mu yapıyor! Yok artık 616 gün müymüş gebelik süresi? Hiç de zorlanmadı doğum yaparken. Ne kadar cüsseli bir hayvan. Ama kendinden beklenmeyecek kadar da hareketli. Benim kilo problemim yok ama hareket edesim gelmiyor. Bu hayvanlar bu enerjiyi nereden buluyor? Karda avlananı var. 600 gün gebe olanı var, yavrusunu kartaldan koruyanı var. Her sene iki kere göç edeni var… Göçmen kuşlara aşağıdan bakmak güzel de, yerlerinde olmak istemezdim. Hep yolda geçiyor ömürleri, bir rahat yok! Bak bak şu anneme bak, hiç yaşının insanı mı? Zannedersin ki kuzenimi değil onu isteyecekler. Fıldır fıldır dolaşıyor etrafta. Şimdi ona sorsan, “Ben hareket ettikçe hafifliyorum der.

İnsan hareket ettikçe hafifler mi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, “İnsan durağanlaştıkça ağırlaşır, hareket ettikçe hafifler.”

Aslında hepimiz zaman zaman hareket etmek istemeyiz. Bazen buna depresyon deriz, bazen tükenmişlik sendromu ve bazen tembellik, bazen de atalet... Aslında hepsi farklı farklı şeylerdir.

İnsanın hareket etmesine sebep olan şey motivasyonudur. Ya yaklaşmak istediği bir haz vardır ya da uzaklaşmak istediği bir acı. Aslında insan açlık hissettiği konuda, kendini doyurmak ister.  O zaman, vücudu enerji üretir ve harekete geçer.



Kimi zaman, insana yapması gereken şeyler zor gelir. 

O yüzden erteler veya vazgeçer. Her vazgeçiş onun ileride daha çabuk vazgeçmesine sebep olur. Zamanla her şey gözünde daha fazla büyümeye başlar. Bu da onu hareketsizleştirir. Ya da “Ben yaptım mı tam yaparım” der. Mükemmel olanı yapacağım derken harekete geçemez olur.

İnsan çoğu zaman kendi potansiyelinin farkında bile değildir. Kendi kendine engeller koyar. Nerededir o engeller? Elbette ki zihninde. Hele bir de yapacağı şey faydaya yönelik ise karşısına çıkan engeli de bol olur. 

“Acaba yapabilecek miyim?” 

“Ne kadar zorlanırım?” 

“Ya olmazsa” “Ya beceremezsem”

“Ya rezil olursam” 

“Aman canım ne gerek var olmayıversin”… 

Tüm bu düşünceler onu hareketsiz bırakır. İnsan kendine engel koysa da, ondan beklenen hep ileri gitmesidir. Hep ileri ve hiç durmadan. Akan bir su gibi… 

Peki aşamadığı bir engelle karşılaştığında ne yapmalı? 

Elinden ne geliyorsa onu. Çünkü insan durduğu anda geriler.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Durağan olmak yaşamın yasalarına terstir.”

Tüm yaşamı kapsayan bir ilkedir bu: “Boş kaldığında hemen başka işe koyul!”

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu



You May Also Like

7 comments

  1. Zerrin13/2/24

    Kendini toparlamanın yolu : boş kaldığında hemen kendine bir iş bul :)

    YanıtlaSil
  2. Adsız13/2/24

    Ne güzel bir yasa...insanlık bunu daha ziyade sıkıldık mı ? O zaman başka bir eğlence başka bir dizi zampingliyim şeklinde kullanmayı tercih ediyor.Doğrusunu yapmak bizlere nasip olsun..

    YanıtlaSil
  3. Üretim üretim üretim.... İnsana en iyi gelen şey

    YanıtlaSil
  4. Sibel15/2/24

    Çok güzel stratejiler var elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Nerde hareket orda bereket...

    YanıtlaSil
  6. Yazı hiç bitmesin istedim... Zihninize sağlık :)

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel stratejiler..
    Hemen yeni bir işe başlıyoruuz :)

    YanıtlaSil