VAR MISIN YENİ BİR DÜZEN KURMAYA?
Her
insanın kendi kurduğu bir düzeni vardır. Düzensizliğin içinde bile yer alan bir
düzen... İnsanın aslında düzene bir meyli
vardır. Rutin halini almış düzenler sıkıcı gelse bile insanın işini kolaylaştırır.
Vaktinde gelmeyen otobüs, vaktinde ödenmeyen ücret hepimizin canını sıkar.
Düzen bir sonraki adım için insana öngörü sağlar. Düzen haline gelmiş bize
zarar veren alışkanlıklarımız da vardır. Bunları değiştirmek istesek de bir
türlü eyleme geçemeyiz.
- Daha az yemeliyim!
- Daha az konuşmalıyım!
- Daha çok çalışmalıyım, daha az
tembellik yapmalıyım!
- Daha erken kalkmalıyım!
- Daha fazla hareket etmeliyim!
İsteriz
de isteriz. Ramazan düzen bozup yeni bir düzen kurmak için bir fırsat ayıdır.
Oruç ise aslında isteklerimizi ertelemeyi mecbur bırakan bir ibadettir.
Öncesinde bir özlem, ardından bir tedirginlik başlar. Kolay mı? Gecenin bir
yarısı kalkıp yemek hazırla ve ye! Kimi için uykuyu bölmek zordur. Kimi için
sabaha karşı yemek yemek zordur. Kimi için yemek sonrası ortalığı temizlemek
zordur. Kimi için ise bölünen uykuya devam etmek sıkıntılıdır. Ancak her
zorlukta bir kolaylık vardır.
Zeynep henüz 17 yaşındaydı, 9 yaşından beri oruç tutuyordu. İlk oruç tuttuğu yıllar uzun ve sıcak günlere denk gelmişti. Şimdilerde ise günler daha serin ve kısaydı. Ramazan ayını ailecek özlemle bekliyorlardı. Hep beraber sofraya oturmak, iftara özel yemekler ve tatlılar yemek büyük keyifti. Hele mis gibi kokan ramazan pidesi bu aya özeldi. Annesi her iftarda mutlaka misafir ağırlardı. Zeynep yüzünde huzursuz bir ifadeyle “Anne ne kadar kaldı Ramazan’a? Bu yıl sınava gireceğim, içim daralıyor oruç tutacağımı düşününce’’ dedi. Nedenini ise iki kelimeyle özetledi; “Düzenim bozuluyor.” Yemek sonrası geç vakte kalan misafirler ve yıkanması gereken bulaşıklar onu epeyce düşündürüyordu.
İnsan
hedeflerine göre düzenini kurar. Buna göre de hayatını en güzel şekilde
geçireceğini düşünür. Seçimleri hep istekleri yönünde ilerler. Ne yiyeceğim, ne
giyineceğim, ne yapacağım? Sorunun cevabı isteklerinden gelir. Başrolde ben
varım zanneder ama başrolde olan istekleridir. Kendine iyi geleceğini zannettiği seçimleri yapar.
Ramazan’da ise başrolde artık oruç vardır. Gün ona göre dizayn olur. Uyku
saati, yemek saati, spor saati... İnsanlar mevcut alışkanlıklardan vazgeçmek
zorunda kalır. “Kahve içmeden uyanamam. Kahvaltısız dışarı çıkmam. Gece
uykumu bölemem” artık yoktur. Tüm bahaneler bir süreliğine son bulur.
İnsanda günden güne artan bir farkındalık oluşur. Yapılamaz olan işlerin
yapılabildiği ve Ramazan’la daha da bereketlendiği görülür.
Zeynep
de endişelerine rağmen şikayet etmeden orucunu tuttu. Son 10 gün kapıya
dayanmıştı. “Nasıl geçiyor Ramazan?” dedi annesi. ‘’Bu düzen bana iyi geldi’’
dedi Zeynep. “Hatta günde üç kere yemek gereksizmiş. Öğün aralarındaki o
kuruyemişler atıştırmalıklar vaktimi oldukça alıyormuş. Sabahları hafif bir
başlangıç, akşamları da aynı saatte tek öğün.
Hele dersten başını kaldırıp mutfakla ilgilenmek çalışma hayatıma
hareket kattı ” diyerek sözünü
tamamladı. Annesi gülümsedi, herkes
hayatını toparlamak adına Ramazan’dan payını alıyordu. Aslında insanların
zorlandığı yerler aynı zamanda onları nasıl da güçlendiriyordu. İnsanın kurduğu
düzeni bozup daha iyisiyle tanışmasına vesile oluyordu.
“Ramazanda
kahve içmeyince başım ağrıyor. Sigara içmezsem sinirli oluyorum. Açlık beni
yoruyor. Gece kalkınca uyku düzenim bozuluyor” diye düşünebiliriz.
Halbuki insan denese kim bilir neler değişecek. Böylece insan neyi yapıp neyi
yapamayacağını gördükçe daha da güçlenecek. Aslında o zaman
her şeyin kendi elinde olmadığını ve gerçek destekçisini tanır. Kendi
için istediklerinden daha iyisini ona verebilecek olanı algılar. ‘’Yanılmışım,
düzenimi bozdum ama çok daha güzel günlere ulaştım..
Her
Ramazan bir yenilenmedir, yeni hedefler belirlenir.
İsteğine
göre değil ihtiyacına göre hareket edebilmek için yol gösterici bir pusula
niteliğindedir. Sonunda elde edilen gerçek imkanlar ile samimi bir yüzleşmedir.
İstekleri
yönetmek için esaretten kurtulma yolculuğudur.
Bir
kere gelebildiğin bu hayatta kendi gücünün ötesinde bir güce teslim olmaktır.
Peki,
bu bereketi hayatımızda yaşamak için eski düzeni bozup, yeni bir düzen kurmak
istemez miyiz?
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar