MUTLULUĞUN ANAHTARINI KAYBETTİM!
Dünyanın En Mutlu İnsanı
Kim mutsuz olmak
ister ki bu hayatta? Her insan mutlu olmak ister ve isteklerinin peşinden gider.
Hayaller kurar, planlar yapar, adımlar atar. Evim, eşim, çocuklarım, kariyerim der.
Bin bir çaba ve emekten sonra isteklerine kavuşur. Kavuştuğu yerde, “Dünyanın en mutlu insanı” olacağını zanneder.
Bir zaman sonra insan bulunduğu
duruma alışır, standartları oluşmaya başlar ve “Aradığım bu muydu?” diye düşünerek hayal kırıklığına uğrar ve bir
süre sonra “keşke”ler başlar. Tatminsizlik
duygusu içini yakar. Evi ile ilgili sorunu varsa, evini değiştirmek için
çabalar. İşiyse sorun, kariyerini yükseltmek için uğraşır da kendini unutur. Eşiyse
sorun, yalnızlık veya geçimsizlik gibi problemleri olur. Hayat boyu didinir
durur, hayal ettiği şeylere sonunda kavuşur. Peki kavuştuğunda ne yapar? İnsan
nerede yanılır?
İnsan! İradesi olan tek canlı. “İnsan” adı
unutan…
İstekleriyle
sınandığını unutur. Her istek bir sınav kapısıdır oysa. İsteyerek seçtiği
işiyle, eşiyle veya sonra evladıyla sınanır. İnsanoğlu her istek ürettiğinde bir seçim
yapar ve bir paket satın alır. O paketin içinde isteklerinin bedelleri vardır.
Oysa insan sonucu isterken sebeplerine odaklanmadığı için yanılır. O adamla
evleneyim ister ama paketten anne babası, kardeşleri, akrabaları, arkadaşları
ve işi de çıkar. O çocuğu ister ama paketin içinde gazı, hastalığı, uykusuz
geceleri de vardır. Yani insan bir seçim yaptığında aslında hangi problemleri
de beraberinde aldığını düşünmek zorundadır.
Peki insan probleme
razı mı? İnsanoğlu daima problemden kaçar, kaçarken de sobelenir. Çözüm bekleyen,
ertelendikçe büyüyen problemler, dağ gibi üstüne gelir. Her geçen gün yanına
bir yenisi eklenir. Mesele problemin kendisinde mi? Yoksa problemi çözmek
yerine yaşamakla ilgilenen insanda mı?
Aradığım Mutluluk Azmimde Saklı
Oysa hep dışarıdadır
gözü insanın. Kendisinden çok başkasına verilene odaklanır. “Keşke benim olsa!” diye hayıflanır. Aradığı
yerde bulamadığı, tam da bulduğunu sandığı yerde kaybettiği, hayal kırıklıkları
ile doludur hayatı. Esasında mutluluk nerededir? Tüm engellere rağmen her
gayret edişinde, attığı her adımla ilerleyişinde, yanı başındadır. Kişi aradığı
mutluluğu gösterdiği azimle bulabilir.
Asıl başarıya, sonuçlarla değil, oluşturduğu sebeplerle ulaşabileceğini zamanla
anlar. “Kaybettim, bulan var mı?”
dediği mutluluğun anahtarının cebinde olduğunu sonradan fark eder.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Mutluluk insanın sonuçlarıyla ilgili değil, oluşturduğu sebepleriyle ilgilidir. Kişi hedeflerine ulaşabilmek için gayret ettikçe o yolda mutlu olur.
Yokluktan, sıfırdan hayata başlayan ve yüksek imkanlara
sahip üç arkadaş bir araya geldiğinde en çok neyi konuşur? Gittikleri lüks
tatili mi? Yoksa çocuklukta derede yüzüp acıkınca yedikleri salça ekmeği mi?
Bindikleri lüks arabayı mı? Yoksa otostop çekerek okula gitmeye çalıştıkları o
yokluk günlerini mi?
Esasında kimse, mutlu olmak için ödediği bedelin içinde, saklı bir hazine olduğunu bilmez. Herkes hedefine ulaştığında aradığını bulacağını zanneder. Oysa insan yanılır. Mutluluk bir sırdır, o sır yolda olana, gayret edene verilir.
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Teşekkürler